Bu, son derece doğal bir gelişme!
Ortada yadırganacak bir durum yok.
Türkiye'deki en büyük mafya, PKK denilen oluşum. Terör örgütü, aynı zamanda mafyanın ta kendisi.
Uyuşturucu ticaretinden büyük paralar kazanıyor.
Sınırlarımızdaki kaçakçılık faaliyetlerini yönlendiriyor. Kaçakçılardan "vergi" adı altında haraç alıyor.
Organize suç örgütleri ile ilişki içinde.
İşlerini bozanları, kendisine tepki gösterenleri ve Abdullah Öcalan'ın talimatları dışına çıkanları da silahla susturuyor.
Tam bir mafya yapılanması!
İbrahim Tatlıses'e saldırıyı gerçekleştirenler, birer birer yakalandı. Ancak, olay henüz tam anlamıyla çözülemedi.
Önce, suikastı PKK'nın üstlenmek istemediği işleri üzerine alması ile tanınan TAK üstlendi. Ancak, Tatlıses'e husumeti ile tanınan Abdullah Uçmak yakalanınca "tamam" denildi:
- Mesele çözüldü!
PKK'ya yönelik şüpheler ortadan kalktı.
TAK tarafından yapılan açıklama ciddiye alınmadı.
Ardından, Abdullah Uçmak'ın PKK bağlantılı kişilerle irtibatı olduğu belirlendi.
Yapılan şifreli telefon görüşmeleri ortaya çıktı.
Organizasyonun içinde bulunan ve PKK'nin şehir yapılanmasında görev alan KCK üyeleri gözaltına alınmaya başlandı.
Üstüne bir de yakalanan BDP üyesi şüpheliler eklendi. Zincir tamamlandı!
Saldırı, PKK'nın hiyerarşik yapısı içinde mi planlandı? PKK içinde kontrolden çıkan grupların bir eylemi mi? Yoksa, sadece olayda geçmişte PKK içinde yer alan bazı isimler kullanıldı mı?
Bunlar şimdilik net değil.
Ancak, saldırıya karışan kişilerin kapasiteleri masaya yatırıldığında, tablo net: PKK'nın Abdullah Uçmak'ı kullanması, Abdullah Uçmak'ın PKK'lıları kullanmasından çok daha ağırlıklı ihtimal.
Saldırıda PKK parmağı bulunduğu yönündeki gelişmeler üzerine BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bir açıklama yaptı:
- Nevruz öncesi kaos ve gerilim yaratmaya çalışıyorlar.
Dikkat edin!.. PKK'nın sesi çıkmıyor. Yerine Selahattin Demirtaş açıklama yapıyor.
Sıklıkla karşılaştığımız gibi PKK'nın sözcülüğünü yürütüyor. "Kaos ve gerilimden" söz ediyor.
Peki "kaos ve gerilim" kimin işine yarar?
Devletin, Hükümet'in, Ana Muhalefet Partisi ve diğerlerinin işine yarayacak değil herhalde.
Tabii ki PKK'nın! "PKK neden böyle bir eyleme girişmiş olabilir?" sorusunun cevaplarını da tek tek sıralayalım:
1) İbrahim Tatlıses, AK Parti'den aday olmak istiyordu. PKK bundan son derece rahatsız oldu. Kürt vatandaşlarımız tarafından çok sevildiği için BDP'nin oylarını aşağı çekme riski vardı.
2) İbrahim Tatlıses'e yapılan bu saldırı ile terör örgütü Türkiye'de yaşayan bütün Kürtlere gözdağı verdi.
3) Bu saldırı, Abdullah Öcalan'ın, "Herkes ayağını denk alsın. Benden habersiz yaprak kımıldayamaz" mesajını içeriyor.
Tabii ki bunlar şimdilik sadece bir ihtimal.
İhtimal, ama bu güne kadar yazılıp çizilenlerin içinde ayakları yere basan ve gerçeğe en yakın olanı!