Arayan BİLİNMEYEN bir numaraydı. Kimin aradığını bilmediğim için açmayı düşünmedim.
Ama karşıdaki o kadar ısrarla çaldırdı ki sonunda pes ettim. "Alo" der demez birkaç aydır hiç haber alamadığım eski dost telefonun diğer ucunda belirdi. "Çok acil bir işin yoksa Florya'daki köşkteyim. Atla gel hemen" dedi...
Arayan FÖTR ŞAPKALI dostumdu.
Heyecanlanmıştım. Belli ki önemli bir takım gelişmeler vardı. Hiç düşünmeden direksiyonu o yöne kırdım. Acele ediyordum. Aracı hiç olmadığı kadar hızlı kullanıyordum.
Kapıya geldiğimde frene bastım. Bir anda üç görevli ortaya çıktı. Uzun boylu sarışın olan "Lütfen bizi takip edin" dedi. 3 dakika sonra bembeyaz iskelede Fötr Şapkalı dostumun yanındaydım.
Görüşmeyeli oldukça uzun süre olmuştu... Her zamanki gibi şıktı.
Beyaz ayakkabı, beyaz pantolon ve beyaz gömleğini beyaz asa ile tamamlamıştı. Ellerini açıp sardıktan sonra karşısında duran boş koltuğa oturttu. Belli ki bir şeyler söyleyecekti. Ben fitili ateşlemek için söze girdim...
Neler olmuyor ki... 7 düvele karşı savaşıyoruz.
Türkiye, İstanbul merkezli bölgesel bir güç olacak. ABD'nin bir kanadı, Avrupa, İran, Mısır ve İsrail gibi ülkeler bundan çok rahatsız.
Türkiye bölgeye istikrar getirmek istiyor. Bu kimsenin planında olan bir şey değil. Biz "istikrar" dedikçe PKK'yı üzerimize salıyorlar. İsrail ve sermayesi bizle büyük mücadele içinde...
Köşelerden yaylım ateşi sürüyor. Neden?
Bu konu çok uzun ve derin.
O zaman ASALA'dan başlayayım... Ermeni teröristler 21 ülkedeki 38 değişik şehirde 110 kez saldırdı. 42 diplomatımızı kaybettik...
Ben sorayım o zaman "Neden hep Dışişleri mensuplarına saldırıldı?"... Mesela PKK'nın böyle bir seçimi yok!
Ermeniler Osmanlı'da Millet-i Sadıka'ydı... Osmanlı Yahudiler'e karşı Ermeniler'i hiç ezdirmedi.
Kendi içinde bir yerde tuttu. Ancak Ermeniler acı hatayı yapınca bağlar koptu.
Ancak devlette, özellikle Dışişleri'nde görev yapan Ermeniler hep oldu. Senden benden daha çok bu ülkeye bağlı insanlar vardı aralarında. ASALA Ermeniler adına diplomatlarımızı vurunca onlar da tasfiyeden kaçamadı.
Ne olacak! Ermeniler gidip yerlerine MONŞERLER geldi.
Dışişleri Türkiye'nin elinden çıktı.
İşte Davutoğlu son yıllarda MİLLİ DIŞİŞLERİ kavramına geri dönülmesini sağladı. ASALA ile kazanılmış hakları yok saydı! Bu yüzden hedef tahtası oldu. "Sıfır sorun" sözünün arkasına geçip saldırıyorlar... Çünkü İsrail ve muhipleri olan bitenden çok rahatsız...
Sadece onlar değil muhalefet bile geç anladı değişimi. Hatta bir keresinde MHP lideri, Latin Amerika'daki Başbakan için, "Ne işin var Şili'de, Brezilya'da" diyebildi.
Tarih yeniden yazılıyor. Elbette sancılı oluyor.
Yerleşik düzen yıkılırken acı kaçınılmaz. Ama gelecek bizim...
Olmaz mı!
Bölgedeki kaos tek onların işine yarar.
Unutma İstanbul parlarsa Tel Aviv söner!
Birileri bizi orada kurduğu tuzağa çekmek istedi. Düşmedik. ABD, "hava ve deniz gücü desteği veriyorum sen gir işi bitir" diyor.
Ancak kimseye güvenemeyiz.
Bazen bizim isteklerimiz arasına kendi isteklerini paketliyorlar.
Yolda bunu anladığınızda çok geç olur. Bin düşünüp bir hareket ediyoruz. Girersek kendi istediğimiz için gireriz.
İhtimaller arasında o da var.
Ancak en büyük zaafiyetimiz hala tam olarak milli olmayan ekonomi ve ordu...
Elbette milli. Ama yazılımların hepsi yabancı. Sizi nerede ne beklediğini bilemezsiniz. Üç kuruşluk bir savunmaya cevap veremezseniz karizmanız çizilir. 28 Şubat'tan hemen önce yazılımları İsrail'e veren arkadaşlar sağ olsun!
Paranın üçte biri Türkler'de...
Kalanı Kürtler ve Yahudiler arasında paylaştırıldı.
Bu ülkenin bilinmeyen gerçeklerinden biridir. Bu paranın size nasıl davranacağını bilemezseniz harekete geçemezsiniz! Her şeyi ölçüp biçiyoruz. Sorun yok.
Şimdi ateşi Bahreyn'e sıçrattılar.
Arap sermayesinin Türkiye'ye gelişini önlemek için her türlü taklayı atıyorlar. Şiiler'le Sünniler'i kapıştırmak dahil.
Rahmetli Uğur Mumcu "Türk, İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasalarına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemeleri usulüne göre yargılanan, Fransa idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir" demişti. Kendi anayasamızı, kendi kanunlarımızı yapmalıyız.
Evet daha da saldıracaklar. İşleri bu! Ama o dağlara gömülecekler.
Kürtler'i yanına alan Türkiye istenmiyor. Araplar'dan sonra Kürtler'in de Ankara'ya yaklaşması bazılarının uykusunu kaçırıyor...
Hem dağda hem masada kazanacağız.
Son çırpınışları... Türk ve Kürt halkını karşı karşıya getirmek istiyorlar.
Olmaz... Ama bizim de dikkatli olmamız gerekli.
Gaziantep'teki cenaze namazını gördün. Bütün devlet oradaydı. Çok yanlış fotoğraftı o. Büyük şirketlerde üç yönetici aynı uçağa binmez. Biz bütün devleti oraya topladık. Allah korusun, olumsuz bir şey telafisi olmayan yaralar açardı!
Çok dikkatli olmalıyız! Bu aralar infial yaratacak eylem için çırpınıyorlar. Bunu biliyor ve gereğini yapıyoruz.