Büyüklerimiz "Arife tarif gerekmez" derler. Ancak zor olsa da Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı kısaca tarif edelim:
GEÇİRDİĞİ HER YILDA VE YAPTIĞI HER İŞLE DÜNYADA İZ BIRAKAN LİDER.
Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın en büyük özelliği STRATEJİK LİDERLİK yapıyor oluşudur.
Stratejik düşünmektedir. Geleceği öngörerek şekillendirebilmek, bunun için gerekli stratejik yönetim anlayışını oluşturabilmek ve bu doğrultuda halkı bir vizyonu doğrultusunda yenilikçi ve yaratıcı hedeflere yönlendirerek, karmaşık küresel rekabet ortamında, gerektiğinde hızla stratejik değişimi sağlayabilen lider olmasıyla Türkiyemiz'i yönetmektedir.
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın stratejik liderlik alt yapısında özellikle 3 dinamik büyük rol oynamaktadır:
1) Milletimize dayanıyor. Büyük Türk Milleti her yüzyılda BİR BÜYÜK LİDER çıkarmakla tanınmaktadır. Çıkardığı son büyük lider olarak Erdoğan'ın arkasında kale gibi durmaktadır. Liderine açıkça destek vermekte, moral gücünü arttırmaktadır.
Nitekim 15 Temmuz'da CIA kuklası-NATO gladyosu Fetullah'ın darbe ve işgal hareketine karşı gösterdiği direnişle tarih yazmıştır. Demokrasiye ve kendi elleriyle seçtiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a uzanan elleri kırmıştır.
2) Siyasetin basamaklarını adım adım çıkan liderdir. 1976'da 22 yaşında Gençlik Kolları Başkanı olarak girdiği siyasette 41 yılı geride bıraktı.
İstanbul İl Başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, 14 Ağustos 2001'de AK PARTİ'Yİ kurarak ve hemen iktidar yaptı.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak Türkiye'nin kaderini belirlemeye başladı.
2014'te halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olmanın avantajıyla, dünyada iz bırakmaya, tarih yazmaya devam ediyor.
3) Halkıyla bütünleşmesi, insanlarla kurduğu iletişimin sahiciliği, siyaseti Hakk'a ve halka hizmet için yapmaktaki samimiyeti, karşılaştığı zorlukları aşarken gösterdiği refleksler ve ön açıcılığı onu sadece Türkiye için değil bölge ve dünya için de benzersiz bir noktaya taşıdı.
OLMADI CELAL ŞENGÖR, OLMADI...
Yanlış yolda yürüyorsun Celal Şengör. Dünya imparatoru Fatih Sultan Mehmet'in Müslüman olmadığını iddia etmen, hamasetin ve yanlış bilgilerin sisleri arasında kaybolmadır..
Bilinçli çarpıtmaların esiri olmaktır.
Şengör Hoca yakın arkadaşın olan büyük tarih uzmanı Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın sözleri örnek olsun:
"Fatih, ayakları yere basan ve reel politika yapan bir liderdir. Bunlar dedikodulardır."
FATİH, PAPA'YA "MÜSLÜMAN OL" MEKTUBU GÖNDERDİ
Türk ve yabancı ilim adamları Papa'nın Fatih'e gönderdiği söylenen "Hıristiyan ol" diye bir mektubu bulamadılar.
Prof. Dr. Erhan Afyoncu diyor ki: "İşin ilginç tarafı ise Prof. Dr. Kemal Beydilli tarafından Papa II. Pius'un epistolalarının, yani mektuplarının arasında tespit edilen Fatih'in Papa'ya cevabıdır. Fatih tarafından yazılıp yazılmadığını tam olarak bilemediğimiz bu mektupta Sultan, Papa'ya Müslümanlığı kabul edip, sünnet olması şartıyla şeyhülislamlık teklif etmiştir." Bu arada Fatih'in vefatı ile ilgili ZEHİRLENDİĞİ ağırlıklı görüştür. Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Söylenene göre, tahnit işleminden sonra yapılan incelemede, Fatih'in kemikleri üzerinde zehir bulunmuş" diyor.
DERİN SÖZ