On maçlık yenilmemezlik serisini sürdürmek isteyen ve dört sezondur deplasmanda rakibini yenemeyen Galatasaray için, Ankara deplasmanı çok da kolay değildi. Milli maç aralarının dönüşünün hep eksi olarak yansıdığı Galatasaray takımında sakat dönen Sneijder'in yerine Josue ilk onbirdeydi. Riekerink'in Podolkski'yi tercih etmeyişi bana göre doğruydu. Çünkü hem fizik olarak yeterli olmayışı hem de rakibin defans göbeğini kalabalık tutarak takım savunmasını iyi uygulaması nedeniyle Josue'nin orta alandan gelip top alarak hareketlilik katacağını düşünmüştü. Ki bu düşüncede tuttu ve Josue'nin kaptığı top hızlı bir atağa dönüşerek Eren Derdiyok'un vuruşunda kaleciden dönen topta Bruma golü buldu. Genelde ilk yarı etkili olan taraf Galatasaraydı. Selçuk ve Tolga pas hatası yapmadan iyi bir oyun sergilediler. Özellikle de Bruma ve Carole'ün olduğu taraftan çok etkili olan Galarasaray ilk yarıyı bu skorla kapadı. 2. yarıda rakip daha iyi başladı oyuna ve 3 net pozisyon buldu. Böyle maçlarda ikinci golü bulabilmek çok önemlidir. Çünkü rakibin direncini kırıp maçı da koparırsın.
ÇOK ZOR BİR MAÇ OLDU
Ama gol gelmeyince tam tersi rakibin direnci arttı ve üst üste tehlikeler yarattılar. Yine sahneye Muslera çıktı tabiki. Yasin hiç bir katkısı olmadığı halde çok uzun sahada kaldı. Duran toplardaki savunma zaafı devam ediyor. İkinci yarıdaki skoru koruma telaşı, ilk yarıdaki futboldan çok uzak bir oyun izlememize sebep oldu. Sonuçta zor bir deplesman ve kazanılan üç puana bakıldığında zirve yarışında kazançlı bir hafta denilebilir.
MAÇIN EN iYiSi MUSLERA
Kritik kurtarışları var. Kalede güven veriyor.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ YASİN
İyi niyetliydi ama oyunda etkili değildi.