Tarihi 20 Ağustos 2016

Hiçbir çocuk böyle bakmadı!

Halep'te hava saldırısında ölümden dönen Suriyeli bir çocuk fotoğrafı. 5 yaşındaki Ümran Daknes.
Ölümü ayağına çağıran bir haylaz duruşu.
Gerçekleri gösterebilmek için seçilmiş melekler gibi.
Bütün dünyanın kirini işaret eden şelaleler gibi bakıyor.

***
Oturduğu ambulans koltuğunda, yardıma ihtiyacı olanlara sesleniyor sanki.
Gözlerinin akı kalmış geride.
Bizlere "Bu fotoğrafın ana fikri nedir?" sorusunu soran ve karşısında küçüldüğümüzü hissettiren mağrur bir bakış.
"Gözlerinizde lüzumsuz bir çocukken, bu resimle beni kahraman mı yaptınız?" der gibi.
Suriye'de doğmuş olmanın vebalini öder gibi bakıyor.

***
Ufkunda mavi yok.
Ya da bütün renkler anlamını yitirmiş.
O bakışta bir kitabın bütün sayfalarını dolduracak yaşanmışlık var.
Annesi ve babası gibi, uyuyan arkadaşlarının bir daha uyanmayacağını biliyor.
Ölüm tezgahını işletenleri bildiği gibi.
"Gönderdiğiniz ölüm siparişleri yerine ulaştı, beni unuttunuz. Çocuklarınızın hamburgeri olamadığım için kusura bakmayın!" der gibi.
Kurşuna dizilmeye giderken, gözlerini bağlatmayan asker gibi bakıyor.

***
Parmaklarının sayısını unutmuş.
Ama dünyada en çok silah satan 5 ülkenin adını biliyor.
Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa.
Bunlar aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Daimi Temsilcisi.
Onların gözünde dondurulmuş balıklar kadar değeri olmadığını da biliyor.
Saçlarına götürdüğü eline bulaşan kanı görünce, "Elimde kanımdan başka kimsem kalmamış" der gibi.
Amerika'nın akvaryumundaki Avrupalı ölü balıkları seyreder gibi bakıyor.

***
Biliyor ki, en fazla ölümü tehir oldu.
İnsanlık ölmüşken, yaşaması bir zafer çığlığı değil.
Oysa sokaklarda haylazlık yapmalıydı şimdi.
Top oynarken cam kırmak.
Parası olursa dondurma yemek.
Kusurlarıyla da büyümek.
Bombardımanlara tek yardım gelmezken, oyunlarının bozulması kimin umurunda?
Her şeyin sebebini biliyor.
"Siz keyfinize bakın, bana bakmayın.
Ben sizlerin zaman kaybıyım" der gibi.
Büyüklerin halledemeyeceği her şeyi halleder gibi bakıyor.

***
Yaşı küçük bir futbolcu, takıma girmek için yaşının dolmasını bekliyor sanki.
Sahanın içine girecek de, tozu dumana katacak.
"İnsanlık nereye düşer usta?" diyecek, ayağından çıkan paslarla attığı mektuplarda.
"Bombalar neden çocukların başına düşer?" diye pankart açacak silah tüccarlarına.
"Benim fotoğrafıma bakacak yüzünüz var mı?" diye haykıracak kansızlara!
Attığı gollerin sayılmayacağını da biliyor.
Gönderdiği mektupların adresine ulaşmayacağını da...
O yüzden, "Ömrüm yere düşse eğilip almam" der gibi.
Aslında ölümün şefkatini hisseder gibi bakıyor.

***
Hiçbir çocuk, büyüklere bu kadar yakından ve böylesine derin bakmadı.
Videosu dünyayı sarstı da...
Fotoğrafının altına yazılan güzel sözlerden medet ummayacak kadar olgun bir bakışla...
"Ben kendimin gururu, sizlerin utancıyım" der gibi.
Amerika'nın gelmişine geçmişine küfreder gibi bakıyor.