Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 2 Eylül 2022

Üç oyuncu 'war'

ÇOK soru gelse de olan biteni dışarıdan anlatmaya devam etmek niyetindeyim.
Haliyle herkes içeride konuşulan isimleri, olayları merak ediyor.
"Nereye gidiyoruz?" "Neler oluyor?" gibi soru çok.
Doğal da. Bu soruların ritmi de sayısı da önümüzdeki günlerde çok daha fazla artacak. Tansiyon da... İçeride peş peşe yaşanan ve yaşanacak olan olayların dışarıda bir güce dayandığından şüpheniz olmasın. Yani DIŞARIDAKİ kavganın TÜRKİYE sahnesidir yaşanılanlar.
Geçtiğimiz günlerde RUSYA-UKRAYNA savaşını herkesten farklı analiz ettiğimi buraya taşımıştım. İçeride kimse olaylara böyle bakmıyordu.
Nedenini bilmiyorum ancak atılan manşetlere bakılıyordu da atılamayanlar pas geçiliyordu! Dün tesadüfen Global Research'de bir yazı ile karşılaştım. Colin Todhunter imzalı yazının önemli noktalarında Prof. Michael Hudson'un görüşlerine yer veriliyordu. Şaşırdım... Ünlü ekonomist Hudson ile 24 Şubat'tan bu yana yazdıklarımız neredeyse aynıydı... Prof. Hudson "Ukrayna'daki savaş jeopolitik bir ticaret ve enerji çatışmasıdır. ABD'nin Avrupa'yı RUSYA'dan ayırma çabasıdır.
Rusya'ya verdiği vekaletle AVRUPA'yı bitirme savaşıdır..." diye kabaca ana çerçeveyi çiziyordu... Prof. Hudson sonra çıtayı daha da ileriye götürüyordu. Can alıcı noktaya geliyordu. "Asıl hedef AVRUPA olsa da ALMANYA'dır..." Avrupa ve Almanya'yı zayıflatarak özellikle Çin ile ilişkisini budamak istemektedirler... 1980'lerden bu yana neo-liberal politikalar ABD ekonomisinin içini boşalttı. Üretici tabanı ciddi şekilde zayıflamışken, ABD'nin hegemonyasını sürdürmesinin tek yolu Çin ve Rusya'yı baltalamak ve Avrupa'yı zayıflatmaktır..." diye konuyu özetliyordu. Ayrıldığımız nokta ise RUSYA'ydı. Çok önceden beri ABD asla ve kat'a RUSYA ile bir sorun yaşamıyordu. Moskova son tahlilde Washington'un rakibi de değil. Hiçbir ölçekte yan yana gelemeyecek iki oyuncu. Ancak RUSYA aldığı rolü çok iyi oynayıp KÜRESEL SİSTEMİN DİZAYNI konusunda ABD'ye inanılmaz yardımcı olmaktadır.
Kurgu da bu zaten...
Hudson, bir yıl öncesinden başlayarak, Biden ve neoconların Kuzey Akım-2'yi ve Rusya ile olan tüm enerji ticaretini ABD'nin kendi tekelinde tutabilmesi için engellemeye çalıştıklarının altını çiziyor. Elbette! Zaten AVRUPA ENERJİ MESELESİNİ çözdüğü an arkadan ORDUSUNU inşa edecek sonrasında da KÜRESEL EGEMENLİĞİN adresi olarak yoluna devam edecekti. Bunu aklı başında herkesin gördüğünü sanıyorum. ABD de RUSYA da bunu biliyordu. Ordusuz ve iddiasız yürüyerek yaptıkları plana sadakatle bağlı kalan AVRUPA'nın oyununu bozan ABD oldu. Putin de "TAMAM" deyince UKRAYNA savaşı arkasından geleceklerin yolu açıldı.
Prof. Hudson "ABD, Rusya'ya yönelik yaptırımların nasıl sonuçlanacağını önceden biliyordu. Dünyayı iki bloğa bölmeye hizmet edeceklerdi.
Çin ve Rusya ile yeni bir soğuk savaşı körükleyeceklerdi. ABD'li politika yapıcılar, Avrupa'nın yüksek enerji ve gıda fiyatları nedeniyle harap olacağını ve Küresel Güney'deki gıda ithal eden ülkelerin artan maliyetler nedeniyle zarar göreceğini çok ince detaylara kadar hesaplamıştı..." saptamasıyla dengeyi ortaya koyuyordu.
