DERİN KULİSTEKİ FISILTI: Ankara'nın sisli bulvarlarındaki bir fısıltı, Selahattin Demirtaş'ın kulağına kar suyu kaçıracak cinsten. "Çözüm sürecinin devamı konusunda HDP derinliğinde fikir ayrılıkları var. AK Parti'li bir hükümete toptan karşı çıkan Demirtaş ve kurmaylarına karşı farklı bir yol izlemek isteyenler, "ne yapalım?" diye düşünüyor.
Eğer, tartışmalar sertleşirse, en az 25 milletvekilinin ayrılması, ayrı parti kurması gündeme gelebilir. Bu yeni parti, çözüm sürecinin devamı yolunda AK Parti'li bir hükümete destek verebilir."
Bu noktada, ÇÖZÜMDEN YANA LEYLA ZANA ismi bir kenara yazılmalı.
Bu fısıltının arka planında yatan bazı gelişmeleri analiz edelim: 'Kılavuzu karga olanın başı dertten kurtulmaz' diye bir atasözümüz var. Bundan hareket edersek, 'Kılavuzu' Kandil olan Selahattin Demirtaş'ın başı da dertten kurtulmayacak!
Kandil'den fırçalar zikzakları başlattı.
Yakında isyan etmezse, başı daha çok derde gireceğe benziyor.
Zaten o isyan etmese bile, 'HDP barajı geçsin' diye oy veren emanet sahipleri pişman olmaya başladı. Seçim sonrası anketlerde bu durum açıkça ortaya çıkıyor.
İşi gerçekten zor. Aslında, 40 bin insanımızın canına malına girmiş Kandil çetesinin adamı olmak başlı başına bir intihardır. KANDİL POLİTBÜRO'SU, Yabancı istihbarat servislerinin oyuncağı durumunda iken, yönünü İmralı yerine Kandil'e çeviren Demirtaş'ın, tekrar oturup düşünmesi gerekiyor. 'Gencim, Türkiye'nin Çipras'ı oluyorum. Bütün yollar benim' diye sevinmesin! Kandil'in akıttığı kanlarda her an boğulma riski var.
O Kandil ki, uyuştucu-silah-terör baronlarının cirit attığı yerdir. O Kandil ki, Kürt vatandaşlarımızdan daha çok, CIA-Mossad şeflerini sever. O Kandil ki, Ortadoğu'yu yeniden şekillendiren YENİ EMPERYALİSTLERİN OYUNCAĞIDIR.
Kandil kargalarının Selahattin Demirtaş'a yaptırdığı zikzakları okursak.
17 Mayıs 2015: Demirtaş grup toplantısını tek cümleyle bitirdi. "Erdoğan'ı BAŞKAN yaptırmayacağız"
Demirtaş seçim kampanyasında, AK PARTİ'yi iktidardan düşüreceğiz", "Türkiye'ye AK Parti'siz bir hükümet gelmesini sağlayacağız" demişti.
Seçim bitti, ne oldu?
BİR) KCK-PKK KÜSTAHLAŞTI. KCK Yürütme Konseyi, "Kürdistan'da ulusal birlik sağlanmıştır. Özgür Kürdistan'ı gerçekleştirme coşkusuyla birlik güçlü biçimde sağlanmıştır" dedi. Milletvekili PERVİN BULDAN, "Kürdistan'ın sınırları belirlendi'' dedi.
İKİ) TUHAF AÇIKLAMALAR: Demirtaş, seçimin ertesi günü konuştu, "AK Parti'li bir hükümeti ne içten ne dıştan destekleriz. Gönlümüz CHP'de" açıklamasını yaptı. Sonrasında da sessizliğe gömülmüştü.
Yerli Çipras göze girdi mi? Nerede?
Kandil BARONLARI fırçalara başladı.
PKK'nın Kandil'deki beyin adamı Mustafa Karasu fırçası: HDP yöneticilerinin yaptığı "emanet oylar" söylemini eleştirerek "Emanet oy falan yoktur. HDP'liler de bunu yanlış değerlendiriyor"
Bu sefer, Kandil-PKK'nın lideri Murat Karayılan, Demirtaş'ın "AK Parti ile koalisyon seçeneğimiz yok" ifadesini eleştirdi, yeni bir fırçalama işine soyundu. "Bundan sonra daha ileriye dönük girişimleri gündemleştirmesi gerekmektedir. HDP'nin buna öncülük etmesi gerekmektedir. 'Ben filan kesimle koalisyona girmem' türünden açıklama ve tutumlarda duygusallık vardır. Bu siyaseten pek doğru değildir'... PKK'nın Kandil'in etkili adamı Duran Kalkan devreye girdi, "HDP koalisyon ortağı olursa, 'düzen partisi' haline gelir" dedi.
DEMİRTAŞ NE YAPTI?
Ancak, Karayılan'dan etkilendiğini gösterdi: "AK Parti ve CHP tarafından kurulacak muhtemel bir hükümete dışarıdan destek vereceğim.'' Kılavuzu Kandil olanın...
SONUÇ: Selahattin Demirtaş, KANDİL ÇETESİ'nin emrinde yürümek istiyorsa yürüyebilir. Kendi bileceği iş. KANDİL Kargalarının kılavuzluğunu istiyorsa kabul edebilir. Tercih kendisinin. Ama ÇÖZÜM SÜRECİNİN tamamlanmasını bekleyen 77 MİLYONUN önünde durmasın.
FISILTIYA DİKKAT!