Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 22 Ekim 2013

Yollar ayrıldı

Erdoğan'ın hedefte olduğunu bilmeyen kalmadı sanırım. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve MİT Müşteşarı Hakan Fidan da menzildeki isimlerdi!
Peki neden?
İşte bu sorunun cevabı önemliydi ve asla merkez medyada bulamazdınız!
Türkiye'nin gittiği rotayı bilmeden, partnerlerini çözmeden, ne geleceği ne de gidişatı durdurmak isteyen GÜÇLERİ anlayabiliriz!
Kavganın şimdilerde MİT üzerinden yürümesinin en büyük nedeni de bu!
İsterseniz konuyu biraz daha açalım...
Ve geriye giderek bugüne ışık tutalım.
Bakalım gazetelere yansıyanlar dışında yansımayanlar neymiş, görelim...
1980 darbesine kadar uzanan yolda bir MİT görevlisinin hikayesi vardı!
Sabahattin Savaşman!
Ülke kan gölüne dönmüştü. Gençler "sağ" denilerek, "sol" denilerek birbirlerini boğazlıyordu! Aynı silahla onlarca genç öldürülüyordu. Devlet de sıtmaya yakalanmış, bir hasta gibi titriyordu! Klasik körlüğümüz yine bizi esir almış, BÜYÜK OYUNU bir türlü göremiyorduk!
Bu dönemde Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, Moskova'ya gidip bir dizi önemli görüşmelerde bulundu!
Ankara'da dedikodusu çok yapılan bir anlaşma imzalayıp döndü! Ama ülke kendi içinde kan kaybediyor ve çare olacak adımlar bir türlü atılamıyordu...
Çağlayangil'in yaptığı ÖNEMLİ anlaşmanın bilgisi MİT'e ulaşınca, teşkilatta bir hareketlenme oldu! Müsteşar Hamza Görgüç nabzı tutmaya başladı!
İçerideki merak tavan yapmışken Sabahattin Savaşman, "Bu anlaşmadan niye bizim haberimiz yok!" diye sesini yükseltti!
Bir süre sonra OYUN başladı!
Dışişlerindeki MİT görevlisi, Savaşman'a "sözde" imzalanan anlaşmanın kopyasını verecekti! İŞARETLİ bir araçla Savaşman teşkilat merkezinden yola çıkıp Dışişleri Bakanlığı'nın önüne geldi. Kendisine söylenildiği gibi bir GÖREVLİ merdivenleri inerek kendisine büyük bir zarf uzattı!
Savaşman zarfı merakla alıp hemen oradan uzaklaştı! Önce evine gidip üzerini değiştirdi!
Ardından otomobile binip MİT merkezine değil de bir başka adrese yöneldi!
Bunu tahmin eden merkez karargahı, Hiram Abas ve Mehmet Eymür'ü görevlendirdi!
Anlaşmayı ele geçirmek için aşırı heyecan yapan SAVAŞMAN yabancı bir adreste durdu! Otomobilden inip içeri süzüldü! Savaşman, Lyle Onsager isimli JUSMAT görevlisi bir askerin evine girmişti! Takip edildiğini hiç düşünmüyordu!
Zaten böyle şeyler de olmuyordu!
Emri alan Abas ve Eymür kapıyı kırıp içeri girdi! Savaşman ve ortağı Amerikalı suçüstü yakalandı!
Bu ilk kez oluyordu! MİT Müsteşarı Hamza Görgüç, CIA'ya çok sert bir kınama gönderdi!
Amerikalılar mahcubiyet içinde "Bir daha asla olmayacak. Özür dileriz!" mesajıyla karşılık verdi. İlişkiler bir süre sonra yerine oturdu! Ama Savaşman olayı hep hafızalarda kaldı! Bugün bile tazeliğini koruyor!
NEDEN?
Çünkü kendi öğrencisini, kendi işadamını, kendi askerini, kendi Kürt'ünü, kendi solcu'sunu, kendi sağcı'sını, kendi muhafazakarını TAKİP EDEN MİT Savaşman'dan beri hiç ama hiç YABANCI takip etmedi!
ETTİRİLMEDİ!
Ülkeyi yabancılara karşı korumakla ve devlet aklına büyük katkı yapmakla görevli olan kurum NEDENSE hiç yabancı peşine düşmedi!
