"Yemekteyiz" isimli programı yerine "Okumaktayız" isimli program; "Var mısın Yok musun?" isimli yarışma programı yerine "Okur musun Yazar mısın?"; "Kocam Sana Emanet" isimli program yerine "Kitabım Sana Emanet" isimli program başlayana kadar bu formatı devam ettireceğim..
BİR: Refik Halit Karay'ın leziz üslubu, Peyami Safa ile Sabahattin Ali'nin psikolojik tahlilleri, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın yerlilik damarı... Bunları bir arada mı görmek istiyorsunuz? Genç edebiyatçılarımızdan Necdet Karasevda' nın "Aşk ve Savaş" (Kent Yayınları) ile "Vamık ile Azra" (Erguvan Yayınevi) isimli romanları tam da bunun için..
İKİ:Bir kelimenin yanlış söylene söylene bambaşka bir anlam ve içeriğe kavuşması anlamına gelen "galât" konusunda bu alanda ilk olma vasfıyla göze çarpan bir kitap: "Galatat sözlükleri".. (Simurg Yayınları) Zuhal Kültüral' ın bu kitabı hem edebi yönden doyurucu hem de zevkli bir üslupla kaleme alınmış olan bir kitap..
ÜÇ: Türkiye'nin yakın siyasi tarihini daha iyi analiz edebilmek için başvurulacak kitaplardan bir tanesi de Bilgi Üniversitesi Yayınlarından çıkan "Bozkurt'tan Kur'an'a Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) 1916- 1980" isimli kitap.. M. Çağatay Okutan'ın kaleme aldığı bu kitap bol miktardaki dipnotlarıyla ve objektif bakış açısıyla donanmış çok zengin içerikli bir kitap.. Adı geçen kitap, Türkiye'deki milliyetçilik ve muhafazakarlık anlayışının temeli ile bunun üzerine bina edilen sair görüşlerin nasıl şekillendiği konusunda muazzam bir ışık tutuyor.
DÖRT: Genel kültürünü geliştirmek isteyenler için bir başka sözlük daha.. "Elifin Öküzü ve Sürprizler Kitabı".. (Kırmızı Yayıncılık) Bazıları Sevan Nişanyan'ın kökenini merak eder; ben ise Sevan Nişanyan'ın kelimelerin kökenini merak edişi sonucunda kaleme aldığı bu harika kitabı merak ettim ve aldım.
Örneğin çarşaf kelimesi bakın nereden geliyor.. Çarşaf: Gece örtüsü demek.. Farsça "çadarşab" tan türeme.. Çadar: Örtü yani şu bildiğimiz çadır.. Şab: Gece.. Şebboy ile çarşaf arasındaki bağlantı da şöyle: Gece kokusu anlamına gelen şebboy Farsça şebbuy'dan geliyor.. Şeb, şab'ın dönüşmüş hali.. Boy ise buy'un dönüşmüş hali.. Şab-şeb, gece anlamına; buy-boy ise koku anlamına geliyor..
Kitabı iyice merak edesiniz diye bir örnek daha vereyim: Peştamal ile puşt sözcükleri arasında bakın nasıl bir bağlantı varmış: Kelimenin aslı "puşt-mâl".. Farsça puşt demek arka demek.. Yine Farsça, mal demek silen demek.. Puştmâl böylece arkayı silen anlamında arka havlusu demek oluyor..
Nişanyan değinmemiş ama ben değineyim: Efendim biz "puşt" deyince başka bir şey anlıyoruz, demeyiniz.. O düşündüğünüz şey neyse işte o anlama da geliyor.. Puşt, argoda pasif eşcinsel demekti değil mi? Peki "puşt"un anlamı neydi? Cevap: Arka..!
Tam burada ekleyeyim: Bunun başka bir anlamı daha var.. O da 29 Mart seçimi öncesi Ak Parti'yi bitirmek için bazı muhalefet liderlerini televizyonlarına çıkaranlar da bu sıfatla anılıyor.. Pek tabii ki "pasif" bir şekilde değil.. Adamlar bazı muhalefet partilerinin liderlerine "aktif" olarak "arka" çıkıyor ve bu "puşt" pardon "arka" çıkıştan zerre kadar utanmıyordu!