Türkiye ile Avrupa Birliği'nin 1963 yılında yaptığı anlaşmaya göre, Türk vatandaşlarının Avrupa'da iş kurma ve oturma hakkı lağvedildi.
Vize de böyle kondu.
Vize bir ırkçılık sembolü olduğu halde hala sürüyor.
Parası olana dünyanın her yerinde hayat hakkı var.
Önemli olan beyniyle mücadele edebilecek ruha sahip olmak.
Bunu da Metin Kalkan adlı bir Türk vatandaşı başardı.
Metin Kalkan ayakkabı boyacısı.
İngiltere'den iş kurmak için izin istedi.
Başvuru reddedildi.
Metin Kalkan, İngiliz mahkemesine başvurdu.
Mahkeme oturma ve iş izni verdi.
Metin Kalkan, bundan böyle Londra sokaklarında ayakkabı sandığıyla oturacak ve 4.5 pound'a ayakkabı boyayacak.
Bir boyacı sandığıyla davasının arkasında duran insanı görebilmek kadar.
Hakimler adil olduğu zaman, haklı davaların sonucunu görebilmek de, insanlık adına güzel bir şey.
Adil hakimler, ne Asyalı tanır, ne Avrupalı.
Ne siyasi düşünceye bakar, ne temsil ettiği güce.
Gazeteler, Metin Kalkan adlı vatandaşımızın, hakimleri dize getirdiğini yazıyor.
Vicdanıyla ve yasaların gerektiği biçimde karar veren hiçbir hakim dize gelmemiştir.
Mesleğinin ve kişiliğinin onurunu sergilemiştir.
Dava adamı olmak böyle bir şey!
Verilen mücadelenin arkasında durmanın, nasıl bir güce dönüştüğünün de kanıtı.
Tek başına bile olsa!
* * *
KÜÇÜK İSKENDER VE ORHAN PAMUK
Dünyaca ünlü yazar Umberto Eco ve Orhan Pamuk, Boğaziçi Üniversitesi'nde yan yana geliyor. Orhan Pamuk, Umberto Eco'ya iltifatlar sıralıyor. "Sizden çok şey öğrendim, çok önemli bir yazarsınız."
Eco karşılık veriyor. "Senin için aynı şeyi söylemeyeceğim Orhan. Çünkü o zaman ihtihal yapmış olurum."
Orhan Pamuk bu dünyada hakkından fazlasını aldı.
Dünyada ünlü namuslu bir yazarın yorumlarından da bırakalım nasibini alsın!
Benim de naçizane bir tercihim var.
Ben Küçük İskender'in bir şiir kitabını, Orhan Pamuk'un bütün kitaplarına değişmem!
* * *
Hastalık hissedilir de sağlık hissedilmez.
* * *
Trakya Üniversitesi resmi internet sitesinden Atatürk'ü sildi. Ödülü verilecektir, kuşkunuz olmasın.
* * *
12 Nisan 2013
Mutluluk takvimi
* * *
Gittin
Bende gözlerin kaldı
İki yağmur damlası
İki suskun ayrılık
Gittin
Şimdi yangınlar kaldı
İki yaralı yürek
İki sevdalı çığlık
Bu sensizlik bu yetimlik
Söyle nasıl katlanayım
Bıraktığın bu dertlerden
Dönmedin ki kurtulayım
Geliver bir akşam
Kahve içimi
Bak nasılmış sevmek
Gör sevincimi
Saatler acıyı
Çeyrek geçiyor
Dayanmaz yüreğim
Dindir acımı
Hakkı YALÇIN