Yüz yıl Afrika kıtasının mazlum Müslüman ülkelerinden uzak bırakıldık. Şimdi, Türkiye-Afrika tarihi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Yemen - Somali-Cibuti-Habeşistan'da bulunmasıyla, Yeni Türkiye'nin jeopolitik hamleleriyle yazılıyor.
16'ıncı yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu neden Afrika'ya gitmişse, günümüzde (21 inci yüzyıl) Yeni Türkiye, Osmanlı'nın götürdüğü barışı, sevgiyi, hoşgörüyü, yardımı devam ettirmeye çalışıyor.
21. yüzyılda Afrika'yı anlamak için Yeni Türkiye ne yapıyor?
Türkiye'nin Afrika açılımı 19 Ağustos 2011'de Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ihmal edilen bölgelere yönelik hızlı açılım süreciyle başladı. Derinleşerek sürüyor. Erdoğan iki uçak dolusu insanla Somali'ye gittiğinde, ülke içindeki ve dışındaki odaklar bunun bir tür kısa süreli insani yardımdan öteye geçemeyeceğini sanıyorlardı. Aslında bu stratejik hamleydi. Türkiye'nin 100 yıl uzakta kaldığı bir coğrafyada devlet inşası denilebilecek şekilde bir politika uygulamaya başlamasıydı.
Yüzyıllardır Afrika'yı sömürgeleştiren Küresel odaklar çok rahatsız oldu.
Arkasında İngiliz istihbaratının bulunduğu El-Şebab örgütünün Türkiye büyükelçiliğine saldırması ve son bomba tesadüf değildi.
Türkiye'deki muhalefet, insani yardımı iç politika malzemesi yaptı. Türkiye'nin Afrika'ya aktif ilgisini, Somali'de ve kıtada hem 400 yıl süren eski dönemin kılcal damarlarını canlandırma ve yeni bir siyasal aktör olarak Türkiye'nin kıtadaki varlığını pekiştirmekte ve derinleştirmekte oluşunu, Küçük Türkiye zihniyetinin temsilcileri anlayamadılar. Ne acıdır ki, beyinlerini Batı'ya satmış yerli işbirlikçiler, "Somali'de, Afrika'da ne işimiz var" deme gafletinde bulundular.
Küçük Türkiye zihniyetindekilere ithaf olunur...
TARİHİ GERÇEK: Ankara'nın Somali ve Afrika'nın diğer ülkelerindeki politikası, Türkiye'nin gelecek yıllarda sadece ekonomik bir güç değil, politik bir güç olma isteğini de göstermektedir.
Kıtada artan ticari gelişmelerle birlikte kalkınmaya destek, insani yardımlar ve MÜSLÜMAN ÜLKELERİN GÜÇLÜ SESİ olmak, bu yeni politikanın ana bağlantısını oluşturmaktadır. Çünkü Türklerin kurduğu devletler tarih boyunca insanlığa huzur vermiş, asla sömürgeci bir zihniyette olmamıştır. AFRİKA KITASININ KILCAL DAMARLARI: Kıta ticari potansiyeli, yeraltı kaynakları ve uluslararası sistem ve örgütlerdeki oy desteği dolayısıyla dünya siyasetinde önemli bir yer ediniyor.
Kıtanın, Kuzey bölgesi daha çok Arap Afrika'sını ifade eder. Doğu Afrika, Etiyopya ve Kenya'nın etkin olduğu ve Sudan-Somali hattının bunu dengelediği bir bölgedir. Batı Afrika bölgesi çok etkin Fransız sömürgesinin kendisini gösterdiği bir yerdir. Güney Afrika bölgesi, İngiltere'nin gücünü ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin etki alanını ifade eder. Kıtaya yönelen aktörler kim?
Kıtadaki geleneksel aktörler, eski sömürge geçmişinden gelen bağlantılarını daha etkin hale getirmeye çalışanlardır. Amerika, İngiltere, Fransa, Avrupa Birliği. Yeni aktörler, siyasal ve güvenlik konularını aktifleştiren, ekonomik ilişkileri geliştiren ve insani yardım konularında öne çıkanlardır. Yeni Türkiye, Rusya, Brezilya, Çin ve Hindistan.
CUMHURBAŞKANI TAYYİP ERDOĞAN'IN AFRİKA DERİNLİĞİNDE KURDUĞU SİYASİİKTİSADİ-DİNİ-İNSANİ KÖPRÜLER, 2023-BÜYÜK TÜRKİYESİ'NİN KAZANACAĞI STRATEJİK MEVZİLERE İŞARET ETMEKTEDİR.
YARIN: 21'İNCİ YÜZYILIN İTTİHAD-I İSLAM (İSLAM BİRLİĞİ) YOLUNDA BAŞKAN TAYYİP ERDOĞAN'IN ROLÜ...