BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 5 Ağustos 2013

Silivri Bastille olamayacak

12 yıl önce tarihinin en ağır krizini yaşadı ülkemiz. Yaşanan siyasi çalkantılar, ekonominin adeta dibe vurmasına yol açtı.
Ülkemiz iflasın eşiğine geldi. Bu kahırlı günleri hep birlikte yaşadı halkımız. İçine düştüğümüz çaresizliğe hep birlikte üzüldük.
19 Şubat 2001 günü, Çankaya toplantısında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer Başbakan Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlatmıştı.
Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'da Sezer 'e 'nankör kedi' demişti.
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'da çok heyecanlanmış, merhum Ecevit'in kolundan tutarak yanında ikisi birlikte Başbakanlığa gelmiş, basın toplantısı yapmıştı. Ertesi gün manşetlerde, krizin arka planı vardı.
SABAH: İpler Koptu. Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş kriz.
HÜRRİYET: İşte Fatura. Birkaç saat içinde Merkez Bankası'ndan yaklaşık 5 milyar dolar çekildi. Borsa çöktü. Faizler fırladı.
MİLLİYET: Buna hakkınız yoktu. Sezer ile Ecevit MGK'da kavga etti... Borsa çakıldı, faiz fırladı, ekonomi sarsıldı.
STAR: Ecevit kapalı kapılar ardındaki krizi kamuoyuna taşıdı.
YENİ ŞAFAK: Hortum Patladı.
Hükümetin yolsuzlukların denetimi konusunda Köşk'le çatışması MGK toplantısında 'devlet krizi' çıkardı.
ZAMAN. Devletin zirvesinde MGK toplantısında patlak veren kriz, bıçak sırtında olan ekonomiye büyük bir darbe vurdu.
CUMHURİYET: Eleştiriler üzerine Ecevit toplantıyı terk etti. Sezer, MGK toplantısını askerlerle sürdürdü.
Sonra ne olmuştu?
19 Şubat'tan 2 Mart'a kadar ekonomi çöktü, siyaset kurumları darmadağın oldu.
675 bin lira olan dolar kuru 1 milyon 470 bin liraya ulaştı. Merkez Bankası döviz rezervi 26,5 milyar dolardan 16 milyar dolara düştü.
Devalüasyonun hemen öncesinde Merkez Bankası'ndan 7,6 milyar dolar düşük kurdan çekim yapıldı. O para, birilerine peşkeş çekildi. Devlete devredilen bankaların millete maliyeti 46 milyar dolara yükseldi.
2 MART 2001 günü, krizi planlayan küresel odaklar- yerli kanatları (IMF'çiler, bazı büyük sermaye grupları ve Boğaziçi sakinleri) Kemal Derviş'in ithal edilmesini sağladılar.
Bir ay sonra, Devlet Bakanı Kemal Derviş ile MHP'li Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz arasındaki Telekom gerginliği nedeniyle dolar 1.2 milyon lirayı, Mark da 555 bin lirayı gördü. Koalisyon hükümetinin fay hatları çatladı. Kaybeden Türk milleti olurken, Kazananlar küresel sermaye -bağlantılı yerli kanatları oldu.
Yukarıdaki hatırlatmayı neden yaptım? 'Hafızayı beşer nisyan ile maluldür' sözünden hareketle, 2001 ile 2013 paralelliğini kurmak istedim.
Yıllar sonra, Gezi üzerinden kurgulanan oyunlarla, 2001 kriz öncesi yapılanların birbirine çok benzediği hala anlaşılamadı mı?
O dönemden farklı tek bir gerçek var.
Türkiye, anayasa fırlatıldığı dönemdeki gibi kırılgan değil, o dönem krize girilmiş olsa bile, bugün aynı sonucu almaları zor.
Halkımız oyuna sahip çıkıyor, iktidara getirdiği hükümetin arkasında duruyor, ekonomik ve siyasi istikrarın simgesi olarak gördüğü Başbakan Tayyip Erdoğan'ın arkasında taş gibi set oluşturuyor.
10 yılda oturmuş sistem, 2001 gibi felaketi geliştirmez. Ama ülkeyi idare edilemez havasına sokarak, yatımların durmasına, sokakların gerginleşmesine yol açma riski var.
Gezi'de çok boyutlu oyunlar sergilendi.
Bugün Silivri'de bazı provokasyonların planlandığı duyuldu. Üniversitelerde, tribünlerde, müzik ve halk gösterilerinde halkı galeyana getirmeyi kurgulayan hazırlıkları kulaklara fısıldanıyor.
Sonuç:

Bugünün Türkiye'si şükürler olsun ki 2001'in Türkiye'sine hiç benzemiyor.
Bugün yediden yetmişe her insanımızın umutları, hayalleri, gelecekten beklentileri var.
İnşallah o karanlık günlere dönmeyiz.
Huzur ve istikrarımızı koruyarak önce 29 Mart 2014 sandığına ulaşmak, sonra Ağustos'ta Cumhuriyet tarihimizde ilk defa, CUMHURBAŞKANI'nı bizzat seçmek şansını kullanacağımız günlerden yüzümüzün akıyla çıkmak heyecanımızı kimsenin engellemeye hakkı yoktur.
SİLİVRİ BASTİLLE OLAMAYACAK