Tarihi 12 Aralık 2012

Terörist karşısında esas duruş

Dün, Sabah Gazetesi'nde küçük, ama Türkiye'deki terör ve siyaset ilişkisini çok güzel anlatan bir haber vardı.
KCK'nın, BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak ile Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak"dağda sorguladığı" bilgisine yer veriliyordu. Hem de 21 yaşındaki KCK'nın sözde "Siirt Alan Sorumlusu" tarafından!
Ortaya çıkan fotoğrafı düşünebiliyor musunuz?..
21 yaşındaki veledin, Kışanak ve Sadak'a neler sorduğu, onların ne cevaplar verdiği şimdilik belli değil. Ancak, yapıyı bildiğimiz, daha önce de örnekleriyle karşılaştığımız için neler yaşandığı üç aşağı beş yukarı ortada...
Belli ki, önce Kandil'den bir talimat gelmiş:
- Gültan Kışanak ve Selim Sadak'ı alın ve sorgulayın.
Doğal olarak sorgulanacakları konu ve kendilerine sorulacak sorular da talimata eklenmiş.
Emir, 21 yaşındaki "KCK Başkanı" tarafından dağdaki silahlı adamlarına iletilmiş:
- Alın, hemen buraya getirin.
Onlar da silahlarını bırakmışlar. Sakal tıraşlarını olup temiz pak giyinmişler.
Dağdan şehre inmişler. Gültan Kışanak ile Selim Sadak'ın yanına gidip, "Tez bizimle geliyorsunuz" demişler.
Emir "büyük yerden" olunca direnmek mümkün mü?
Kışanak ve Sadak, muhtemelen yine yaşları 18-20 arasında olan birkaç veledin peşine takılıp dağa çıkmışlar.
Ve sorgu başlamış...
21 yaşındaki "KCK Başkanı" haklarındaki iddiaları sıralamış, savunmalarını yapmalarını istemiş.
Onlar da "zinhar" demişler:
- Biz masumuz. İftira ile karşı karşıyayız. Önderimize de örgütümüze de sonuna kadar bağlıyız.
Yapılan sorgu sonucunda inandırıcı bulunmuş olacaklar ki, serbest bırakılmışlar.

* * *
İşte biz yıllardır bu gerçeği yaşıyoruz...
Gültan Kışanak ve diğerleri, TBMM'de kürsüye çıktıklarında esip gürlüyorlar. Buna karşılık, Kandil'e bağlı çoluk-çocuğun önünde süt dökmüş kedi gibiler. Şak diye emir alıp tak diye yerine getiriyorlar.
Arkalarında ne kadar oy olursa olsun, fark etmiyor. Kandil'deki bir terör baronunun iradesi tamamının üzerinde!
Ankara'da "dokunulmazlığımızı kaldıramaz, bizi mahkemeye çıkaramazsınız" diye bağırıyorlar. Siirt'e gittiklerinde çoluk-çocuğun karşısına çıkıp, sorguya çekilmekten rahatsız olmuyorlar!
Bakmayın siz sürekli olarak "Kürt hakları" ve "demokrasiden" bahsetmelerine. Bunların demokratik hakları Kandil'deki bir adamın iki dudağının arasında!
Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, bu yüzden "Bunlar mı Kürtleri yönetecek?" diye soruyor:
- Biz böyle bir yapıya boyun eğmeyiz. Demokratik özerklik verilir de bölge bunların eline kalırsa, Kürtlerin arasında iç savaş çıkar.

* * *
KCK operasyonlarını eleştirip, bu yapıyı topluma "Kürtlerin demokratik örgütlenmesi" olarak yutturmaya çalışanların kulakları çınlasın.
Fotoğraf bütün çıplaklığı ile ortada.
Üstelik, bu kadar değil, dahası da var. İstanbul'da yapılan son KCK operasyonunda bakın kimler gözaltına alındı:
"Son iki ay içinde üç belediye otobüsünü yakanlar, bir marketler zincirinin 6 şubesine molotoflu ve bombalı saldırıda bulunanlar, korsan eylemler düzenleyenler, yol kesip bazı evlere baskınlar yapanlar..."
KCK
'lıların üzerlerinde yakalanan parça tesirli bombalar, tüfek fişeği atan tabancalar, bomba ve molotof yapımında kullanılan malzemeler de cabası...
Bunlar yüzlerce örnekten sadece birkaçı.
Yakında dokunulmazlık dosyaları TBMM'de tartışılmaya başlanacak. Benzeri fotoğraflar ortalığa dökülecek.
Bakın daha neler çıkacak, neler...