Yaşamak kavgasında her şeyi. Şimdi o çocuğun askerlik çağı geldi ve askere gidiyor.
Anne yalnız ve bakımsız kalacak Onun gibi niceleri mevcut.
Bedelli askerlik için her türlü senaryoları hayata geçiren sistem, böyle bir genci düşünür mü? "Senin vatana borcun var" demekten başka, yapacak bir şeyi yok mudur?
Devletin, bu gençlerin cenazelerini sahiplenmekten daha anlamlı görevi olmaz mı?
Düşünsenize, askere gidiyorsunuz, ama askerlik yaptığınız şehirde özgürce dolaşma hakkınız bile yok.
Sizi nefretle işaretlemiş insanlar arasında, her an can korkusuyla yaşıyorsunuz.
Siz profesyonel bir asker bile değilsiniz ve sadece borcunuzu ödüyorsunuz.
Bütün suçunuz bu.
Bu topraklarda gözleriyle sizi vuran insan toplulukları varken, bunları seyreden bir politik düzen de var.
Kimse bu konularla ilgilenmiyor.
Askerlik yeniden düzenleniyor.
Normal askerlik 12 ay, kısa dönem askerlik 8 ay.
Okuyan gence 2 aylık ayrı bir yük.
Bir tarafına ödül, bir tarafına ceza.
Adaletin mumla arandığı bir ülkede, bunlar olağan.
Birinden aldığını diğerine veren sistemin, beli ne zaman kırılmış ki.
Ben sadece şunu biliyorum.
Anneler savaş istemiyor.
Askere giden çocuklarının, sağ salim dönmesini istiyor.
Gençler de, askerliğin en kısa sürede bitmesini istiyor.
Vatan borcu meselesine gelince.
Meseleyi alacak verecek meselesi haline sokmayalım.
Sadece vatan değil alacaklı olan.
Gençlerin de vatandan alacağı var.
* * *
YALÇIN GÜRSEL SERGİSİ
Bacaklarıyla şarkı söyleyen kadınların haberlerinin sanat sayıldığı medyada, sergilerin, ressamların pek hükmü olmuyor.
O kadar emek verip, kimseleri haberdar edememek de, bir sanatçının en büyük hüznü oluyor.
25 Ekim pazartesi günü Vakıfbank İstanbul Bölgesi Fuayesi'nde Yalçın Gürsel'in suyu boya resim sergisinin açılışı var.
5 Kasım'a kadar sürecek.
Yalçın Gürsel şu ana kadar 8 kişisel sergi, yurt içinde ve yurt dışında da 30'dan fazla karma sergilere katıldı.
Resimlere ve emeğe saygı duyanlar için, böyle sergiler kaçınılmaz bir ziyaret sebebi.
* * *
Okunması gereken kitaplar en az okunur.
* * *
Bir siyasi liderin daha seks kaseti yayına girecekmiş. Demokrasinin halka ikramıdır.
* * *
Mutluluk takvimi
22 Ekim 2010
* * *
Sensizlik acısı
Dağlar tenimi
Seven yüreğimi
Sendin ısıtan
Şimdi zehir ettin
Gecelerimi
Sana kul olduğum
Sevgimden utan
Ne yeminler ettin
Gittin zamansız
Kuruyan ağacım
Çiçeksiz dalsız
Merhametsiz çıktın
Dinsiz imansız
Sana kul olduğum
Sevgimden utan
Hakkı YALÇIN