Her türlü ülkenin ajanları CİRİT atarken ismi MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI olan kurum kendi insanlarını tehlike sayarken YABANCILARA kapılarını sonuna kadar açtı!
AKIL tutulması böyle bir şeydi işte!
Kendi insanıyla mücadele eden DEVLET, her türlü mikroba karşı savunmasız kalan bir beden gibiydi!
Şimdi görüyorsunuz Hakan Fidan'a saldırı üstüne saldırı!
Bunu sakın Fidan olayı gibi algılamayın!
Bu Türkiye'nin makas değiştiren yüzüne yapılan eylemdir!
Savaşman olayının üzerinden neredeyse 40 yıl geçti! Acaba bunca yıl kılını kımıldatmayan MİT'in şimdilerde YABANCILARA göz açtırmaması, SALDIRININ asıl nedeni olabilir mi!
Ya Fidan kendi insanını bırakıp devleti kemirenlere karşı savaş açtıysa!
Galiba bizim bilmediğimiz bu!
MİT asıl rolüne döndü!
Ülkeye geleni de gideni de biliyor ve gereğini yapıyor!
Tıpkı CIA gibi, MI6 gibi!
Bakın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne saldırılar Erdoğan'ın DOLMABAHÇE ofisine geçmesiyle başladı! Önce de vardı ama bununla birlikte tavan yaptı! Çünkü Dolmabahçe BÜYÜK TÜRKİYE demekti! Büyük Türkiye, büyük İSTİHBARAT teşkilatı ile olurdu!
Bu da yabancıların budanması ve ülkeden kovulması anlamına geliyordu!
Nasıl Teşkilat-ı Mahsusa Hindistan'da bile operasyon yaptıysa Fidan'ın MİT'i de aynı onun gibiydi!
İçimizdeki İsrail ve korucularının asıl derdi bu!
Düne kadar KONYA Ovası'nda istediği kadar uçuş yapan İsrail jetleri, acaba hangi bilgileri toplayıp ülkelerine dönüyordu!
Aldıkları bilgeleri nerede, nasıl kullanıyordu? Daha önemlisi bu adamları DÜŞMAN tanımından çıkarıp bağrımıza yaslayan kimdi?
Bunları anlamadan, çözmeden bir adım bile ileri gidemeyiz!
Bakın adamlar hep içimizdeydi!
Şimdi Fidan'la birlikte MİLLİ bir devletin yapacağı yapılıyor ve yollar ayrılıyor!
Sıkıntı bu!
Kanımızı emmeye alıştıkları için, alıştırıldıkları için olanlar onlara SÜRPRİZ!
Senaryoyu yazan Fidan da bu nedenle istenmiyor!
Ülke bir UR'dan kurtulurken sancı normal!
Ama içerideki kıvrananlara bakınca fotoğraf çok daha anlamlı!
Bakın Türkiye hiçbir zaman kim tarafından, nasıl ve neden gönderildiği belli olmayan PARALARLA operasyona maruz bırakıldı!
Ayazda titreyen bir çocuk gibi elimizi kaldırıp karşı koyamadık!
İçimizdeki ZENGİNLERİN kaynaklarını ortaya çıkaramadık!
İlişkileri çözemedik!
Çok iyi niyetli devlet adamlarımız olsa da buna AKILLARI yetmedi!
Şimdi devran döndü!
Fidan, hem parasal ilişkilere hem de operasyonel bağlantılarına darbe indiriyor!
Bu da hedef olması için yeterli bir sebep!
Ha unutmadan Fidan, Gezi'den sonra, DIŞARI çalışan TÜRKLER'i birbir ortaya çıkarıp Dolmabahçe'de Erdoğan'ın önüne koydu!
40 yıldır bir YABANCI bile yakalamayan MİT için tarihi bir virajdı!
Bazıları sonunu gördüğü için "hücum!" emri verdi!
Kendileri gideceğine Fidan'ın gitmesi gerektiğini düşünüyorlar!
Korku bu!
Yani çok şey yapılıyor ama biz bilmiyoruz! Onlar bildiği için de saldırıyor!
Sonuç alırlar mı?
Sanmıyorum! Çünkü o liste üzerinde çalışma bitti!
Final onların elinde!
Ya duracaklar ya durdurulacaklar!