Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 3 Aralık 2022

Rıfkın masası!

UZUN zamandır 6'lı masanın AVRUPA için bir çıkış yolu olduğunu yazıyorum.
Yerelden sıyrılıp bakıldığında durum gerçekten de böyle. Zaten Kemal Bey'in Jeremy Rifkin ile çalışacak olması, KONUMUNU anlatması açısından son derece faydalı. Aynı ekolden çok sayıda oyuncu, Kemal Bey ve 6'lı masa ile yürüyecektir.
Nefesleri yeter mi o bilinmez. Ancak oyun, kendi kalıpları içinde olması gerektiği gibi gidiyor. Benim için küçük bir sürpriz bile yok.
AK PARTİ'nin MHP'nin ve Başkan Erdoğan'ın karşısında yer alan ekibin bir araya gelmesi de beklenmeyen bir şey değil. Bence karşıdaki ittifak sayısını daha da artıracaktı. Bu nedenle Haziran 2023'e sadece bizi ilgilendiren bir seçim diye bakarsanız, yazdıklarım sizi kapsamaz. Olay, bizim sandığımızdan çok daha ileride, çok daha önemlidir.
Çok uzun zamandır ABD'nin bir şekilde AVRUPA BİRLİĞİ'ni tasfiye etmek istediğini yazıyorum. Örneklerle anlatıyorum. En son yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı da bunun için kurgulanan bir operasyondu. Ancak bizde alışkanlık gereği sadece sahne önüne odaklanabiliyoruz. Oysa gördüklerimizin pek çoğu sahte!
Gerçek arkada! Görünmeyen kısımda...
Açalım...
Yine Jeremy Rifkin üzerinden gidelim... Bakalım yazdıklarımla Rifkin'in söyledikleri arasında bir bağ kurabilecek misiniz?
Rifkin önemli bir beyin.
Önemli eserleri var. Değiştirmek istediği, hayal ettiği bir dünya var.
Rifkin, küresel ölçekte konumunu aslında kitaplarıyla söylüyordu.
Yazdıkları netti. Ortada bir soru işareti de bulunmuyordu. Rifkin'in yazdığı "Avrupa Rüyası: Avrupa'nın Gelecek Vizyonu Amerikan Rüyasını Nasıl Sessizce Gölgeliyor" kitabı ABD karşısında AVRUPA'nın aldığı, alacağı rolü tanımlıyordu.
Avrupa'nın yolunun doğru olduğunu savunan Rifkin, "AB'deki siyasi motor gerekli düzenlemelerle yola geldiğinde kimse önünde duramaz..." diyordu. Yani Rifkin ABD'nin fosil yakıtlarla kurduğu egemenlikle, her yere dağıttığı askeri üsleriyle, telgrafla, telefonla, posta ile İKİNCİ SANAYİ DEVRİMİNİ yücelttiğini ancak bunun sona erdiğini dile getirmekteydi. ABD'NİN BİTTİĞİNİ, YÜKSELEN GÜCÜN İSE AVRUPA BİRLİĞİ OLDUĞUNU İLAN EDİYORDU...
Rifkin'e göre Amerikan Rüyası ekonomik büyümeye, kişisel zenginliğe ve bağımsızlığa dayanıyordu. Vatan sevgisi ve vatanseverlik ise gücün dizginsiz kullanımı ile eş anlamlıydı.
Amerikan Rüyası, yorgun düştü.
200 yıldır toprağın altı kazıldı.
Fosil yakıtlarla yeryüzü çöplüğe döndü. Yaşanmaz bir dünya ortaya çıktı. Oysa şimdi yeni bir AVRUPA yeni bir RÜYA getiriyor. Bugün, sürdürülebilir kalkınma, yaşam kalitesi ve çok taraflılığa odaklanan yeni bir dizi değerin ortaya çıktığını görüyoruz. Gücün kaba kullanımıyla daha az ilgili olan Avrupa Rüyası, bizi daha birbirine bağlı ve birbirine bağımlı bir dünyaya itiyor.
Bu yorumu yapan Rifkin sonra sık sık yazılarıma konu olan İNGİLTERE'ye geliyor...
Çünkü İNGİLTERE DENGEDE ÇOK ÖNEMLİ BİR OYUNCUDUR...
İngiltere bu hikayenin neresine oturuyor? İngilizler kendilerini, solan bir Amerikan Rüyası ile üstünlük kazanan, yeni ortaya çıkan bir Avrupa Rüyası arasında buluyor.
