Gerçekleri gördüler. Bitti sanılıyordu. Çöktü sanılıyordu.
Çok manidar bir zamanda Kemal Kılıçdaroğlu-Devlet Bahçeli-Selahattin Demirtaş bloku az daha hortlayacaktı. TBMM 'olağanüstü' toplanmıştı.
Gündemde süresi dolan Suriye-Irak tezkere oylama öncesi Bakanların 'yemin' törenine geçileceği dakikada, CHP-MHP- HDP bloğunun silueti ortalıkta dolaştı.
Bir kriz daha yaratmak istediler. Anayasa mecburiyeti, tarafsız Bakanların yemin etmesini bile ilk anda içlerine sindiremediler. Allah korudu. Hortlayacak blok kayboldu.
7 Haziran öncesi, AK Parti Hükümeti'ni yıkmak için beraber olmuşlardı. 7 Haziran gecesi, Ahmet Davutoğlu'nu 'tek başına iktidara getirmedik' diye, sabahlara kadar sevinmişlerdi. Aziz milletin, darbecilerin elinden zorlukla kurtardığı Cumhurbaşkanlığı makamına, halkoyuyla gelen Tayyip Erdoğan'ı 'zayıflattık' diye havalara girmişlerdi. Ama yeni hükümeti kurmaya gelince sıvıştılar.
Yani yıkmada beraberdiler, kurmada yoktular. Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarını bozmada beraberdiler, ülkemizin önünü açmada olmadılar.
Türkiye hükümetsiz kalacaktı. Seçim hükümetine Bakan vermediler.
AK Parti'ye tuzak kurmaya çalıştılarsa da vatan evladı Tuğrul Türkeş'in, milli duruşuyla, serseme döndüler.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'da gayet akıllı ve planlı gidiyor. Muhalefetin nefesini kesecek hazırlıklar yapıyor.
TÜRKİYE'NİN KOALİSYONLAR DÖNEMİNE SOKULMASINI ENGELLEMEK İÇİN STRATEJİSİNİ KURUYOR. AK Parti'nin oyu yükseliyor.
Yüzde 44'lere çıkış oldu. Tek başına hükümet olmasını sağlayacak kanallar açıldı. MHP'li Tuğrul Türkeş'le ülkücüler, Yalçın Topçu ile BBP'li alperenler, Davutoğlu'nu beğeniyor. Destekleri söz konusu. Saadet Partisi, AK Parti ile ortaklık yapacak. Fatih Erbakan, AK Parti'den milletvekili olmaya karar verdi.
Yüzde 45'in üstüne çıkma eğilimi sürüyor.
Davutoğlu başarılı olursa, Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışan dahili ve harici mahfillerumduklarını bulamayacak.
Hükümet kurmada, Türkiye'yi idare etmede bir araya gelemeyen üç muhalefet partisi ne yapıyor? 1 Kasım muhalefet stratejilerinde de, ilan edilmemiş bir beraberlik var. CHP-MHP-HDP'nin hedefleri yine ortak:
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı Beştepe'de kuşatmak.
- Ahmet Davutoğlu'nun tek başına iktidara gelmesini engellemek.
CHP, MHP, HDP'den birisi tek başına iktidar olamaz. Üçü beraber de olamıyor.
Peki, o zaman, aynı yolda neden beraber yürüyorlar? 7 Haziran seçimlerine yönelik STRATEJİK AKIL'IN planları var da ondan. AK Parti'nin tek başına iktidar olmasını engellemek için hazırlanıyorlar. Stratejik akıl'ın önemli adamlarından Kemal Derviş, IMF-Dünya Bankası, Aydın Doğan-Cumhuriyet-Fethullah Gülen Medya, İstanbul baronları 1 Kasım'dan CHP' i bir hükümet çıkarmayı düşünüyorlar. CHP-MHP-HDP birlikte yüklenecekler, AK Parti'yi zayıflatacaklar.
Seçim sonrası üçü bir hükümet kuramayacak ama CHP'li bir hükümet için, ilan edilmemiş bir seçim stratejisi uygulayacaklar. İlginç değil mi?
CHP, Davutoğlu'na ortak yapılırsa, bırakın ilerlemeyi, yeni Türkiye için yapılan restorasyonun dağılması tehlikesi ile karışılacağız. Esad'la dost, Sisi ile işbirliği, IMF-Dünya Bankası ile ortaklık, İsrail ile aynı yollarda gezmek istemiyorsak Başbakan'ın tek başına iktidara gelmesini sağlamaktan başka çaremiz yok. Siz, Devlet Bahçeli'nin "HDP'yi yok farz ediyoruz" demesine bakmayın. Uygulayacakları strateji aynı kapıya çıkıyor. Bunun adı şudur: "HDP-MHP desteği ile CHP'yi hükümet yapmak"
SONUÇ: Stratejik Beyin'in koalisyon hükümetli Türkiye planına hayır... Asla şüphemiz yoktur ki, Emperyalist Beyin'in, Türkiyemiz'i tökezletecek 1 Kasım Planı'nı aziz milletimiz paçavraya çevirmek için sabırla beklemektedir.