Tarihi 7 Mayıs 2013

Yüz akilden etkili

Akil İnsanlar, Anadolu'yu dolaşıyorlar. Vatandaşla görüşmeler yapıp sürece destek vermeye çalışıyorlar.
Tartışmalar ise devam ediyor. Yaptıkları açıklamaları olumlu bulanlar da oluyor, yerden yere vuran da...
Terör örgütünün önemli isimlerinden Cemil Bayık'ın annesi Reyhan Bayık ise herhangi bir Anadolu kadını.
Elazığ'ın Keban İlçesi'ne bağlı Aşağı Çakmak Köyü'nde yaşıyor.
78 yaşında, belki okuması ve yazması bile yok.
Herkesin kulağına küpe olması gereken sözler söylüyor...
O da bölgedeki pek çok insan gibi "barış" diyor. O da akan kanın son bulmasını, anaların ağlamamasını istiyor.
Gazeteciler soruyorlar:
- Oğlunuz yasalardan faydalanıp gelse, bağrınıza basar mısınız?
Sert tepki veriyor:
- Kabul etmem onu ben. Bu kadar çile çektikten sonra ne bağrıma basacağım. Ona herhangi bir mesajım da yok.
Oysa, "Evet, bağrıma basarım" dese, kimsenin söyleyeceği tek söz olamaz.
Reyhan Bayık, nihayetinde bir anne.
Cemil Bayık da terörist bile olsa, 9 ay karnında taşıdığı, besleyip büyüttüğü evladı.
Buna rağmen tepki gösteriyor. Çekilen çilelere işaret edip, "Ben onu kabul etmem" cevabını veriyor. Terörist oğlu ile arasına mesafe koymuş, istemiyor, affetmiyor. Ona mesaj bile gönderme ihtiyacı duymuyor.
Bir de bu ülkede şehit anneleri var...
Besleyip büyüttüğü, suçsuz günahsız evladını götürüp asker ocağına teslim etmiş. "Vatan görevini yapsın" demiş.
PKK terörü yüzünden sürekli olarak yürek çarpıntısı ile yaşarken, bir gün kapısını çalmışlar. Acı haberi vermişler:
- Oğlun şehit oldu. Şimdi bir de olaya onun açısından bakmak lazım. Teröristin annesi bile "Çok çile çektik" diyerek oğlunu "kabul etmeyeceğini" söylerken, şehit annesinden teröristi affetmesi beklenir mi?
Beklenemeyeceğine göre...
Bu sürecin başarılı olmasını isteyen herkesin söylemlerine dikkat etmesi gerekli! İşte bu yüzden "Kanuni düzenleme yapılacak, PKK'lı evine dönecek" ya da "Apo'ya özgürlük gelecek" gibi söylemler, bu sürece yapılan en büyük sabotaj. Başbakan da bunun farkında olduğu için sık sık tekrarlama ihtiyacı hissediyor:
- Af falan yok.
Sonuçta, Reyhan Bayık bu toprakların kültürü ile yoğrulmuş. 78 yıllık bir hayat tecrübesine sahip. Yılların verdiği akillikle değerlendirme yapıyor ve bir tepki ortaya koyuyor.
Onun bir ana olduğunu da göz önünde tutarsak...
Bana göre, sözleri yüz "akil adamın" söyledikleri ve söyleyeceklerinden daha da önemli bir hal alıyor!


Yuh artık...

Dün, Takvim dahil gazetelerde insanın kanını donduracak ve "yuh artık" dedirtecek cinsten haberler vardı...
Bir hazır beton firması, yapı denetim büroları ve üniversite "hocaları!" çete kurmuşlar. Parayı basanın çürük binasına "sağlam raporu" vermişler. Eğer doğruysa, yaptıkları işin "kiralık katillikten" farkı yok. Çünkü, her ikisinin sergilediği eylemin sonucunda da "ölüm" var. Üstelik, "çürük" binaya para karşılığı "sağlam" raporu vermek daha sinsi ve alçakça!
Bir başka habere bakılırsa, bir vergi dairesinin müdiresi silahlı çete kurmuş. Kim parayı basıyorsa, onun vergi borcunu silip sıfırlamış. Sizin, benim, kısacası hepimizin cebine elini uzatmış.
Biz de hararetle PKK'nın ve terörün ülkeye verdiği zararı tartışıyoruz...
İtirazım yok, ama o tartışmanın kapsamını biraz daha genişletmemiz lazım.
Çünkü, sergilenen bu tür alçaklıklar da ülkeye az zarar vermiyor!
Düşünüyorum da...
Bu tür işler için de bir "Akil Adamlar Heyeti" kursak, işe yarar mı acaba?