CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na geçmiş olsun. Ancak, Çubuk olayından sonra CHP Yönetimi'nin tavırlarını da masaya yatırmakta büyük yarar var. Seçimler bitmiş, Türkiye yepyeni bir döneme yelken açıyordu. Başkanımız Tayyip Erdoğan, herkesin altına imza atacağı tarihi konuşmalar yapıyor, başta CHP'ye, Türkiye için birlikte olalım diyordu. Erdoğan, "Siyaset milletin maslahatını kendi menfaatinin önüne koymayı gerektirir. Türkiye'nin bekası vatandaşlarımızın birlik ve beraberliği her türlü politik hesabın üstündedir. Seçim tartışmalarını geride bırakarak ekonomik ve güvenlik başta olmak üzere asıl gündemimize odaklanmamız şarttır. Dönem kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir... Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak 82 milyon TÜRKİYE İTTİFAKI olarak hareket etmeliyiz!" diyerek, Türkiye'nin önünü açmak için çırpınıyordu. İşte böyle bir süreçte, Çubuk'ta çok üzücü bir olay oldu. Kılıçdaroğlu'na yapılan saldırı herkes tarafından telin edildi.
Böyle bir kritik noktada gördük ki, CHP yönetimi, meydana gelen üzücü olaydan rant temin etmeye, İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU'YU BU VESİLE İLE İSTİFA ETTİRMEYE yönelik tavırlar içine girdi.
PKK terörüne karşı amansız mücadelenin önünde yürüyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya CHP yönetimi, eski alışkanlıkları doğrultusunda hücum etmeyi sürdürmekteler.
Bir yurttaş olarak, memleketimizin hayrına olacak herkesin, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın TÜRKİYE İTTİFAKI siyasetinin bir an evvel hayata geçirilmesini talep ettiğimi belirtmek isterken, CHP DE KENDİSİNİ GÖZDEN GEÇİRMESİNİ GEREKTİĞİ DE ORTADADIR. Üzücü Çubuk olayı üzerine Devletimizin, siyasi partilerin yöneticilerinin SAĞDUYU açıklamalarına karşın, CHP YÖNETİMİNİN İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU'YA KARŞI
DÜŞMANCA TAVIRDAN GERİ DURMA ZAMANIDIR. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı açıklamaların bazılarına çok önemlidir. CHP YÖNETİMİ'NİN ÜZÜCÜ ÇUBUK SALDIRISI ÜZERİNDEN NEREYE YÜRÜMEK İSTENDİKLERİNİ ÇOK İYİ AÇIKLAMAKTADIR. KÜSTAH ABD 'NİN F-35'İNE RESTİMİZ MİLLİ UÇAK Devletin zirvelerinde, ABD'nin Türkiye'ye F-35'leri vermekten vazgeçmesinin Türkiye için çok isabetli olacağı da düşünülmektedir. Böylece, kötü komşunun yanındaki komşusunu ev sahibi yapması örneğinde olduğu gibi, Türkiye, kendi 5'nci nesil muharip uçağı MMU/TF-X'i imal etmek imkânına bir an önce kavuşmuş olacaktır. Savunma sanayine çağ atlatan Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın yeni çıkacak pozisyonlara göre Türkiye'nin bundan böyle muharip jet uçağı tedariki konusunda ABD ile defteri kapatmayı bileceği belirtilmektedir. KÜSTAH ABD'nin F-35'ine RESTİMİZ MİLLİ MUHARİP UÇAK refleksimizi biraz daha açalım. F-35 uçakları Türkiye'ye verilmezse ne yapacağız?
1) Türkiye, bütün güç ve imkanını Milli Muharip Uçak MMU/TF-X üzerine yoğunlaştıracaktır. Bu uçağın mümkün olan en kısa zamanda savaş filolarımızda yerlerini alması için ne yapılması gerekiyorsa onu yapacaktır.
MMU'nun 29 Ekim 2023'te imalat hangarından çıkması ve 2030'lu yılların başında savaş filolarımızdaki yerini alması planlanmıştı. F-35'ler temin edilemediği takdirde bu imalat takviminin süresi teknik açıdan kısaltılabilir ve imalat takvimi hızlandırılabilir.
2) ARA DÖNEMDE F-16'LARIN KULLANIMINA DEVAM EDİLEBİLİR.
F-4E 2020 uçaklarımızın da belirli bir süre görevde tutulabileceği dikkate alınmaktadır.
Türkiye'de imal edilmekte olan Silahlı HÜRKUŞ-C, silahlı modelinin de yapılacağı HÜRJET ve Silahlı İnsansız Hava Araçları'ndan (SİHA) yeterli sayıda üretilebilir ve taarruzi görevlerde kullanılabilir.
3) ARA UÇAK ALIMI Havacılık çevrelerinde Türkiye'nin MMU'ların harbe hazır olarak muharip filolarda yerini alıncaya kadarki ara devrede, ABD menşeli olmayan 40-50 civarında yabancı muharip uçak alması konusu tartışılmaktadır. Bu namzet uçaklar arasında Rus SU-35 ve SU-57, İsveç JAS 39 Gripen, Fransız Rafale, ve Avrupa ortak yapımı Eurofighter modellerinin ismi geçmektedir.