Öncesi vardı, sonrası yok oldu insanlığın.
Eşitlik ve özgürlük de ardından gitti.
Ne olduysa 1980'den sonra oldu.
Yürekler kir tuttukça kinler büyüdü.
Teknoloji başlayınca nostalji bitti.
Elde avuçta bir parça demokrasi vardı, onu da kaybettik.
Siirt'te 4 kıza cinsel istismarda bulunan okul müdür yardımcısına indirim uygulandı.
Fahrettin K. Adlı eğitimci beyefendiye, üstelik firarda olmasına rağmen "iyi hal indirimi" de yapıldı.
Taşlar bile duygulandı!
Bu ülkede haramı helal saymanın modası geçmez.
Haram yiyenler altlarına lüks cipler çektiler.
Onların pahalı katları, sükseli yatları oldu da.
Bizler onları çeken faytonların atları olduk.
Değmeyin keyfimize!
Bakıyorum da herkes kendi ruhunun derebeyi! Her akşam yeni bir körebeyi ortalarına alıyorlar.
Vicdanlar tutukluysa, eller ve ayaklar özgürdür. Vur Allah vur!
Ekranlarda en büyük meziyet halka eziyettir.
Kendisine eziyet edeni sevmek de, halkın klasik vaziyetidir.
Şimdi kadınlarımız için televizyon dizileri; zehir olsa içilir.
Erkekler için futbol; ne yardan ne serden geçilir.
Yapılan bir araştırmaya göre, Türk insanı resimlerde en çok mavi ve beyaz renkleri tercih ediyor. "Kara yazgılı" bir kaderin çocukları oldukları için belki.
Havasına, suyuna kurban olduğumuz memlekette, omuzlarımızdaki melekleri düşürdük.
Oysa hayatın en anlamlı sözcüğüydü. "Yaşarken melek olmak!"
Oysa kötülüğün itibar gördüğü bir ülkede, "topluma yararlı şeytanlık" terimi boşuna üretilmedi.
* * *
GÜZELLİK YETMEZ!
Yıllar önce Kuşadası'nda bir duvarda okumuştum. "Yüzündeki makyajınla, dudağındaki rujunla güzelim diye övünme. Yollar da temizdir ama altından kanalizasyon geçer!"
Sadece güzelliğiyle öne çıkmaya yönelik kadınlar için harika bir duvar yazısı.
Popüler olmayı saygınlığa tercih eden, güzelliğine yetenek ve yaratıcılık katmayı reddedenler için de.
Yaz mevsiminde onları gazetelerde ve ekranlarda fazlasıyla görüyoruz.
* * *
Her dalkavuk kendisini dinleyenin yardımıyla geçinir.
* * *
Tutukluluk süresinin uzatılmasına karşı durmak; bir gün herkesin ihtiyaç duyacağı bir gerçek olabilir.
* * *
17 Temmuz 2013
Mutluluk takvimi
Kopardığından daha çok çiçek ek. Beyin jimnastiği yap. Genç fikirli ol, olgun davran. Eve girince duş al.* * *
Ben senin yaşadığın
Gizli bir macerayım
Anlatılmaz bir roman
Kapanmaz bir yarayım
Sığındığın limanlar
Unutturamaz beni
Ben senin yüreğinde
En büyük fırtınayım
Ben senin dudağında
Eskimeyen besteyim
Zorlama hiç kendini
Aldığın nefesteyim
Sarıldığın şarkılar
Unutturamaz beni
Sabahlarında güneş
Her duyduğun sesteyim
Hakkı YALÇIN