Rusya ve Çin dolardan uzaklaşıyordu. Evet! Fotoğraf böyleydi. Ancak bunlar olurken bile, petrol ve gazın kontrolü ile fiyatlandırılması ABD'nin hegemonyasını koruma girişimlerinin anahtarı olmaya devam ediyordu. Ve sonuçta ortaya çıkan borçlar ABD'nin elinde tuttuğu maymuncuk'u emsalsiz hale getirmekteydi.
ABD, küresel egemenliğini sürdürmek için büyük bir krize ilk kez yaslanmıyordu. Ülkeleri etkin bir şekilde bağımlılığa ve borca sürükleyen kilit emtia fiyatlarındaki ani yükselişi ilk kez kurgulamıyordu. ABD Rusya'ya uygulanan yaptırımlara SÖZDE katılıyordu. Ancak petrol ve gaz fiyatları arttığı için hem ABD hem Rusya kazanıyordu.
Daha az satarak daha çok kazanıyorlardı. ABD'nin enerji ihraç eden şirketleri paraya para demiyordu. Peki enerji fiyatları artınca kim zarar görürdü? Evet tabii ki AVRUPA ile ÇİN. Bir de iki eksen arasındaki hat kopunca EKONOMİK GERİLEME kaçınılmaz oluyordu. Belki de dağılma...
Enerji fiyatları kriz ile bütünleşince bunun TARIMA da gölgesi düşüyordu. Yaptırımlar karşısında mesela RUSYA gübre üretimini azaltıyordu.
Çünkü yaptırımlar dolayısıyla İHRACATI azalıyordu. Gerekli ve zorunlu olan GAZ ile PETROLÜ YAPTIRIMLARI UYGULAYANLAR almak zorundaydı. Ki alıyorlardı. GÜBRE alınmayınca üretimi azalınca devreye ABD'li DEV TARIM TEKELLERİ GİRİYORDU...
Cargill, Archer Daniel Midland, Bunge... Yani sadece enerjiyi değil, tarımı da parayı da kontrol etmeye devam ediyorlardı. ABD'deki derin akıl Rusya'yı ikna ediyor, savaşı başlatıyordu. Hedef ÇİN'e açılan ve küresel egemenlik iddiasında olan ALMANYA ile AVRUPA'yı bitirmekti. Bunun ilk adımı ENERJİYDİ. Ki AVRUPA burada gol yiyordu.
Enerji fiyatları zıplayınca ABD ile RUSYA kazanmıyor, AVRUPA enflasyonla artan maliyetlerle karşılaşıyor ve KÜRESEL GÜÇ İDDİASINDAN uzağa itiliyordu. İstenen de buydu zaten.
Avrupa enerji ile boğuşurken doğal olarak ÇİN'e uzak düşüyordu. Bu da istenen ikinci sonuçtu.
55 Afrika devletinden 43'ünün önümüzdeki beş yıl içinde toplam 183 milyar dolarlık kamu harcama kesintisi ile karşı karşıya olduğu bir gerçekti. Mart 2020'de dünya ekonomisinin COVİD dolayısıyla kapanması benzeri görülmemiş bir küresel borçlanma sürecini tetikledi. Ekonomik zorlukların Batılı finans kurumlarının taleplerine teslim olma anlamına geldiği sanırım SIR değildi.
Ve BORÇLAR büyük ölçüde DOLAR cinsinden olduğu için ülkelerin ABD'ye bağımlılığı devam etmekteydi. Sistem kaldığı yerden sürmekteydi.
İstenen krizler istenen mikroplar istenen salgınlar bulunuyor ve İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra kurulan sistem modifiye olsa da yola devam ediyordu...
Sık sık yazdığım gibi burada TÜRKİYE'ye AVRUPA'ya karşı bir rol düşüyordu. Rusya tek başına AVRUPA'yı sarsar ancak sindiremezdi. Türkiye yardımcı olmazsa işi zordu.
Bu nedenle Ankara-Moskova yakınlaşması gördük. Arkadaki Washington ile Londra'yı pek gören olmadı. Ankara, Moskova'nın yanında yer alıyor enerjide sorun yaşamıyor Almanya ve ittifaktaki ülkeler ise titriyordu. Bu iklimde tansiyonun kaçınılmaz olarak yükselmesi gereken ilk ülke TÜRKİYE olacaktı. Oluyordu da. İKİ EKSENE AİT OYUNCULAR ÇATIŞIYORDU ÇÜNKÜ. Bu nedenle son dönemde hangi olay hangi kişi hangi mücadele varsa bu DENKLEMDEN bakmak gerekiyordu. NET!
Muhalefetin göremediği de buydu!