Yalan ve mübalağa üzerinden oluşturulan algılarla kazanılanların aldatıcı olduğu ve gerçekler ortaya çıktığında algılarla kazananların kaybedecekleri düşünülür. Doğru olan bu yaklaşım, algı ile bir yerlere ulaşanların artık olgulara önem vermeye başlayacakları anlamındadır.
Ancak, algı marifetiyle bir yerlere gelen bazılarının, bulundukları yerin hakkını vermek yerine bir şeyler yapıyormuş gibi yapmaları, düşündürücü. Bu, insanımızın bazı gerçekleri anlaması açısından belki faydalı. Ama netice olarak hizmet açısından kaybedilen yıllar söz konusu.
'Her şey çok güzel olacak' zannıyla İstanbul'u CHP'ye teslim edenlerin bir sonraki yerel seçimlerde takınacakları tavırla ilgili algı konusunda başarılı olanların neler yapabileceklerini göreceğiz, inşallah. Aynı husus, sosyal medya sayesinde özellikle Ankara dışında 'çok başarılı olduğu' düşünülen Ankara Belediye Başkanı için de geçerli.
Hizmet yerine algıya ağırlık verilen İstanbul ve Ankara'da yaşananlar, bu şehirlerle ilgili. Ancak CHP zihniyeti ve onunla beraber hareket edenlerin ülkemizin çevresindeki gelişmeler konusundaki tutumları, hepimizi ilgilendiriyor.
CHP ve beraberindeki irili ufaklı partiler, ülkemizdeki gelişmeleri objektif bir şekilde değerlendirmek yerine itibarsızlaştırma çabaları ile meşhur. Daha önce Doğu Akdeniz, Libya, Dağlık Karabağ konularında milletimizin tepkisini çekenler, Rusya ve Ukrayna konusunda da aynı yolu izliyorlar.
Salgın sebebiyle oluşan olumsuzluklardan oy devşirme hesaplarının tutmadığını fark eden CHP ve beraberindekilerin, Rusya Ukrayna arasındaki çatışma ile ilgili açıklamaları da vukufsuzluklarını ortaya koyuyor.
Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışma nereye doğru gidiyor? NATO bu işin neresinde? ABD tam olarak neyin peşinde? AB üyesi ülkelerin ikircikli tavırları ne manaya geliyor?.. Bunlar ve benzeri birçok soruya CHP'den ve etrafındaki irili ufaklı partilerden işe yarar herhangi bir fikir sadır olmuyor.
İşin vahim tarafı, muhalefetin Türkiye'nin bütün ülkelerin takdirini kazanan politikalarına fransız kalmaları. Ülkemizin ne yapması gerektiğine yönelik değerlendirmelerini de, muhalefet hevesiyle, yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar…
CHP ve ittifakın irili ufaklı üyeleri, muhtemelen 'dostlarını' kızdırmamak gayretiyle suya sabuna dokunmayan laflarla yetiniyorlar. Açıklamalarının satır aralarından da cehalet akıyor.
Ülkemizin hali ve istikbali konusundaki cehaletleri bilinenlerin, çevremizde olup bitenler konusundaki yetersizlikleri de ortaya çıktı. Bu, onlar ülkemizi idareye cesaret edebilseler de, Millet olarak onlara bu fırsatı vermeye cesaret edemeyeceğimizi gösteriyor.
TV'lerde gösterilen bazı tehlikeli hareketler için yapılan, 'sakın evde denemeye kalkmayın!' uyarısını, 'Sakın iktidarda denemeye kalkmayın!' şeklinde kullanabiliriz herhalde…