BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 8 Nisan 2018

Osmanlı’yı parçalayanlar aynı sahnede

Türkiyemiz'in bugünü üzerinde düşünürken zihnim hep Osmanlı'yı parçalamaya/paylaşmaya karar vermiş, gözü kandan-petrolden başka bir şey görmeyen Emperyalist Batı'nın 1900'lerde oyun kurdukları günlere gidiyor.
Bugünler (2008-2020) ile 1908-1920'ler dönemi benziyor mu? Evet. Aradan bir yüzyıl geçmiş olmasına rağmen, Abdülhamit isminin yerine Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı koyarsak 1908- 1920 arasında yaşananları 2008-2020 arasında aynen yaşıyoruz.
İngiliz-Fransızlar'ın kurguladığı bir darbe ile padişahlıktan indirilen Abdülhamit, çevrilen tezgâhları çok iyi okumasına karşın, masonların kurduğu İttihat-Terakki darbesine mani olamıyor. Yüzyıllık perspektifte büyük fark burada.
Abdülhamit'i deviriyorlar, Osmanlı'ı parçalıyorlar. Tayyip Erdoğan'ı çok uğraşsalar da deviremediler. Türkiye'yi bölemiyorlar. 15 Temmuz'da NATO-Pentagon gladyosu Fetullah'la, Türkiyemiz'i Allah'a şükür işgal edemediler.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın DİK DURUŞU, Haçlı-Siyonist-Emperyalist Batı'nın nefesini kesiyor. Derin projelerini paçavraya çeviriyor.
Hayati süreçte aziz milletimizin birliği, Cumhurbaşkanımız'ın arkasında duruşu, sevgisi, geleceğimizin teminatıdır.

​AMERİKANOFİL TÜRKLER GÖREVDE

Emperyalist Batı'ya beynini satmış, AMERİKA/ İNGİLTERE/FRANSAONOFİL TÜRKLER yine sahnede.
Amerika, İngiltere, Fransa Müstemleke Valisi ile sürdürülen klasik emperyalizmi bıraktılar.
Yerli halkın içinden, onların dilinden, renginden ve amma, düşünce ve duygularıyla, yaşayış anlayışı, tarzı ve zevkleriyle kendi halklarına yabancılaşmış Amerikanofilİngilizofil- Fransıznofil kadroları kullanıyorlar. Beynini Batı'ya satmış malum Türkler de utanmadan, arlanmadan vatanı satmanın peşindeler. Azgın muhalefet partilerinde, beyin yıkama ofislerinde, yabancı ajanların kucaklarında köpeklik yapmaktan gocunmuyorlar.


İsrail 30'dan fazla Filistinli'yi öldürdü. Dünya yine sessiz kaldı.

DOĞU'NUN 3 GÜCÜYMÜŞÜZ
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan- Rusya Devlet Başkanı Putinİran Cumhurbaşkanı Ruhani, Ankara'da tarih yazdı. Haçlı- Siyonistlerin uykuları kaçtı.
Yabancı basında çıkan yazılarayorumlara bakıyoruz, kan kusuyorlar, salyalarını akıtıyorlar.
Alt birini, vur ötekine. Fransa basını çok namussuz, çok haysiyetsiz. Fransız Liberation gazetesi "İran, Türkiye ve Rusya, doğunun üç gücü" başlığını atıyor. Rusya, İran ve Türkiye arasında yapılan zirve, Suriye'de işgalci durumundaki bir gücün! bahçesinde yapılmış...
Bu toplantının motor gücü olan Rusya, Türkiye'nin işgaline yol açan güçlerin başında geliyormuş. Rezil adamlara hatırlatırız. Yüzyıldır Müslümanların kanına giren Sykes-Picot'u yapan onlar değil. Afrika'yı sömüren, Cezayir'e soykırım yapan onlar değil. İşgalciliğin en büyük ustası onlar değil. Omurgası olmayan Fransız Liberation'a hatırlatırız. Bir zamanlar 'ŞARK MESELESİ' dümeniyle, Osmanlı'ya saldırdınız. Geçti o günler. Bugün, Türkiye, sadece Doğu'nun değil, Balkanların, Kafkasya'nın, Orta Avrupa'nın, İslam dünyasının da büyük gücü.
BÜYÜK TÜRKİYE GÜCÜ önünde başınız er geç eği(ti) lecektir.

ÖMER KARACAN'A GÖRE MİLLİYET'İN SATIŞI
Milliyet'in eski sahibi Ercüment Karacan'ın oğlu Ömer Karacan (Sabah/ 13 Ocak 2007) anlatıyor:
"-Babam Milliyet'i satmaya mecburdu. Abdi Amca öldürülmüştü. O, hayattaki en yakın arkadaşıydı. Devamlı öldürüleceğiz veya kaçırılacağız endişesiyle yaşıyordu. Babamın Milliyet'i satmasındaki en büyük neden başımıza bir şey gelebilir diye bizi korumak istemesidir."
1979 Şubat'ında suikast sonucu hayatını kaybeden Abdi İpekçi son nefesini verinceye kadar Milliyet'in satışına engel olan isimdi. İpekçi'nin öldürülmesinden sonra, Aydın Doğan'ın 12 Eylül Kavşağı'nda Milliyet'i, sonra da Hürriyet'i alabilmesi elbette askeri-sivil statükonun izni olmadan mümkün değildi.
Bugün, askeri ve sivil oligarşi, halkımızın büyük desteğiyle iktidara gelen Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan tarafından yıkıldı.
Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıran sivil iktidar görevde.
Statüko hâkimiyetini yitirdi.
Artık yeni Türkiye, yeni demokrasi, yeni (milli) medya yolunda yürüyoruz.

DERİN SÖZ
Amerika'nın, Kudüs'ü başkent olarak ilanı asla kabul edilmeyecektir.
Bizde bir söz var: "Kendisi çalar kendisi oynar". Bunu BM'de gördük.
128 ülke Amerika'nın karşısında dik durdu. Hiçbir zaman güç haklı değildir. Hak güçlüdür. Durduğumuz yerden asla taviz vermeyeceğiz. Kudüs Filistin'in başkentidir, bunu da zaten ilan ettik. (Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan)