Değişen bir şey yok, aynı kulvarda aynı hızla gideceğiz.
2019'da da bizleri şaşırtacak çok şey olacak.
Taşların yerinden oynadığı bir dönemin içinden geçiyoruz.
2019 belli ki 2018'den çok daha sancılı olacak. Ortada büyük anlaşmazlık var. Böyle olduğu sürece de gözyaşı dinmez. EGEMENLER masanın etrafında buluşmadığı, imzalar atılmadığı sürece hedef ülkeler acı çeker. Sorunlarla boğuşur.
Açalım biraz daha.
Şu an gelinen nokta itibariyle YENİ MASANIN KURULMASI İÇİN TRUMP'ın seçimleri beklenecek. Yeni Dünya Düzeni, 2020 yılında ABD Başkanlık Seçimi sonuçlarına göre şekillenecek. Çünkü Washington, Avrupa Birliği, İngiltere, Rothschild ailesi yeni düzen için anlaşamıyor. Hiçbiri de diğerine üstünlük kuramıyor.
2020 için adaylığı çok ciddi olarak öne çıkan isimler var.
Joe Biden, Hillary Clinton, Steve Bannon, Nikki Halley, Jeff Bezos, Elizabeth Warren ve Beto O'Rourke. Amerikan tarihinde hiçbir başkanlık seçimi öncesi bu kadar aday çıkmadı? ABD içeride tek parça olamadığı için süreç uzuyor aslında. BAŞKAN da bu nedenle önemli!
Çünkü sistemin devamını getirecek Cumhuriyetçi ve Demokrat aday belirlenir, seçimi kazananın da çok farkı olmazdı. Ancak Trump'la bu değişti. Şimdi Beyaz Saray hayali kuran Joe Biden, Hillary Clinton, Steve Bannon, Nikki Halley, Jeff Bezos, Elizabeth Warren ve Beto O'Rourke, adaylık startını nasıl verdi?
Hiç kuşku yok ki, Yeni Dünya Düzeni TÜRKİYE, Çin, Fransa, İtalya, İran, Rusya, Kıbrıs, Suudi Arabistan ve Afrika üzerinden kurulacak.
O nedenle Joe Biden, Hillary Clinton, Steve Bannon, Nikki Halley, Jeff Bezos, Elizabeth Warren ve Beto O'Rourke, kurdukları özel ekiplerle öncelikli olarak Türkiye, Fransa ve İran üzerine çalışmalar yaptırmaya başladı. Bu üç ülkenin de Washington için çok değerli olmasının ana nedeni kurulmadığı sürece savaşların, ekonomik krizlerin ve gözyaşının hiç bitmeyeceği Yeni Dünya Düzeni.
Eski Dünya Düzeni, 2010 yılının son günlerinde yakılan Arap Baharı ateşi ile sürecini tamamladı. Artık bu sistem çöktü. "Yeni Dünya Düzeni için gerekirse ülkeler bölünecek" deniliyordu. Bu artık kaçınılmaz. Bugün Irak, Suriye, İran hatta Suudi Arabistan için öngörülen bölünme senaryolarının tamamı Joe Biden, Hillary Clinton, Steve Bannon, Nikki Halley, Jeff Bezos, Elizabeth Warren ve Beto O'Rourke'un kurduğu ekiplerin üzerinde detaylı olarak çalıştığı alan! GİZLİ OLAN BİR ŞEY DE YOK!
Sadece Ortadoğu'da Suudi Arabistan, Suriye, Irak, Yemen ve Libya'nın bölünerek 14 ülke olması için kurgulanan plan yıllar önce açıklandı.
Afrika'dan da yeni 19 devletin kurulması elbette Yeni Dünya Düzeni için gerekli görülüyor.
Arap Baharı, bunun startıydı.
Ancak beklenen olmadı. Arap Baharı'nın fitilini ateşleyen ülkeler, hiç beklemediği bir durumla karşılaştı. Bugün Suriye ve Irak'ın içinden 6 ülke çıkması planlanıyordu.