İngiltere'nin Avrupa ile Amerika arasında bir köprü rolü oynamak için benzersiz bir konuma sahip olduğu açık... İki süper güç arasında bir sinerji yaratma, potansiyelini elinde bulundurmakta. Ancak dünya meselelerinde gerçek etkiye sahip olmak için Britanya daha büyük bir siyasi varlığın parçası olmayı seçmelidir. Küresel olarak birbirine bağlı bir dünyada, kimse bir ada olarak var olamaz. İngiltere için tek soru, Amerika'yı mı yoksa Avrupa'yı mı yurt edineceğidir.
Rifkin yazdığı "AVRUPA RÜYASI" kitabında da, diğerlerinde de, konferanslarında da, derslerinde de AVRUPA'nın büyük güç olduğunu, ABD'nin gerileyip çökeceğini dile getirmekte.
ABD'yi uykudan uyanamayan bir güç olarak tanımlayan Rifkin trenin kaçtığını, AVRUPA'nın çok yol kat ettiğini ilan etmekte...
Kemal Bey'e danışmanı olarak hizmet verecek olan Rifkin, ABD ile AB arasındaki farklılığı başka başka cümlelerle de açıklamaktaydı...
"Amerikan Rüyası, kişisel servet birikimine ve bireysel başarıya odaklanırken, Avrupa Rüyası daha çok yaşam kalitesine odaklanır. Amerikan Rüyası büyümeyi vurgularken, Avrupa Rüyası aynı derecede Avrupalılar'ın sürdürülebilir kalkınma dediği şeye odaklanır.
Kıta Avrupası'nda çevre sorunlarına derin bir bağlılık var.
Çevre ve biyoçeşitlilik önemlidir.
AB üyesi ülkeler küresel ısınma anlaşmasının büyük şampiyonları oldular. Yenilenebilir enerjilere, organik ve sürdürülebilir tarıma geçişe ilerliyorlar.
Enerjiyi çok daha verimli kullanıyorlar. 30 yıl önce çevreyi korumada Amerika Birleşik Devletleri'nin çok gerisindeydiler, ama şimdi önemli ölçüde öndeler. Örneğin, bizim 280 milyonumuzla karşılaştırıldığında Avrupa'da 450 milyon insan olmasına rağmen ABD, Avrupa'dan üçte bir oranında daha fazla enerji kullanıyor.
Amerikan Rüyası, bireyselliğimizi genişlettiği için ağırlıklı olarak mülkiyet haklarına ve medeni haklara odaklanır.
Mülkiyetiniz ve medeni haklarınız varsa, bağımsız ve kendi kendine yeterlisiniz. Avrupalılar, sosyal haklar ve evrensel insan hakları dedikleri şeylere çok daha fazla odaklanıyorlar..." Böyle çok uzun cümleler ve konuşmalar var.
Son tahlilde Rifkin AVRUPA'nın ABD'yi solladığını, yıkıp geçeceğini yerini alacağını anlatmaktadır. Kendisi gibi düşünen çok insan da vardır.
Ancak gerçek bu mu? Rusya'nın UKRAYNA üzerinden yaptığı hamle, yaptırımlarla karşılaşsa da kaybedenin AVRUPA olduğu ortada. Nükleer gölgesinde yaşamak, AB'deki hiçbir başkentte huzur bırakmadı.
Korku dağları sardı. Rifkin'in dönüştürmeyi düşündüğü ENERJİ kartı şu an AVRUPA'nın sonunu getirmekte.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali bir kez daha öğretti ki, güç oyunu bozuyor... Maalesef böyle. Kemal Bey de, 6'lı masadaki arkadaşları da, Rifkin gibi düşünmektedir.
Doğaldır. Ancak karşıdaki EKOL bunu silahla, enerji ile bertaraf etmektedir. Anlatmak istediğim de bu. Macron bunu gördü.
AVRUPA'NIN YIKILIŞINI ÖNLEMEK İÇİN BEYAZ SARAY'a gitti. Rifkin'in söylediklerinin tam tersi oluyordu yani...
Tüm bu sebeplerden dolayı "6'LI MASA NASIL KAZANACAK?" diye de sık sık soruyorum. AVRUPA KÜRESEL ÖLÇEKTE KAYBEDERKEN
DESTEKLEDİKLERİ KEMAL BEY KAZANABİLİR Mİ?
Cevabı CHP'liler versin...
Rifkin benim anlatmaya çalıştıklarımın yeni adresi oldu.
Olaylara asla ve kat'a yerelden bakmayın. Bakış açımız değiştiğinde her şey değişir...
Bize de yakışan bu...