2013 ve 2014 yılları, iç siyaset denge ve hesapları bakımından çok önemli.
İç siyasette, 'büyük kadro değişimi, Türkiye'nin yeni aktörleri, sandık sürprizleri' önümüzdeki 850 gün içinde gerçekleşecek. Siyasi takvime bir göz gezdirelim:
Anayasa referandumu. Tahminen 2013 Eylül ayı. Yaklaşık, 200 gün var.
2015 yılı Haziran ayında yapılacak genel seçimlerin, Ağustos-2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle aynı güne çekilmesi.
İki garanti seçim: 30 Mart 2014 Pazar:
Belediye seçimleri. Yaklaşık 400 gün var.
24 veya 31 Ağustos 2014 Pazar:
Cumhurbaşkanlığı seçimi. Yaklaşık 550 gün.
Öne çekilmediği takdirde, 11 Haziran 2015'te de genel seçimler olacak. Yaklaşık 850 gün.
2014 Mart ayı Belediye seçimlerinden galibiyetle Ak Parti'nin çıkacağı, birbirinden farklı kuruluşların yaptıkları kamuoyu araştırmalarından anlaşılıyor.
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Mersin, Edirne, Adana, Eskişehir, Van seçimleri merakla takip edilecek.
CHP'de bulunan Antalya, Mersin, Edirne ile MHP'deki Adana, Manisa ve Balıkesir'de Ak Parti'nin kazanması eğilimi gözleniyor.
ŞANTİYE MÜHENDİSLERİ
İstanbul' un damarlarında akan kana bakalım: İstanbul'da süren dev yatırımlar 'Marmaray, Üçüncü Havalimanı, Üçüncü Boğaz Köprüsü, Gebze-Bursa körfez geçişi, üçüncü otoyol, Kanalistanbul, Asya'dan Avrupa'ya uzanan yeraltı treni, Kadıköy-Kartal metrosu' göz kamaştırıyor.
Bu dev yatırımların arkasındaki mimar Başbakan'dır. Şantiye mühendisleri ise Binali Yıldırım ve Kadir Topbaş'tır.
Son yapılan kamuoyu araştırmalarında Kadir Topbaş, yüzde 48 oyla birinci çıkıyor.
Bazı çevreler diyor ki , "Mustafa Sarıgül, Topbaş'ı zorlar''. Arka arkaya yapılan anketlerin matematik gerçekleri şunu gösteriyor: "Sarıgül, ancak Topbaş'ı sıkıştırır ama geçemez"
Belediye seçimlerinin başaktörünün ise ulaştırma, denizcilik ve haberleşme bakanı Binali Yıldırım olacağı düşünülüyor.
Binali Yıldırım İzmir adayı olursa, CHP'nin çok zor durumda kalacağı anlaşılıyor. Kafa kafaya durum söz konusu.
İstanbul adayı olursa, rakiplerine büyük fark atacaktır.
Dev yatırımların matematik ve mantığına bakarsak, Kadir Topbaş da, Binali Yıldırım da başarı ipini göğüsler. Hele hele, Binali Yıldırım'ın yüzde 60 oyla işi bitireceği vurgulanırken, "Vicdani hür, fikri hür İstanbul'luların dev yatırımların mimarlarına parti farkı gözetmeksizin oy vereceği" kuvvetle tahmin ediliyor.
İKİ BAŞKENT İKİ MÜJDE
Günümüzden eski tarihlere dönerek, İstanbul ve Ankara'nın kuruluş ve başkent oluşları arkasındaki ruhani büyüklüğe değinmek istiyorum. Hem İstanbul'un ve hem Ankara'nın geçmişinde Hacı Bayram Veli'nin varlığı heyecan verici bir durumdur.
Hatırlayalım: Kostantiniyye'yi fethetme arzusu, yüreğini derin derin yakarken, bu durumu şeyhi Hacı Bayram-ı Veli'ye açan 2.
Murat Hân, şeyhinin cevabı ile ayrı bir heyecana kapıldı. Şeyh, kundakta uyuyan Mehmed'i (Sultan Fatih) gösterip; "Hünkârım, fetih size değil mahdûmunuz Mehmed'e nasib olacak" demişti.
Ankara'nın başkent oluşu da çok daha önceden, yine Hacı Bayram Veli ve Müştâk Baba adlı bir mutasavvıf şair tarafından sembolik dille müjdelenmiştir. Müştâk Baba, 1759-1832 arasında yaşamış bir sûfî şairdir.
Müştâk Baba, Ankara'da Hacı Bayram Veli'nin türbesini ziyaret ettiği sırada gelen ilhamla, ileride Ankara'nın başkent olacağını keşfeder.
Müştâk Baba bu keşfini, tasavvuf şiirinde istihraç, yani bir şeyin içinden başka bir şey çıkararak, geleceğe ait bir olayı üstü kapalı olarak bildirme yöntemi ile aruzun az kullanılan bir vezni ile şiire döker. Bu şiirde ileride kurulacak Türkiye'nin başkenti olacak şehrin adı Ankara olarak verilmiştir.
SONUÇ: Ankara'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olacağını yüzyıl kadar önce sembolik dille müjdeleyen Müştâk Baba'nın ve ilhama vesile Hacı Bayram Veli ve ebediyete intikal eden tüm büyüklerimizin ruhu şad olsun.
İstanbul ve Ankara'yı yöneten ve yönetecek olan Belediye Başkanları da, arkalarında böyle büyük bir ruhani geçmişin varlığını hiç unutmasın.