2016 haritasında buralar 6 devlet olarak çizilmişti.
Ama masadaki hesap çarşıya uymadı! Türkiye oyunu bozan güç oldu!
1916 yılında imzalanan Sykes-Picot'un 100. yılında yeni sınırlar, yeni devletler ve yeni liderler olması öngörülüyordu, olmadı. Çünkü Washington, Avrupa Birliği, İngiltere, Rothschild ailesi karşı karşıya geldi. 2019 yeni düzen için artık restleşmelerin tavan yapacağı ve savaşların kapıya dayandığı bir yıl olacak.
Çünkü aksi durumda Yeni Dünya Düzeni birkaç yıl daha gerçekleşmeyecek. Eğer Avrupa Birliği BREXIT sonrası dağılma sürecine girseydi, planlarda 2018 sonunda İtalya, Fransa, Macaristan, Almanya gibi ülkeler de kendi yoluna gidecekti. Orada da sarkma oldu, sapma gerçekleşti!
OLMADI!
Bir güç bunu engelledi.
Buna Rothschild ailesi de diyebilirsiniz, Derin Avrupa Birliği üyeleri de... Dağılma gerçekleşmedi. Çünkü Avrupa Birliği dağılsaydı Washington, Pentagon üzerinden Yeni Dünya Düzeni'ni kuracaktı.
OLMADI! Pentagon'un deniz üsleri olarak Tunus, Libya, Mısır, Fas, Cezayir, Lübnan, Ürdün, İsrail, Suriye ve Türkiye'de olacaktı. Akdeniz bir Amerikan denizi olacaktı.
Tabii bu gerçekleşmedi. Bunun gerçekleşmesi için Avrupa Birliği'nin dağılmış ülkelerinin kendi ekonomik krizlerini yaşıyor olmaları gerekiyordu.
Bu da olmadı!
Çok çeşitli planların tarihte ilk kez bu kadar başarısız olduğu günleri yaşadık. Arap Baharı'nın başlamasıyla planı yapanlar tahminlerden daha önce başarılı olacaklarını sanıyorlardı. Arap Baharı planının Washington'ın istediği gibi gitmemesinin en önemli nedeni, 2012 yılında Büyükelçi Christopher Stevens'ın Libya'da öldürülmesiydi.
Çünkü Christopher Stevens, Washington'ın Yeni Dünya Düzeni içindeki en önemli isimlerinden biriydi.
İstanbul'da kaybolan Cemal Kaşıkçı gibi Christopher Stevens'ın öldürülmesi de büyük bir oyunun parçasıydı.
Hedeflerin merkezinde Hillary Clinton yer aldı. Hillary Clinton'ın siyasi hayatının bitirilmesi için gerçekleştirilen bu olayda İngiliz gizli servisinin yani derin İngiltere'nin rolü olduğu çok ciddi ortada...
Ancak Hillary Clinton'ın arkasındaki güç onu kurtardı.
Elbette birçok zorluklarla onun bazı yaralar almasını engelleyemedi ama 2016 başkanlık seçiminde aday olmasını sağladı. Eğer o tarihte Christopher Stevens ölmeseydi bugün birçok devletçiklerle Yeni Dünya Düzeni, dağılan Avrupa Birliği sonrası kurulmuştu. Her sabah nasıl bir güne uyanırsak uyanalım, Yeni Dünya Düzeni kurulması için her ekip kendi hamlelerini yapacak.
Bundan asla vazgeçilmeyecek. Anlaşmanın olmadığı bir düzenin kurulması kesinlikle büyük yıkımları beraberinden getirecek.
Bu tehlikeyi acaba kaç ülke biliyor? Maalesef pek fazla değil. En azından biz bilerek gidelim. İkinci bir seçenek yok çünkü...
2019'un herkese sağlık, huzur, bereket ve barış getirmesi dileğiyle...
