BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 30 Mart 2013

İsrail uslanmazsa ne olur?

Birleşmiş Milletler'in aldığı kararları tanımazlardı.
Burnundan kıl aldırmazlardı.
Kimseyi takmazlardı. Bir gün geldi, Türkiye'nin önünde diz çöktüler.
Ahlayarak, puflayarak özür dilemek zorunda kaldılar.
İsrail'in, özür dilemek zorunda bırakılması nedense bazı mahfillerin işine gelmedi.
Başta, savaş baronları olmak üzere, toplum mühendisleri, iç-dış hainler güruhu bundan pek memnun olmadı.
Zaman en büyük öğretmendir. İsrail'in taktik mi yaptığı, yoksa Arap Baharı'nın zorunlu trafiği mi onları özür dilemek zorunda bıraktı, göreceğiz.

Zorda kaldı, mecbur oldu

Sonuçları bir kez daha gözden geçirelim. İsrail, zorda kalmış ve mecbur olmuştur.
Uzun değil, bir hafta önce Başbakan Erdoğan'ın, "Siyonizm gerçeklerini açıklayan" konuşması karşısında sarsılan, şaşkına dönen, Türkiye'den özür bekleyenler, bir hafta sonra özür dilemek noktasına gelmişlerdir.
İsrail, özür dileyerek Türkiye'yi arkasına almamıştır. İsrail, artık çok dikkatli olmak zorundadır.
Kendi planlarına Türkiye'yi alet etme imkânı bulamayacaktır.
İsrail'i özür dilemek zorunda bırakan gelişmeler içinde, iki faktör üzerinde dikkatlice durmakta yarar var.
Birincisi: Yeni Türkiye'nin bölgesel güç konumunun ağırlığı, dik duruşu, kararlılığı, stratejik bakış penceresi...
İkincisi: Mısır'ı kaybetmesi ve Türkiye-Mısır kardeşliğince kuşatılmasıdır.

Hakan Fidan'ın makalesi
Ülkemiz, son 10 yılda önemli adımlar attı.
Yeni Türkiye'nin geçen 10 yıllık sıçrama sürecini iyi okuyamayan İsrail, Mavi Marmara'ya saldırırken, Yeni Türkiye'nin ne olduğunu anlamadığını gösterdi.
Ne gördü karşılığında? Dik duruş ve kararlı tavır.
Türkiye'nin kararlığı karşısında NATO...
Türkiye için kapılarını İsrail'e kapatmak zorunda kaldı.
Uçaklarını bile uçuramadılar.
Türkiye'nin vetosu yüzünden kıvranmaya başladılar.
MİT Müşteşarı Hakan Fidan, ABD'nin etkili bilimsel dergilerinden Middle East Policy'ye önceki gün yazdığı makalesinde, 10 yıllık bu süreci şöyle analiz ediyor:
"Türk dış politikası son 10 yılda aktivist yeni bir döneme girdi.
Türkiye giderek bölgesel ve küresel ilişkilerde yükselen bir aktör olarak kendini gösterdi. Bu süreç içinde, çeşitli bölgeler ve sorun alanlarında Türkiye aktivizmini gösterdi.
Şimdi, Türk dış politika yapıcıları etkili bir çeşitlendirme çabası içindedir. Bu çeşitlendirmede; Türkiye'nin yumuşak gücü, kültürel diplomasi, kalkınma yardımı ve arabuluculuk hizmetleri gelecekte daha çok göze batacaktır."

Türk-Mısır kuşatması

Bilindiği gibi, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da başlayan büyük değişim, jeopolitik depremlere neden oldu.
Kartlar yeniden dağıtılmaya başlandı. Mısır'da Mursi'nin Cumhurbaşkanı olmasıyla, yeni dönemin kilidinde Türkiye-Mısır kardeşliği oluştu.
Mısır'la yapılan Camp David Antlaşması sayesinde bugüne kadar gelen İsrail, yeni kilit karşısında bocalamaya başladı. Türkiye- Mısır kuşatması karşısında boyun eğdiler.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
İsrail'in Türkiye ile büyük zorluklarla geldiği son nokta pamuk ipliğine bağlıdır.
Bu nedenle, attıkları her adımda bunu akıllarında tutmak zorunda kalacaklardır.
Nitekim Başbakan Erdoğan, Nisan ayı içerisinde Gazze'ye gideceğini açıkladı.
"Filistin, Gazze, Batı Şeria bölgesine bir ziyaretle birlikte buradaki ambargonun ne durumda olduğunu yerinde tespit etme imkânımız olur" diye konuştu.