Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 16 Temmuz 2016

Tesadüfe bak!

FRANSIZLAR da başlarına bir bela geleceğini biliyorlardı. Önceki gün Türkiye'deki temsilciliklerini bu nedenle kapattılar.
Ama NİCE'de terör çirkin yüzünü gösterdi.
"Terör" demek adet oldu! Ortada büyük bir savaş var. Ve herkes bunu MÜSLÜMAN TERÖRİSTLER (!) üzerinden yorumluyor.
Frekansımız bu olunca hem anlamıyor hem de anlatamıyoruz. Oysa ortada açıklanmayı bekleyen çok ama çok başlık var...
Fransa'daki teröre geliriz! Ama önce kendimize bakalım!
Türkiye'nin dış politikasına genel olarak baktığımız zaman şunları görürüz: Rusya dahil tüm komşularıyla sıfır problem, AB'ye tam üyelik, Çin ile iyi ilişkiler, Afrika açılımı ve ABD ile stratejik ortaklık...
Kimsenin yapamadığını biz yapmaya çalışıyoruz yani! Bu adamlar kendi içinde büyük kavga verirken, bizim hepsiyle iyi olmamız, dost kalmamız hiç kolay değil.
Yeni Dünya Düzeni kurulduğu an yerimizi seçmek zorunda kalacağız.
Avrupa içindeki Türkiye ABD'yi, Washington ile yan yana bir Ankara da AVRUPA'yı bitirir! Gerisini siz düşünün!
Geçelim...
ARAP BAHARI Tunus'tan başladı. Bir üniversiteli kendini ateşe vererek isyanı başlattı. NİCE'deki kamyonlu caninin TUNUS'lu olması tesadüftü! Arap Baharı ile asıl kaybeden İngilizler'di! Asıl garip olan Arap Baharı'nı başlatan genç ile Nice'de katliama yol açan kişilerin isimlerinin aynı olmasıydı... Bir akıl ikisinin de isminin "Muhammed" olmasını istiyor olabilir miydi? Belki bu da tesadüf! Kim bilir!
İngilizler ARAP BAHARI ile 1 trilyon dolar kaybetti. Ama arkada bizim bilmediğimiz inanılmaz istihbarat savaşları yaşanıyordu.
Mısır, Tunus ve Libya'da çok sayıda MI6 AJANI yani James Bond, Fransız İstihbaratı tarafından deşifre edildi. MI6 Direktörü de "Roma, kavimler göçü nedeniyle yıkıldı.
Parası da ordusu da gücü de vardı ama karşı koyamadı.
Eğer göçü kaynağında çözmezsek sonuç alamayız..." diyordu.
Yeni rota MÜSLÜMAN TOPRAKLARIYDI yani!
Mısır'ın devrilen lideri Mübarek de, Kaddafi de, Zeynel Abidin Bin Ali de Londra'ya bağlıydı. Ailesinin ve kendisinin bütün paraları Kraliçe'nin kontrolü altındaydı. Yıkılan, devrilen, soluğu Londra'da alıyordu! Bizim SOL'cular gibi... Zeynel Abidin'in 1.5 ton altını kendisinden önce Londra'ya ulaşıyordu! Saddam'ın paralarını da HSBC çok önceleri ele geçirmişti!
YABANCILAR ZAR ATMAZDI!
Açalım biraz...
Kaddafi'nin yakalanma anını hatırlayın. Sürünerek getirildiğini ve infaz edildiğini anımsayın... Bitkin ve nefes alamaz halini gözünüzün önüne getirin. Aynı kare bir süre sonra tekrar servis edildi! Aradaki fark büyüktü. Bu kez fotoğrafı servis edilen kişi AMERİKA'nın LİBYA BÜYÜKELÇİSİ Chris Stevens'tı... İslam'a hakaret eden bir film çekilmiş ve bundan rahatsız olanlar, BİNGAZİ'deki konsolosluğu basarak Büyükelçi'yi öldürmüştü.
Hikaye buydu. Dumandan boğulan STEVENS'ın fotoğrafları hemen servis edildi. Ölmüştü. Aynı KADDAFİ gibiydi! Stevens üç arkadaşıyla birlikte öldürülüyordu ve KADDAFİ pozu bilerek çekiliyordu!
Kim yapmıştı bunu?
Hemen Kaddafi'nin dostları demeyin! Fransız istihbaratı... Bilen biliyordu! Kavga büyüktü. Kavga sadece Libya'nın petrollerini almak için miydi? Sadece o değildi ama!
YEMEN de merkezlerden biriydi!
Fransa buradaki GAZIN yüzde 40'ını aldı. Sonra bildiğiniz gibi ortalık karıştı. Fransa- İran birbirine hiç uzak değildi. İran üzerinden bakanlar için ÇİN de bazen ufukta görülebiliyordu.
