ABD'nin Ankara elçiliğine yapılan saldırıda, canlı bombanın DHKP-C'li çıkması gözleri bir kez daha kanlı terör örgütüne çevirdi.
Özellikle iki soruya çok boyutlu cevaplar aranıyor.
1- DHKP-C örgütünü kimler canlandırdı?
2- Örgütü canlandıranların hedefleri nedir?
Uzman isimler, "Büyük 2 fotoğrafa bakılmalı. Birinci büyük fotoğraf, 1968 gençlik olayları sonrası Türkiye'de yaşananları çevreler. İkinci büyük fotoğraf, Sultan Abdülhamit'i devirme, Osmanlı'yı yıkma döneminden başlayan süreci çevreler" dediler. 2 fotoğraf üzerinde yapılan analizlere bakalım:
Sultan Abdülhamit
"Sultan Abdülhamit'i yıkan örgütlerin kurulması, Osmanlı ordusunun ittihatçı-itilafçı olarak böldürülmesi, 31 Mart olayının çıkarılması, askeri ihtilal yapılması, Osmanlı'nın parçalanışı.
Yapanlar kimler? İngiltere, Fransa ve Rusya. Beşinci kolun dış destekleri nereden geliyor, apaçık ortada."
Yakın dönem fotoğrafı
Bu fotoğraf, 1968 gençlik hareketleri ve devrimci sol hareketlerin 1970'ten sonra Türkiye'de canlandırılması, cuntaların kurulması, 12 Mart muhtırası ve 12 Eylül darbesine giden yolların taşlarının döşenmesidir.
DHKP-C örgütünün kurulmasının, 1970'li yıllara dayanması tesadüfî değildir.
DHKP-C nedir?
Birileri düğmeye basınca uykuya yatırılmış bu örgüt faaliyete geçirildi. Demek ki bu örgüte bazı yabancı ülkelerin yeniden ihtiyacı oldu. Bunlar hangi ülkeler? Birinci fotoğrafta İngiltere, Fransa vardı. İkinci de yine onlar ve yeni ülkeler var. Avrupa'nın başka ülkeleri, yakın coğrafyamızda Türkiye'den çekinen ülkeler var''
Dursun Karataş ve Avrupa
Yakın dönem büyük fotoğrafta, bir taktik beyin vardı. Dursun Karataş...
Karataş'ın "ölüm makinesi" terör örgütü DEV-Sol'un kökü 1970'li yıllardaki öğrenci hareketlerine dayanıyor. Karataş, 1978 yılında Devrimci Sol örgütünü kurdu.
Yaptıklarıyla, 12 Eylül darbesine giden taşları döşedi. "22 Temmuz 1980'de Eski Başbakan Nihat Erim suikastı, sonra Gümrük Bakanı Gün Sazak suikastı, 1987 yılında DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler DEV-SOL militanlarınca öldürüldü. 1988 yılında, DEV-Sol'un PKK ile işbirliğine geçmesi talimatı verdi." Karataş, 17 Ekim 1989 tarihinde Metris Cezaevi'nden kaçırıldı. MİT ve Emniyet, uluslararası yardımın izini saptadı.
DHKP-C ile ilgili bir istihbarat raporu her şeyi anlatıyor:
"DHKP-C veya diğer değişle DEV-SOL, Marksist-Leninist ideolojiyi benimsemiş, silahlı eylemle "devrim" gerçekleştirmeyi hedeflemiş bir terör örgütüdür. Yurt dışı örgütlenmesi "Avrupa" ve "Ortadoğu" olmak üzere iki bölümdür."
Cezaevinden kaçırılan Karataş'ı Avrupa'ya geçiren güçler var.
1989'da PKK'nın 4. kongresi nedeniyle Bekaa'ya gidiyor. Bekaa'dan Avrupa'ya dönen Dursun Karataş'ın icraatları dikkati çekici: "26 Eylül 1990'da Emekli MİT Müsteşarı Yardımcısı Hıram Abas, 1992 yılında, Emekli MİT Müsteşarı Orgeneral Adnan Ersöz şehit ediliyor. Eylemi DEV-SOL üstleniyor. DEV-SOL yabancı istihbarat servisleri arasındaki rekabet sonucu Eylül 1992 tarihinde ikiye bölünüyor. Karataş, para, silah desteğini Avrupa'dan almayı sürdürüyor. Mart 1994 tarihinde Hafız Esad'ın cumhurbaşkanı olduğu dönemde Şam'a gidiyor. Avrupa'ya dönüyor, grubunun ismini "DHKP-C" olarak değiştiriyor.
Sabancı cinayeti
9 Ocak 1996 önemli bir tarih.
Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe öldürüldü.
Fehriye Erdal, Avrupa'ya kaçırıldı.
Belçika kendisini Türkiye'ye iade etmiyor.
Karataş, Avrupa'da öldü. Örgütü kim ve hangi ülke idare ediyor?
SONUÇ:
Senaryo aynı, aktörler değişiyor.
Hedef ise değişmiyor.