GÖRÜLMEKTE olan bir dava üzerinden yargıyı, hakim ve savcıları, hedef aldılar, hakaret ve tehdit ettiler.
Açıkça ve net, ağır bir suç işlenmiştir. Macar Siyonist Yahudisi Soros'un adamı hakkında bir mahkeme kararı oluşuyor, hukuk devletinde itiraz yolları ve yöntemleri var iken; CHP'li Özgür Özel, hukuk dışı, çirkin ve kirli bir dil ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tehdit ediyor. Sezgin Tanrıkulu da aynı hukuk dışı, çirkin ve kirli dil ile savcı ve hakimleri tehdit ediyor. CHP ile HDP yine ve yeniden bir ve beraberler… Seçildikleri taktirde yargı kararlarının istedikleri gibi oluşması için yargıya müdahale edeceklerini de ağızlarından tükürükler saçarak ilan etmiş olmuyorlar mı…? Şimdi hapiste olanlar o zaman nasıl çıkacaklar…? Demek ki yargıya müdahale edecekler ve kendi militanlarını ve canlarının istedikleri herkesi salıverecekler… Milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımızı hiç kimse, kurum, kişi tehdit edemez, ettirmeyiz… Ayrıca milletin doğrudan oyları ile seçilmiş Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik her kötü söz, tavır aynı anda kendisine oy vermiş milyonlara da yöneliktir… Millet kendisine yönelik bu sefil yaklaşımların, hakaretlerin tamamına, sandıkta en ağır cevabı verecektir, kimsenin şüphesi olmasın…
BATININ İÇİMİZDEKİ KÖLELERİ
BATI da kudurdu… Eee kolay değil tabii; ajan provokatörleri hapse düştü, kurtarmak istiyorlar. ABD, Almanya, AB derhal serbest bırakılmasını istiyorlar. Batının zurnası olduklarını her fırsatta beyan ve ilan eden Zillet İttifakı da hemen sahne aldı… Macar Siyonist Yahudisi Soros'un adamı Osman Kavala'yı kurtarmak için CHP ve HDP ile beraber, Zillet İttifakının diğer bileşenleri de çalışıyor. Mandacı kafalar, efendilerine hizmet etmekle görevliler. Batı, sömürü ve yağmaya dayalı iğrenç medeniyetinin bataklığında boğulacak. Türkiye'yi Batı'ya kul, köle yapmak isteyenler de sahipsiz kalacaklar.
DEVLETE BAŞ KALDIRMADILAR MI…?
O büyük ihaneti, ihanete katılanları, ihaneti alkışlayanları unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız… Devlete baş kaldırmadılar mı…?
Devlete baş kaldırdılar.
Silah sıktılar. Taş attılar. Molotof kokteyli attılar. Sadece kamu mallarına değil binlerce sivil vatandaşın malına mülküne zarar verdiler.
Sokaklara çıkalım, ortalığı yakıp yıkalım, ekonomiyi felç edelim istemediler mi…?
Polislere düşmana saldırır gibi saldırmadılar mı…?
Gezi olayları esnasında, CHP'nin ve HDP'nin çok sevdiği çapulcular, bu olaylarla, seçilmiş hükümeti devirebileceklerini zannetmediler mi? Emperyalist yamyamlarca desteklenmediler mi…? Macar Siyonist Yahudisi Soros'un ülkemizdeki adamı Osman Kavala başta olmak üzere, bazı iş adamları ve holdingler, bu alçakları açıkça desteklemediler mi? DHKP-C, PKK, FETÖ mensubu kahpeler, meydanlarda bunlarla beraber değiller miydi…?
SOYKIRIM İLE SUÇLADIĞIN MİLLETİN VEKİLİ DE OLMA…!
Ermeniler, kendi suçlarını örtbas etmek için soykırım yalanına sarılmaya devam ediyorlar. İngiliz, Fransız ve Rus destekli Ermenistan güçleri, en az 1 milyon 200 bin Müslüman Kürt ve Türk'ü bulundukları yerde boğazladılar… Ermenilerin, yüzyıllardır birlikte yaşadıkları Türk komşularını öldürürken uyguladığı yöntemler de mide bulandırıcı… Hakikat bu iken; Garo Paylan ve Sezgin Tanrıkulu, sözde Ermeni soykırımı yalanı ile ecdadımıza, milletimize, devletimize küfür ve hakaret ettiler. İkisi de sanki Türkiye'den intikam alıyorlar, savaşıyorlar… Üstelik Sezgin Tanrıkulu, CHP'den Milletvekili olmuş.
Atatürk'ün ilke, görüş ve devrimlerini, CHP değerlerini temsil ediyor mu…? Adam CHP görünümlü HDP'li gibi durmuyor mu…?
Millet ona isim takmış; Sezgin Tanrıkulu değil, Kandil'in kulu diyorlar.
Milletimize, devletimize, ecdadımıza iğrenç bir yalan olan soykırımı yakıştıranlar milletin vekili olmaya devam edemezler, etmemeliler.
Bizzat kendileri görev ve ünvanlarına bu söz ve davranışları ile ihanet etmiş olmuyorlar mı…? Bu görev ve unvan ellerinden alınmalıdır.