Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Başbakan'ı Tansu Çiller'i zaten bilerek, isteyerek sarstı. Kanatlarını budadı. Hatta basına sızan meşhur bir anekdot vardır.
"Demirel yakın arkadaşlarına 'Tansu Çiller'i az daha pencereden atacaktım' demişti." Cumhurbaşkanı-Başbakan arasındaki kavgalara tanık olan Çiller'in basın danışmanı Mehmet Bican, kitabında rezaletleri anlatıyor: "28 Şubat olayında Tansu Çiller katledilecekti. Çünkü o Refah Partisi'yle ortaklık kurmuş, hükümet olmuştu. Bu başta askerler olmak üzere sivil kesimi, medyayı fena halde sinirlendirmişti.
Asker, medya patronları, gazete ve televizyonların köşelerini tutanlar, iş âleminin ünlü isimleri, sivil toplum örgütlerinin başındakiler, parlamentodaki partiler bir olup Çiller'i ortadan kaldırmalıydılar. Partisi darmadağın edilmeliydi. Çankaya'nın zirvesinde oturan Demirel, sivillerin bu harekâtına öncülük edince, darbe yönetimini bizzat kendisi eline almış oldu. DYP'nin kendisine yakın milletvekillerini Köşk'e çağırıp, 'şu gün, şöyle darbe olacak, verin istifanızı kurtulun!' demeye başladı. DYP'yi parçalayarak, kafasındaki parlamento aritmetiğini oluşturmaya çalışıyordu, o dönemin cumhurbaşkanı Demirel, bu kez bizzat darbeciliğe soyunmuştu. Tansu kızını, gıkı bile çıkmadan yine kendi eliyle cellâtlara teslim edecekti."
Kim kaybetti. Türkiyemiz... 28 Şubat'ta darbe oldu.
Askerlerin oyuncağı oldu siyasetçiler.
Talan ettiler devletin para basan kuruluşlarını. Özellitirme adı altında aziz milletin 300 milyar dolarını çaldılar.
Fitneciler çalıştı. Vesayetçiler, fırsatçılar kazandı.
FİTNECİLER, MEDYALARI YİNE ORTALIKTA: 14 yıldır Yeni Türkiye'nin lideri Tayyip Erdoğan'ı yıkamıyorlar. Haçlı zihniyetinin derin odaklarının Türkiye içindeki uzantıları, medyaları, örgütleri birer beşinci kol olarak çalışıyorlar, BEŞTEPE'yi kuşatmak için. Orduların başkomutanı Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı vuracaklarını, kuşatacaklarını sanıyorlar. Dört koldan Erdoğan'a saldırarak Yeni Türkiye'yi yıkacaklar. Hadi oradan gafiller.
Şimdi, Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun arasını açacaklar. Rüya görüyorlar.
Onlara, Türk siyasetinde oynana oyunları bilen, gelişmeleri çok çok iyi okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, nefes aldırmayacak nefes. Fitneciler kazdıkları çukurlara düşecekler. Onlara çok tokatlar atılacak. Son olarak Osmangazi ve Antalya'dan fitnecilere verilen mesajlar yeter de artar. Dünyanın dördüncü asma köprüsü açılıyor. Erdoğan- Davutoğlu kol kola. Aynı inanç, aynı heyecan içindeler. Büyük Türkiye için büyük düşünüyorlar. Yollarda beraberce çalışıyorlar.
Antalya'da Erdoğan-Ahmet Davutoğlu kol kola. Büyük Türkiye hedefine kilitlenmişler. Kepez camisinde yan yana durmuşlar. Güzel Türkiye, demokrat Türkiye için Allahımıza dua ediyorlar.
Çıkıyorlar, Cumhurbaşkanlığı otobüsündün ön tarafında Aziz Antalyalıların, kalabalıkların arasından çılgınca alkışlanarak geçiyorlar. 41 çok önemli eserin açılışını beraberce yapıyorlar.
Türkiye'nin gururu Expo-Antalya fuar alanlarında beraberce dolaşıyorlar. Genç Belediye Başkanı Menderes Türel, birlik ve beraberliğin harikulade resimlerinde yanlarında...
SONUÇ: Fitneciler şaşkın. Yapamıyorlar. Erdoğan ile Davutoğlu'nun yani Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımızın arasını açamıyorlar. Açamayacaklar. Yaptıkları birer vızıltı... Azgın, yıkıcı muhalefet, vızıltılardan seviniyor olabilir ama Aziz milletimizde küçücük bir etkisi yok.
CHP VE HDP ÇOK BEKLEYECEK.
Fitneciler, medyaları, muhalefet rüya görmeye devam etsinler. Aziz Milletimiz istikrarı devam ettirdiği sürece, Erdoğan- Davutoğlu arasına kara kedi olarak giremeyecekler.