Daha önce yazmıştım.
ABD Büyükelçisi Chris Stevens, Bingazi'de öldürüldükten sonra istihbarat savaşları başladı. Zaten var olan kavga iyice büyüdü. CIA, Bingazi'nin intikamını almak için Moskova'da ortaya çıktı. Kalkışa hazırlanan özel jeti, kamyon'la vurdu! Tıpkı NİCE'deki katliam gibi... Jet'in içindeki Total'in CEO'su Christophe de Margerie vardı.
Öldü. Lakabı POS BIYIK'tı. Libya petrollerini Fransa'ya bağlamak ve Rusya'ya da pay vermek için çalışıyordu. Kamyon'la götürüldü.
Teröristler bizde de başka yerlerde de KAMYON kullanıyordu! Tesadüf deyip geçin! Üzerinde durmayın!
İngilizler bir yapıyı ele geçirmek için önce içine girerlerdi. Kontrolü alamasalar da rakiplerinin büyümelerini önlerlerdi. Avrupa Birliği buydu. İngiltere BREXIT ile birliği parçalama yolunda adım attı. Ama tek başına EKSEN olacak güçleri yoktu! Birileriyle anlaşmadan bu birlikten çıkmaları mümkün değildi! Çıktılar! Fransa ile ikinci WATERLOO ile karşı karşıya geldikleri SIR değildi.
Waterloo neredeydi! BRÜKSEL'e!
14.5 km uzaklıktaki bir köydü! Peki Avrupa'nın başkenti Brüksel de terörden nasibini aldı mı? Bombalarla sarsıldı mı?
Tabii ki! Devam...
Arap Baharı ile başlayan kavga sürüyordu. Şimdi ikinci raund'a gelinmişti. Amerika zaten oradaydı.
İsrail de hiç boş durmuyordu.
Afrika'da AMERİKA lehine örtülü operasyonlar da bulunuyordu.
İsrail de önemliydi. Dünyanın en seçkin YAHUDİ aileleri Fransa'da yaşardı. Birileri, bunları ürküterek bir yerlere göçe zorluyordu! Ama neresiydi bilmiyorum!
İngilizler TUNUS'a donanma ile gidip bayrak göstereceklerdi.
Arap Baharı'ndan sonra DÖNDÜKLERİNİ göstermek için.
Amerika ise Avrupa'nın ENERJİ hattını kesmek için her yere ya terörle ya da askerle giriyordu!
Ortadoğu bu yüzden karma karışıktı.
Ve uzun bir süre düzelmeyecekti.
Fransız DEVLETİ ne diyordu :
"Terörle yaşamaya alışmalıyız. Bu savaş çok uzun sürecek..." Aynen böyle... Ancak asıl savaş AFRİKA içindi! Bütün BÜYÜKLER orada güçlü olmak için savaş veriyordu. Biz de! Somali giriş kapısıydı! Amerikalılar'ın Fransızlar'dan istediği FİL DİŞİ de öyle... Buradaki ASKERİ ÜS herkesin ağzını sulandırıyordu. CIA istiyor, Fransızlar vermiyordu!
Paris'in yönettiği ve haraca bağladığı 19 ülke Washington tarafından kontrol edilmek isteniyordu.
İngilizler de geri gelip alamadıklarını talep ediyordu. MOSSAD da Fransız istihbaratıyla çarpışıyordu...
Amerika dahil kimse TEK BAŞINA PATRONLUK yapamayacaktı artık. Bu nedenle yeni düzen arayışı var.
Kimin kimle yan yana olduğuna dair çarpıcı deliller olmakla birlikte, tespit için daha erken! Kesin olan AVRUPA BİRLİĞİ olmayacak.
Bir ve bütün bir TÜRKİYE herkesle eşit olarak masada olacaktır. Çünkü AFRİKA'ya, yani enerji deposu ve tarım merkezi AFRİKA'ya kimse sarı saçları ve mavi gözleriyle giremez...
Bize sonsuz ihtiyaç var. Bunu bilerek gidelim ve kendi modelimizi oluşturalım... Kendi aralarındaki kavga bitmeye yakın bize dönecekler.
Zaten İstanbul saldırısıyla "sizi unutmadık" dediler...
İnanın herkes kadar şansımız var.
Anlayalım ve yürüyelim... Ankara'nın yanında ve arkasında olalım... Sonra 100 yıl okullarda çocuklarımıza kaçırdığımız büyük fırsatı anlatırız...

NOT: Devletimizin AFRİKA için ekonomik bir model oluşturması şart! Bambaşka bir model! Sömürüye ve işgale dayanmayan bir model! Geç olmadan!