Tarihi 24 Şubat 2011

Yine sınıfta kaldı

Siyasette rüzgâr tersine döndü. Artık, Kemal Kılıçdaroğlu'nun arkasından değil, önünden esmeye başladı. Yürüyen merdivene tersten binmek gibi kötü tesadüfler de üst üste geldi.
Kılıçdaroğlu'nun sinirleri iyice bozuldu.
O sakin tavrı kayboldu. Başbakan'a son derece ağır sözlerle yüklendi:
- İnsanda biraz ahlak olur. Sen Başbakansın. İnsan biraz adam olur, dürüst olur, delikanlı olur...
Belli ki yürüyen merdivenlere tersten binmesinin dillere dolanmasına çok içerlemiş. Yaptığını mazur gösterebilmek için de geçmişte Başbakan'ın başına gelenleri tek tek çıkartmış.
Çıkarmış, ama merdiven olaylı ile onların hiç ilgisi yok. Kılıçdaroğlu elma ile armutları toplamış.
Matematik notu düşük!
***

Diyor ki:
- Sayın Başbakan bir ata bindin.
Atı dört kişi tutuyordu.
Sen o beygirin üstünden düştün.
Ardından ekliyor:
- Biz bir şey dedik mi?
Kılıçdaroğlu bir şey diyemezdi. Çünkü, attan düşme hadisesi normal, ortada yadırganacak bir durum yok. Güçlü ve huysuz bir atın üstüne binen herkesin başına gelebilir. Ayrıca Başbakan o attan dört kişi tutarken düşmedi. At huysuzlanıp, seyislerin elinden kurtulduktan sonra düşme olayı gerçekleşti.
Kılıçdaroğlu'nun "Hayat Bilgisi" dersinden öğrenmesi gerekenler var:
1) İyi bir at isterse, üstündekini her zaman düşürür.
2) O at beygir değildi. Beygir, iğdiş edilmiş atlara denir. Beygirlerin üzerine binilmez, genellikle onlara yük taşıtılır.
3) Ayrıca, o at gerçekten beygir olsaydı, üzerindeki biniciyi düşürmezdi.
Kılıçdaroğlu
'nun yürüyen merdivene tersten binmesi ile Başbakan'ın attan düşmesi arasında hiçbir benzerlik yok.
CHP Lideri'nin "Hayat Bilgisi"nin yanında "Mantık" dersine de iyi çalışması gerekiyor.
***

Kılıçdaroğlu devam ediyor:
- Arabada kaldın, balyozla arabanın camını kırdılar, seni dışarı çıkardılar. İyi de bu durum Başbakan'ın değil, yanında çalışanların suçu. Kılıçdaroğlu, buna rağmen, "Sana bir şey dedik mi?" diyor.
Diyemez, çünkü evrensel hukukun temel ilkesi suçların şahsiliği. Kılıçdaroğlu'nun hukuk dersinden de ciddi eksikleri var.
Bitmedi, Başbakan'ın uğradığı bir kaza ile kendisinin yürüyen merdivenlere tersten binmesini karşılaştırıyor:
- İstanbul'da kabloya takılıyorsun.
Düşmemen için seni zor yakalıyorlar.
Biz bir şey dedik mi?
Biri kaza, diğeri bile bile lades!
Var mı iki olay arasında bir benzerlik?
Yok elbette.
***

CHP'de Seydişehir İlçe Başkanı, Genel Merkez destekli Konya İl Başkanlığı tarafından görevden alındı.
Sebep de ne biliyor musunuz?
Demokratik hakkını kullanması; Konya'da olağanüstü kongre yapılması için imza toplayanlara öncülük etmesi. Toplanan imzaları Genel Sekreter Bilhun Tamaylıgil'e götürüp vermesi.
Kılıçdaroğlu değil miydi, Genel Başkanlığa gelene kadar sürekli "parti içi demokrasiden" söz eden? Genel Başkan olduktan sonra da "Korku imparatorluğunu yendik" diye açıklamalar yapan?
Son günlerde rüzgâr durup dururken tersten esmiyor. Kılıçdaroğlu da attığı adımlarla buna yardımcı oluyor.
Şimdi, Kılıçdaroğlu'nun siyaset dersine daha iyi çalışması gerekiyor. Çünkü, siyaset
yapmak için önce inandırıcı olmak gerekiyor!