Kredi kartında gizli faiz tuzağı

Eklenme Tarihi 24 Ağustos 2013
Önceki gün kredi kartında uygulanan 'asgari ödeme tutarı' sisteminin bizi nasıl bir yanılgının içine düşürüp, cüzdanlarımıza göz diktiğini detaylı hesaplarla anlatmıştık. Küçük gibi görünen bu miktarın kart kullanıcısını borç batağının içine çektiğini yazmıştık. Yüzlerce mail ve telefon aldık. Kartla ilgili çok sayıda sorular gelmeye başladı. Bunların ortak olanlarından bazılarını yer nispetinde cevaplayacağız. Özellikle 'borç öteleme' ve 'taksitlendirme' şeklinde cilalı paketlerle sunulan 'tuzaklar'a dikkatinizi çekeceğiz.

TUZAK 1

* Her alışverişten sonra bankadan 'Bu harcamayı taksitlendirebilirsiniz' mesajı alıyorum. Avantajı var mı? Telefona gelen mesajı okuyunca haklı olarak, 'Vay be bankam beni düşünüyor, borcumu kolaylaştırıyor' diyorsunuz. Bir kağıdı bile 5 liraya veren, bozuk para tümleme parası isteyen, SMS'i 6 liraya satan bankanın, sizin işinizi bedava kolaylaştırması düşünülebilir mi? Meseleyi örnekle anlatalım. Siz 150 liralık bir alışveriş yaptınız. Banka da 'taksitlendirelim' mesajı gönderdi. Bunu kabul edip, 10 takside böldürdünüz. Ayda 15 lira ödeyeceğinizi sanıyorsunuz. Ama öyle değil...
* Önce sizden 20 lira civarında bir ücreti peşin olarak kesiyor.
* 150 liralık borcunuza taksitlendirme faizini de (yaklaşık yüzde 2.12) işletiyor.
* Her ay 15 lira ekstreye yansıtıyor.
* Eğer toplam borcunuzu kredilendiriyorsanız yani asgari tutarı ödüyorsanız bu borç ikinci kez faize giriyor.
* Faiz dışında KKDF ve BSMF ödemeleri de ekleniyor.
* Toplamda 150 liralık borcu, faiz ve ücretlerle 220 lira olarak ödüyorsunuz.
* Yıllık kredi kartı faizinin yüzde 28, tüketici kredi faizlerinin 10-12 civarında olmasına rağmen, siz 10 ayda farkında olmadan yüzde 50'ye yakın faiz ve ücret ödüyorsunuz. Banka ilk teklif yaparken, bunu size asla söylemiyor.

TUZAK 2

* Banka bu ayki alışverişi 2 ay sonra ödeyebileceğimi söyledi. Ne yapayım? Alın size cicili bicili paketlerle sunulan bir tuzak daha. Yine örnekle anlatalım...
* Siz Ağustos ayında 100 liralık alışveriş yapıyorsunuz. Banka bunu sizden Ekim'de alacağını vaad ediyor. 2 aylık 'faizsiz' bir kredi açmış gibi gösteriyor.
* Bu 100 lira sizin limitinizden düşüyor ve toplam borcunuza ekleniyor.
* Böylece Ağustos ekstresinde bu harcamayı yapmış ve ödemiş gibi 2 ayrı kalemde görüyorsunuz.
* Toplam borcunuza eklendiği için (ödenmiş gibi görünse de) borcu kredilendiriyorsanız faiz işletiliyor.
* Aynı işlem Eylül ekstresinde de yapılıyor ve bir kez daha faiz ödüyorsunuz.
* Ekim'de ise borç size yansıtılıyor ve bir kez daha faiz ödüyorsunuz.
* Yani 100 liranın 2 ay ötelenmesiyle yüzde 7'ye yakın bir faizi farkında olmadan ödüyorsunuz.

* * *
AİDAT İÇİN TAKTİK BELLİ
* Kart aidatı ödemek istemiyorum. Ne yapayım?
Bankalar kendilerini arayan müşterilerinin kart aidatını ilginç biçimde iade ediyor. Yani aramayan ödüyor, arayan alıyor. Keyfi bir uygulama. Bankayı arayıp 'kartımı iptal edin' diye tehdit ediyorsunuz, hemen aidat iade ediliyor. Bu taktik en geçerlisi. Noter kanalıyla yazılı ihtarda bulunmak da bir çözüm. Sonraki aşama ise dava...

* * *
DAVA AÇMAK KOLAY...
Bankaların aldığı başta kart aidatı olmak üzere ücret ve komisyonları dava açarak geri alabilirsiniz. Bunun için hem Yargıtay'ın hem de yerel mahkemelerin yüzlerce kararı var.
* Kaymakamlıklara gidip hakem heyetlerine müracaat edin. Buralara müracaat hem kolay hem ücretsiz.
*
Başvuruda matbu dilekçeyi doldurup, elinizdeki ödediğiniz ücretleri ispatlayan belgeleri de ekleyin.

* * *
BİN LİRALIK BORÇ, BİN 850 LİRA OLUYOR
* Bankanın avukatı arayıp, "Evini bile alırım" diyor. Kart borcu için evimi alabilirler mi?
Eskiden yüzde 300-400'leri bulan temerrüt faizleriyle gerçekten tüketicilerin evlerini alıyorlardı. Şimdi bu oranlar düşse de temerrütte yine günlük işletilen faiz ve ekstra masraflarla borcu katlıyorlar. Bir hesaba göre; bin liralık borca, 350 lira gecikme faizi işletiliyor. Noter, ihbar, avukatlık, icra, takip gibi kalemlerle 500 liraya yakın masraf listesi çıkıyor. Borç bir anda bin 850 lira oluyor. Her geçen gün de artıyor. Bankalar genelde dışarıdan avukatlarla prim karşılığı anlaşıyor. Dolayısıyla avukat, tüketiciden ne kadar çok para alırsa, komisyonu da o kadar yükseliyor. Bazı avukatlar da parayı alabilmek için korkutma taktikleri uyguluyor. Çıkartılan borç ve faizlerin haksız olduğunu düşünüyorsanız, bu tür korkutmalardan etkilenmeyip, mutlaka başlatılan icra takibine itiraz edin.
Sorunu hukuk çözsün.