7 Haziran seçimlerine gidiyorduk.
Birbirine selam vermeyen, beraber kahve bile içmemiş, sokaklarda birbirinin görünce kafa çevirenler, bir baktık. Al gülüm ver gülüm.
Sarmaş dolaş. İlk anda şaşırdık. "Bu kadar olmaz. Nasıl düşman odaklar aynı apartmanın içinde toplanıyorlar acaba?" diye çok düşündük. Mesele anlaşıldı. CHP-MHP-HDPAydın Doğan-Cumhuriyet-
Fethullah Gülen medyayı bir stratejik akıl bir araya getiriyordu.
Önlerine bir hedef koymuştu: "Beraber hareket edin.
Ortak ses verin.
Ne yaparsanız yapın, gerekirse sokağı kullanın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kuşatın. AK Parti'yi, iktidardan indirin!" 7 Haziran gecesi, Haçlı zihniyeti-batıya eklemlenmiş merkez medya ve CHP-MHP-HDP, beraberlik içinde, çok sevindiler.
Sonra ne oldu? Birbirini yediler. Blok dağıldı. Ricata başladılar. Ne Amerika'sı ne İngiltere'si, ne Almanya'sı. Ne kemal Derviş'i, ne IMF-Dünya Bankası dertlerine çare bulamadı. Bir ortak hükümet kurmayı başaramadılar. Biz onları dağıldılar sanıyorduk. Bir baktık, Fethullah Gülen Organizasyon'un odalarından birisi olan Akın İpek grubuna, savcılıkça başlatılan soruşturma üzerine gidilince, aynı blok yine birlikte.
CHP-MHP-HDP-Aydın Doğan-Cumhuriyet-Zaman-Sözcü kol kola 'Özgür basın susturulamaz' kampanyası yapıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu-
Devlet Bahçeli-Selahattin Demirtaş ayrılmış sanıyorduk. Nasıl da hemen bir araya geldiler? Demek ki yaptıkları numaraymış. Akın İpek grubuna savcılık ciddi bir soruşturmayla yaklaşırken, ÜÇ MUHALEFET LİDERİ hemen birleşti. Aynı lafları ediyor. Üç muhalefet lideri-Aydın Doğan-Cumhuriyet-Zaman medyasının, ne zaman beraber olacaklarını, ortak hareket edeceklerini biliyoruz. Yarın, Aydın Doğan'a bir şey olsun. Yine bunlar beraber olacaklar. Zaman'a bir şey olsun yine bunlar, beraber olacaklar.
Bakıyoruz. Atlantik İttifakı'nın medyasına sanki tek kalemden çıkmış gibi yazılar, yorumlar. Ne savcılık tanıyorlar, ne hukuk. Sayfalarda yan yana diziliyorlar.
Zaman'da, Kemal Kılıçdaroğlu-Devlet Bahçeli-AB Bakanı HDP'li Ali Haydar Koca-Metin Feyzioğlu-Cumhuriyet yöneticisi Can Dündar.
Nasıl da bir araya geliyorlar, nasıl da birleşiyorlar. Bahçeli ile HDP'li bakan yan yana. Aynı lafları ediyor. Daha dün, birbirlerini yiyorlardı. Halkımız kavga ediyorlar sanıyordu. Akın İpek kaçıyor. Haberi almış.
Nereye? İngiltere'ye. Savcılar kaçıyor, Zekeriya Öz, Celal Kara. Nereye Almanya'ya. Neden Moskova'ya, Pekin'e kaçmıyorlar da, Avrupa'ya kaçıyorlar. Çünkü onlara kol, kanat geren ülkelerin servisleri var.
Türkiye'nin kılcal damarlarına girmiş kripto paralelciler var, haber veriyor.
Fethullah Gülen Örgütü'nün havuzuna bilgi akıtanlar var. Haber alıyorlar, kaçıyorlar. Dostlarının yanına sığınıyorlar.
Hep yazıyoruz. Türkiye'nin başına çorap örenlerin başında İNGİLİZ AKLI gelir. Amerika'yı onlar, Avrupa'yı onlar idare eder. Para musluklarının başı, Londra'dadır. Dünya para akışını oradan idare ederler. Osmanlı'yı parçalayan İngilizler'di. Türkiye'deki darbelerin arkasında onlar vardı. Kafamızı dışarıya yıllardır onlar yüzünden çıkaramadık.
Tayyip Erdoğan, kafamızı kaldırdı. Hedef oldu.
Kürt meselemizi kendimiz çözecektik. Kandil Baronları'nı satın aldılar, PKK militanlarını saldırtıyorlar.
Ortadoğu'ya şekil verirken, engel oluyoruz, çıldırıyorlar. Petrol-Gaz vanalarına uzanıyoruz, nefesleri kesiliyor.
SONUÇ: Fethullah Gülen Cuntasına darbe yaptırıyorlar. Selahattin Demirtaş'ı Avrupa'ya, Amerika'ya çağırıyorlar. İç siyasetimizi dizayn edecek formüller veriyorlar. CHP'ye, Amerika'lı Makovski'yi -Benenson'u veriyorlar. Kemal Derviş'le CHP'li hükümet kurdurmak istiyorlar. Hep aynı oyun. Hep aynı kafa. STRA TEJİK BEYİN yabancımız değil. Aziz Millletimiz 1 Kasım'da; ya o beyin'i yiyecek, ya da yiyecek. Yoksa başımıza çorap örmeye devam edecekler. ZAFER İNANANLARIN OLACAKTIR.