Tarihi 30 Ekim 2012

CHP'deki militarist kafa

Olacak iş değil, ama oldu. Hem de onlarca kamera ve yüzlerce insanın gözleri önünde gerçekleşti. Gazete sayfalarına yansıdı. CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman ve yanındaki subaylara "Sizin korumanız gereken Cumhuriyet'e biz sahip çıkıyoruz" diye yüklendi.
Ne biçim bir ifade bu?..
Düpedüz bir tahrik!
Üstelik, kendi içinde tutarlılığı da yok.
Salıcı, hem "cumhuriyetten" bahsediyor, hem de "cumhur" yerine askeri "göreve" davet ediyor! Oysa cumhuriyet, "cumhurun idaresi" demek. Cumhur da "halk" anlamına geliyor.
Cumhuriyetin, Türkçe sözlüklerdeki karşılığı son derece açık ve net: "Millet hâkimiyetine dayanan, millet hâkimiyetinin belli süreler için seçilmiş milletvekilleri vasıtası ile kullanıldığı devlet şekli." Şimdi, Salıcı'ya hatırlatmak lazım:
Cumhuriyet halk demek, parlamento demek, demokrasi demek... Asker ya da üniforma demek değil.

* * *
Salıcı,
bir de Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde açıklama yapmış. Orada söyledikleri daha da vahim...
Önce polis memurlarını eleştirmiş:
* Atatürk'ü koruması gereken kişi sizlersiniz.
Sonra, 1. Ordu Komutanı'na söylediği sözlere açıklık getirmiş:
* Ordunun yüzde 30'u içeride.
Askeri uzmanlar bir ordunun subay ve generallerinin esir alınması ya da iş yapamaz hale gelmesi durumunda o ordunun savaş kabiliyetini yitirdiğini söylüyor. Cumhuriyeti koruyacak merciler şu anda tasfiye edilmiş durumda.
İçeride olanlar kimler?
Darbecilikle suçlanan isimler!
Neden yargılanıyorlar?
Ellerindeki silah gücünü kullanarak, cumhurun seçtiği isimleri tasfiye etme planları yapmaktan!
CHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ise, onlardan "Cumhuriyeti koruyacak merciler" olarak söz ediyor.
Demek ki "Cumhuriyet" denince anladığı bu! İçinde cumhurun olmadığı, silahlı üniformalıların, yani seçilmişlerin değil atanmışların dayattığı bir cumhuriyet!
Yazık, gerçekten çok yazık.
İşte CHP bu yüzden bir türlü belini doğrultamıyor. CHP içinde halen yaşatılmaya çalışılan bu zihniyet, aslında CHP'nin de önünü kesiyor.

* * *
Bunları söylediğine göre, Salıcı'nın askerlerin cumhuriyeti nasıl koruyup kollayacaklarına da açıklık getirmesi lazım.
Şu sorular cevap bulursa iyi olur:
1) Bu ülkede Cumhuriyet'i kaldırıp monarşiye geçmek ve hilafet getirmek isteyenler mi var?
2) Gerçekten öyle bir tehlike ile karşı karşıyaysak, cumhurun yapması gereken işi neden askerler yapacak?
3) Askerler cumhuriyeti nasıl koruyacaklar? Darbe yaparak mı, yoksa tank, top ve tüfek kullanarak mı?
Salıcı
açıklasa da hep birlikte merakımızı gidersek!

* * *
Türkiye'de bugün darbecileri yargılamakla övünüyoruz...
Lafa geldi mi herkes demokrat. Önüne gelen demokrasi nutukları atıyor. Kimse mangalda gül bırakmıyor. "Darbeci" askerler hedef tahtasına yerleştirilmiş, dört bir yandan yaylım ateşi açılıyor.
Ancak, tek suçlu onlar değil.
Bu ülkede bir de "sivil darbeciler" vardı. 1960 İhtilali öncesi de görevdeydiler; 1980 Darbesi'nden önce de iş başındaydılar. İçlerinde yargı mensupları, bilim adamları, siyaset erbapları bulunuyordu...
Önce darbe çığırtkanlığı yapmışlar, darbeye omuz vermişler, sonra da darbecileri çılgınca alkışlamışlardı.
Aradan yıllar geçti. Türkiye ve Dünya çok değişti. Ama, bakıyorum da bazı kafalar hiç değişmedi, aynı kaldı.