28 Şubat'ta Öcalan bir açıklama yapmış "Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi kararı vermek için PKK'yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum" demişti.
Gözler Kandil'e dönmüş, PKK'nın 15 Nisan'da toplantı yapacağı haberleri yoğunluk kazanmıştı. İşte bu noktada Kandil Baronları ve Selahattin Demirtaş'ın, opstrüksiyonları başlamıştı. İmralı-HDPKandil arasındaki seri temaslar sonrasında, Öcalan'ın 21 Mart Nevruz açıklamasında, bir tarih verileceği öne sürülüyordu. Öcalan Nevruz mesajında, bir tarih vermedi. 'ilkelerde mutabakat' oluşmasıyla birlikte PKK'nın Türkiye'ye karşı yürüttüğü 'silahlı mücadeleyi sonlandırma' kararını almak üzere kongre toplamasını istedi. İlkelerde mutabakat üzerine oturtulan ifadeye bakarsak, önemli soru şu: Kandil, hangi gelişmelere bakacak, ne kadar süre sonra kongreyi toplayacak ve nasıl bir karar alacak?
PKK'nin kongre toplamasına yönelik ağırlıklı olarak iki farklı yöntem konuşuluyor:
BİR) Kandil, Öcalan'ın isteğini yapmış gibi görünerek, en geç 15 Mayıs'a kadar kongreyi toplar, ama bazı koşullar öne sürer. Koşullar ZAMAN KAZANDIRIR. 7 Haziran sonuçlarını bekler.
İKİ) İlkelerde mutabakat oluşması kısa sürede olamayacağı için Kandil, kongreyi seçim sonrasına sarkıtır. 7 Haziran seçimlerine göre karar alır!
İLKELERDE MUTABAKAT: Öcalan mesajında 'Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve İzleme Heyeti'nden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu'ndan geçeriz. Kongreyi realize etme durumunu yaşarız' vurgusunu yaptı. Hükümet bu adımları atsa da Kandil'in "Tamam" deyip demeyeceğinden kuşkular var. ÇÜNKÜ KANDİL VE SELAHATT İN DEMİRTAŞ'IN PERFORMANSI GÜVEN VERİCİ DEĞİL. Nitekim KANDİL-DEMİRTAŞ TAKTİKLERİ hemen başladı.
Öcalan 'Silahların bırakılmasını' bir stratejik tercih olarak söylese de, toplumu buna inandırmaya gayret gösterse de, Kandil ve Selahattin Demirtaş'ın, silah ve zaman üzerinden strateji izlemeyi sürdüreceklerini gösteren son örnek şu: Selahattin Demirtaş birlikte hareket ettiği, Doğan medya-Cihangir-Şişli hattı yazarlarına hemen sızdırma yaptı: HÜRRİYET'TE çıkan yazıya bakınız:
"Hemen silah bırakma yok. Silah bırakmak için şartları şöyle imiş... Öcalan'ın nasıl ve ne zaman ev hapsine geçeceğine, dağdan inenlerin siyasete nasıl katılacağını, silahların yurtdışına rahatça çıkarılma koşullarını, yeni Anayasa maddelerinin kendilerine söylenmesini bekliyorlarmış...
Hürriyet'te çıkan bu yazıya bakarsak, Kandil çetesi ve HDP, seçim sonucuna göre tavır almak için bir zaman kazanma taktiği yürütecek. Belli ki, HDP barajı aşarsa başka, aşamazsa başka strateji uygulayacak. Önemli soru: Acaba, HDP barajı aşamazsa, kongreyi toplar mı?
Kandil'in Öcalan'la aynı noktada durmadığını, Cemil Bayık, Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Sabri Ok'un açıklamaları deşifre ediyor. Kandil'in, küresel güçlerden, DEAŞ'LA mücadele ve PKK'nın kara listeden çıkarılması hususunda aldıkları tekliflere sıcak davrandıkları yabana atılamaz. Kandil çetesinin, yabancı servislerle el ele kola, çatışma zemininin ortadan kalkmasını bir dezavantaj olarak değerlendirdiği apaçık ortada. Silahları taktiksel amaçları doğrultusunda kullanacak Selahattin Demirtaş ve Kandil'in, Hükümet tarafından atılacak adımları suiistimal etmesi dikkatlerden uzak tutulmamalıdır.
SONUÇ: Evrensel demokrasi kriterleriyle örülmüş bir Anayasa çıkarmaya kararlı olan Başbakan Davutoğlu ve hükümetin, silahların gölgesinde müzakere yürütmesi mümkün değildir. Öcalan'ın dediği gibi yeni bir dönem başlayacaksa, PKK kongresi hemen toplanmalı. Amasız, ancaksız... 'Silahlı çatışmaya son verdik. Artık silah yok, olmayacak' kararının verilmesi beklenmektedir. Çünkü silahların gölgesinde görüşme olmaz. Kandil kaçma, kongreyi topla. Görüşmeler üzerinden silahların gölgesi kalksın.
YARIN: CHP KARIŞTI. ÖNDER SAV GELİYOR. SAV-BAYKAL BARIŞIRSA, SARIGÜL KAÇAR...