Su uyur, düşman uyumaz atasözümüzün anlamını tekrar düşünelim.
Kimi akarsular vardır ki sanki akmıyormuş, durgunmuş gibi görünür. Tehlike vardır, dikkat etmek yeterlidir. Düşman ise daha tehlikelidir. Ona karşı her zaman çok dikkatli ve uyanık davranmak gerekir. Çünkü ne zaman harekete geçeceği, ne yapacağı belli olmaz.
Unutulmamalıdır ki, düşman fırsat düşkünüdür, fırsatı kollar.
Kıbrıs'ta işte bu atasözümüzü doğrulayan olaylar yaşanıyor.
Niye önem kazandı?
Ekim 2010'da Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, ardından Ocak 2011'de Almanya Başbakanı Angela Merkel Kıbrıs Rum bölgesini ziyaret etti Sırada, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy var. İsrail, Kıbrıs Rumları ile anlaşma imzaladı.
Peki, ne oldu da Kıbrıs birden bire dünya siyasetinde bu kadar önemli hale geldi? İsrail'in, Doğu Akdeniz'de yaptığı sondajlar bu bölgede çok büyük ölçekte doğalgaz bulunduğunu gösterdi. İsrail, Tamar Bölgesi'nde 227 milyar metreküpün üzerinde doğalgaz buldu. Son döneminde kuzeydeki Leviathan Bölgesi'nde ilk tahminlere göre yarım trilyon metreküpün üzerinde doğalgaz tespit edildi. Tahminler Kıbrıs, İsrail ve Mısır arasındaki bölgede trilyonlarca metreküp doğalgaz bulunduğu yönünde. İşte Kıbrıs'ı Avrupa'nın gözünde önemli bir hale getiren nokta bu.
Şimdi gelişen olayların arka planına bakalım. KKTC'de Türkiye'yi hedef alan tepkilerin gerçek sebebi ne? "Türkiye seni istemiyoruz" söylemi öyle kolay geçiştirilecek, ani gelişen tesadüfî bir olay değil. Başbakan tarafından "provokatif" olarak nitelenen, "Güney'le birlikte yapılıyor" şeklinde değerlendirilen "manidar" protestoları yapanların arkasında kim olduğunu, Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay ile konuştuk.
Aktay, "Başbakan olayın arka planını biliyor.(Kıbrıs Türkiye için stratejik) sözlerine dikkat edin. Olay sadece pankart değil, bir sinsi planı gördü, milli refleks gösterdi.
Bunu anlayan anlar" dedi.
Kıbrıs'ın Ortadoğu'nun şekillenmesi ile çok yakın ilişkisi olduğunu belirten, Prof. Dr. Aktay, arka planı şöyle anlattı: "Rumların arkasında Yunanistan var. Türkiye'yi Kıbrıs'tan uzak tutmak için çok eskilerden beri uğraşırlar. Annan planını reddettiler. Ama sıkıntıya girmediler Rumları AB'ye aldılar.
AB'nin patronları Almanya ve Fransa. Kıbrıs'ı bahane ederek, Türkiye'nin üyeliğine set çekiyorlar. Merkel gitti, tuhaf konuşmalar yaptı. Şimdi Sarkozy gidiyor. Almanya, Fransa, Yunanistan, Rumlar kolkola. Bir taraftan Türkiye'yi Kıbrıs'ta zayıflatmak, diğer taraftan AB üyeliğinin önüne takoz koymak istiyorlar. Doğu Akdeniz'de belirlenen petrol ve gaz rezervleri de olayların bir başka önemli boyutudur."
Oyunlar bozuluyor
Prof.Dr. Yasin Aktay, "pankartta kadar uzanan olayların arka planında İsrail parmağı" olduğuna işaret etti, bazı bilgiler verdi: "One minute ve Mavi Marmara olayları İsrail'i köşeye sıkıştırdı.
Ortadoğu halklarında Türkiye sempatisi onların en büyük korkusu. Kıbrıs Rumları üzerinden Türkiye'yi sıkıştırmak istiyor.
Yunanistan, Romanya, Bulgaristan'la İsrail düşündürücü temaslar içinde. Kendilerine göre Türkiye'yi çevreliyor. Doğu Akdeniz'deki rezervlere Rum ve Yunanlılarla el koymak istiyor."
Mısır'daki olayların Rumların ve İsrail'in oyunlarını da bozduğunu vurgulayan, Prof.Dr. Yasin Aktay, "Mübarek yönetimini de bu olaylara karıştırmak istiyorlardı.
Oyun bitti. İsrail'in bahar ayları sona erdi. Mısır'daki gelişmeler sınırlarında rahat etmesine de son verecektir. Ortadoğu halklarındaki Türkiye sempatisi onların yolun sonuna geldiğini gösterir.
Mısır sınırlarından Gazze kuşatması muhakkak kalkacaktır" dedi.
Yeni Ortadoğu şekillenmesinde Türkiye'nin rolü artarken, kenara itilen İsrail, bölgede eski gücü kalmayan AB, özellikle de Almanya ve Fransa, Kıbrıs'ı da içine alan yeni Akdeniz operasyonu çerçevesinde Türkiye'nin elini zayıflatmak için bakalım ne yapacaklar?