Türkiye'nin bu olayları adeta erken gördüğünü ve gelişmeleri iyi okuduğunu göstermektedir. Türkiye hemen hemen her olaya direkt el uzatıyor. Bölge barışının önemli aktörü olduğunu ilan ediyor.
Dış politikamızdaki çok boyutluluğun bir gereği olarak, Afrika ülkeleriyle siyasi, askeri, kültürel ve ekonomik ilişkilerimize bir ivme kazandırmak amacıyla "Afrika'ya Açılım Eylem Planı" oluşturulmuş, 2005 yılı Türkiye tarafından "Afrika Yılı" ilan edilmişti.
Bu çerçevede, 15 yeni Büyükelçilik kurulması kararı alınmış, Afrika'daki Büyükelçiliklerimizin toplam sayısının 30'a çıkartılması öngörülmüştü.
Karşılıklı üst düzey ziyaretler, yeni ekonomik ve ticari anlaşmaların yapılması ve karşılıklı ticaret heyeti ziyaretleri teşvik edilmiş, kıtayla ilişkilerimize yeni bir hız ve içerik kazandırılmasına çalışılmıştı.
Bu gelişmeler sonucu, Afrika ülkeleriyle ekonomik ilişkilerimiz ve ticaret hacmimiz de son yıllarda önemli gelişme göstermiştir.
* * *
DOMİNO TEORİSİ
Domino teorisi, domino taşlarının devrildiklerinde sırayla yanlarındaki taşları da devirmeleri esasına dayalı oyundan esinlenerek, bir olayın, etki alanını büyüterek ilerlemesini anlatmak için kullanılan bir siyasi terimdir.
Tunus'ta yaşanan olaylar ve muhtemelen Sudan'da yaşanacak gelişmeler, domino teorisyenlerinin değerlendirmelerine konu oluyor.
Bu gelişmelerin domino etkisiyle baskıcı rejimlere sahip olmakla suçlanan diğer ülkelerde benzer değişim umudunu doğurduğunu düşünmemek mümkün mü?
Benzer gelişmelerin Kongo, Angola, Cezayir ve Mısır'da yaşanması ihtimalinden bahsediliyor.
Tunus'tan sonra Cezayir'de de gelir adaletsizliğinden hareketle başlayan toplumsal tepkiler olduğu ve her birinde artık var olan yönetim anlayışlarının sürmesini istemeyen kesimlerin çoğaldığı belirtiliyor. Mısır'da Kıpti Kilisesi'ne yönelik saldırı ve ardından yapılan gösteriler ile Cezayir'deki işsiz gençlerin eylemlerine Sudan'daki gelişmelerle birlikte bakıldığında, sırada hangi ülkelerin olacağı tartışılıyor.
Türkiye'deki stratejik kuruluşlar da gelişmeleri masaya yatırmış durumda.
Tunus'taki olayların, liderlerin sıklıkla bir ömür boyu iktidarda kaldığı bir bölgede muhalefet liderlerinin güvenini artıracağını belirtilerek "Tunus'ta olanlar, Mısır'da değişim amacına hayal edilmeyecek ivme kazandıracak" deniyor.
* * *
MESUT YILMAZ'IN YOL AYRIMI
Rize'den bağımsız seçilerek DP'ye katılan eski başbakan Mesut Yılmaz'ın DP kongresine katılmaması, salonda resminin bulunmamasının bir anlamı olduğu söyleniyor.
Doğru Yol'la birleştirdiği ANAP'ın DP'de eridiğini gören Yılmaz'ın yol ayrımında olduğu belirtiliyor. Görünen tabloya göre, Demokrat Parti etrafında birleşen iki ayrı parti tabanından Doğru Yol'cular Anavatan'lıları adeta tasfiye etmiş durumda. Anavatan Partisi deyince, Mehmet Keçeciler, Hüsnü Doğan, Akın Gönen, Oltan Sungurlu, Vehbi Dinçerler, Halil Şıvgın'ın isimleri akla gelir. Bu isimlerin Hüsamettin Cindoruk DP'sine yakın durmadığı biliniyor. Önümüzdeki genel seçimlerde bu isimlerin yer alacağı siyasi parti, merkez sağın tam adresi