ÇILDIRTIYOR. Son olarak Lübnan'da gördük, Macron'un sömürgecilik ruhu hortladı. Lübnan'da nasıl olduğu anlaşılamayan büyük patlama/kurnaz saldırı sonrası, hemen Lübnan'a giden Macron, yaraları saracağına, halkın ızdırabına bir nebze olsun şifa olacağını, şom ağzını açtı "Fransa Lübnan'da olmazsa, Türkler gelecek ha" diyerek, küstah açıklamalar yaptı. Fransız istihbarat servisinin organize ettiği, 'Lübnan, Fransız mandası altına girsin' kampanyası başlattı. Dilekçesinde, şu ifadelere yer veriliyor: "Lübnanlı yetkililer, ülkeyi güven altında tutma ve yönetme konusunda yetersiz olduklarını açık bir şekilde gösterdiler. Bu başarısız sistemle, yolsuzlukla, terörizm ve milislerle ülke ölümün kenarına geldi. Temiz ve kalıcı bir yönetim kurmak amacıyla LÜBNAN'IN YENİDEN FRANSA MANDASI
ALTINA GIRMESI GEREKİYOR."
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İNSANLIK ADINA, LÜBNAN'A
SAMİMİ EL UZATTI. Başkan yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Türkiye'nin sıcak ellerini Lübnan halkına uzattı, yardım kampanyası başlattı, İskenderun limanını Lübnan'a açtı, yaralıların Türk hastanelerine getirilmesi, bakımı için el verdi.
İŞTE FRANSA: Mandacılık peşinde. Suriye'yi, Lübnan'ı sömürme düşüncesinde, insanları köle yapmak istiyor. Vicdan yok.
İŞTE TÜRKİYE: Lübnan'ın dertlerine ortak oluyor. Macron, Suriye'de, Libya'da, Erdoğan'ın çok başarılı stratejik hamleleriyle, şaşkına döndü.
Türkiye-Lübnan dostluğunu bildiğinden, Lübnan üzerinde kurduğu tezgahlar yabancımız değil. Macron'da canlanan MANDACILIK RUHU'nun nerelerden vücut bulduğunu iyi bilmiyoruz. Recep Tayyip Erdoğan'ın paçavraya çevirdiği gizli Sykes-Picot anlaşmasıyla, Fransa, Osmanlı topraklarına çökmek istemişti.
İngiliz-Fransız sömürgecilik ruhuyla yaptıkları bu anlaşmaya göre, Fransa, Lübnan ve Suriye'nin şehirlerini aldı, Suriye'de Fransa'ya bağlı bir manda rejimi kuruldu. Anadolu'muzun temiz topraklarına, kirli Fransız askerleri girdi, Adana, Kilikya, Antep, Urfa, Mardin ve Diyarbakır işgal edildi. Kahraman milletimiz söküp attı. Cezayir'de soykırım yapan, PKK'ya yataklık yaparak, büyükelçilerimizi şehit ettiren, Fransa'yı unutmadık. Türk Donanması, Doğu Akdeniz'i parsellemeye çalışanları durduruyor. Macron'un Degaulle uçak gemisini, Kıbrıs Rumlarının yanına neden gönderdiğini, Kıbrıs Rum Kesimi'nde, Fransa üssü neden kurduğunu, Macron'un, İsrail-Rum-Yunanlıların, Doğu Akdeniz gazını Avrupa'ya götürmek üzere, EAST-MED BORU hattı anlaşmalarını neden tezgahladığını çok iyi biliyoruz. Yüzyıl sonra, Başkan Erdoğan, Fransa'ya unutamayacakları OSMANLI TOKATLARI atıyor. Petrolüne el koymak, mandacılıkla yönetmek üzere, Libya üzerinde oynadıkları oyunları parçalıyor. Yıllar önce, Fransa, İngiltere, Kuzey Afrika ülkeleri ile Afrika'nın Sahraaltı arasına, SAHEL HATTI kurarak, Müslüman Afrika ülkelerini bölmüşlerdi. Fransa, güya güvenliği sağlamak adı altında ,Senegal, Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Çad, Sudan, Eritre Müslüman bölgelerinde Fransa ordusunu bulunduruyor. Bu ülkelerin kanını emmekte, madenlerine el koymakta, kendisine hizmet etmeyen liderleri devirmekte, kukla adamlarla SAHEL HATTI altında, cirit atıyordu.
SONUÇ: Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Libya zaferi sadece Libya'da kalmayacak. Sahil altındaki Müslüman ülkeler içinde ümit kaynağı oluyor. Macron, Sahel hattı altındaki ülkelerde bağımsızlık ruhun yaratacak, ekonomik sömürgeciliğini önleyecek diye Erdoğan'dan korkuyor. Sömürgeci Fransa'nın nefes boruları kapanıyor.
Erdoğan-Türkiye hamleleri, Fransa'nın Suriye, Lübnan, Doğu Akdeniz, Libya rezaletlerine mani oluyor. Mandacılık planlarına sekte vuruyor. Derdi ondan. MÖSYÖ MACRON, ALMA MAZLUMUN AHINI ÇIKAR
AHESTE AHESTE.
