Sokak lambasının altında heykel gibi duran gencin gözleri penceredeydi hep.
Aralanmış perdelerden bakan bir çift gözün hayali ömre bedeldi.
Kızın yüreğindeki heyecana, radyoda çalan bir şarkı veya bir plak ortak olurdu.
Ya da bir hatıra defterine karalanan şiirler.
"Parayla saadet olmaz"dı gerçekten.
Büyük sevdaların önüne geçilmezdi.
Şarkılar da gariplerden yanaydı, siyah beyaz filmler de.
Mahalleler iliklerine kadar namuslu.
Aşklar ömürlüktü. "Düzeyli ilişki" icat edilmemişti henüz.
Televizyon dizilerindeki zibidilerin tek gecelik ilişkilerine manşet atan gazeteciliğin esamesi bile yoktu.
Politikanın içinde bile insanları sevgiye davet eden, yüreği dağ gibi insanlar vardı.
Birbirlerine öldüresiye yumruk atanlar değil.
Ne olduysa 1980'den sonra oldu.
Televizyonlar topluma darbe yapmanın çamurlu postalını giydi.
Evlerimizin içini zehirle sarmaşıklar doladı.
Para; bütün aşkları ezdi geçti.
Teknoloji masum kalplere kalleşlik yaptı.
Kadın kesmek tavuk kesmekten kolay hale getirildi.
Şimdi yayılan yozlaşmanın hücrelerinde tedavisi imkansız bir hastalık yatıyor.
Kadınları katletmek hastalığı.
Hiçbir şey sebepsiz yaşanmıyor.
Aşkın yerini alan şiddetin temsilcileri hala çalışıyor.
Bilinçaltı emirleriyle "Apışarası erkekliği" besliyorlar.
Hala okullarda etek boyu bahane edilerek, katledilecek genç kızlar listesi yapılıyor.
Üretim fazlaları minibüslerde, otobüslerde, yol kenarlarında fırsat kolluyor!
İşin en büyük utancı.
Bu tecavüzcülere, katillere arka çıkan erkekler!
Sürüsüne bereket!
Gerçek sevda düşlerini dişleyen çakallar devri artık, akbabalar, yarasalar mevsimi.
Televizyonlar yarattıkları kahramanların gerçek hayattaki izdüşümüne bakıyor.
Şiddetin hasat mevsimindeyiz.
Aşk eski bir yalan!
Yoksul ama namuslu mahallelerden kalan!
O yüzden boşuna vurmadılar.
Yüreğimizin sevda bekçilerini!
***
Trafik yetkilerine
İstanbul trafiğine servis araçlarının büyük darbesi var.
Sabah yol kenarına bırakılan araçlar akşama kadar otel havasında.
E-5'den Balmumcu'ya girişte iki şeritlik yolun tek şeridini tıkayan servis araçları her gün trafik terörüne hizmet ediyorlar.
Bu çirkinliğe karşı çıkacak bir yetkili yok mu?
Her gün trafiği katleden ve tek şeridi kendine tahsil eden bu servis araçlarının dokunulmazlığı mı var yoksa?
Mutluluk Takvimi
Gözlerim gülmüyor
Eskisi gibi
Aklımdan yaşanmış
Günler geçiyor
Şimdi sevgimizin
Hasat zamanı
Ben ektim sevgiyi
Eller biçiyor
Sayfalar dolusu
Mektuplar yazdım
Kalbim kan ağlıyor
Dilim susuyor
Vefasız sevgilim
Ellerin olmuş
Bıraktığım yerde
Yeller esiyor
Hakkı YALÇIN