Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 19 Haziran 2020

Bazılarının Değil, Tüm Mısırlıların…

Mısır'ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin şehadetinin üzerinden bir yıl geçti…

Son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim: Merhum Muhammed Mursi, 'bazı Mısırlıların' değil 'tüm Mısırlıların Cumhurbaşkanı' olmaya çalıştığı için askeri bir darbe ile indirildikten sonra şehit edildi…

Menfaat peşinde koşan dış ve iç güçleri ürkütmese, silahlı kuvvetlerinin ülke ekonomisindeki ağırlığını dengelemeye çalışmasa ve yargıdaki kast sistemini değiştirmeye niyetlenmeseydi, gelişmeler belki başka türlü olabilirdi…

Ancak, 90 küsur milyon Mısırlıya refah sağlamak için adımlar atan Mursi, bunun yerine hakim çevrelerin dümen suyuna girseydi, mevcut diktatörden pek farkı da olmazdı zaten…

Olması gerekeni yaptığı için şehit edilen Muhammed Mursi, dünya üzerindeki yüz milyonlarca Müslüman tarafından rahmetle anılıyor ve anılacak da inşallah... Onu devirerek işbaşına gelen kişinin durumuyla ilgili yorum yapmaya gerek bile yok…

30 Haziran 2012'de yemin ederek Mısır Cumhurbaşkanı olarak göreve başlayan Muhammed Mursi, 3 Temmuz 2013'te düzenlenen askeri bir darbe ile görevden uzaklaştırıp tutuklanmış ve çeşitli davalardan yargılanırken 17 Haziran 2019'da mahkeme salonunda şehit olmuştu.

Mısır halkının seçtiği Cumhurbaşkanı olarak bir yıl ancak görevde kalabilen Mursi'ye yönelik askeri darbenin arka planı ile ilgili söylenebilecek çok şey vardır şüphesiz.

Ancak öncelikle Mursi'nin devrilmesinin temel sebebinin, birtakım odakların değil 'Tüm Mısırlıların Cumhurbaşkanı' olma kararlılığı olduğunun altını kalın çizgilerle çizmek gerek…

Önceki dönemlerde Mısır halkının değil ülkede hakimiyet oluşturmuş dış ve iç menfaat çevrelerinin çıkarlarına göre biçimlendirilmiş olan devlet sistemini Mısırlılar lehine değiştirmeye çalıştığı için devrildi Muhammed Mursi…

Mübarek döneminden de kötü…

Ülkenin ekonomik kaynaklarını kontrol eden çevreler, Mursi'nin ülke geneline refahın yayılabilmesi niyetiyle atmaya çalıştığı adımlardan rahatsız oldukları için askeri darbeyi tezgahladılar.

Mısır'da ülke ekonomisinde ciddi bir paya sahip olan Mısır Ordusu'nun etki alanını makul seviyelere düşürme gayreti, darbecilerin elini en çok kuvvetlendiren konulardan birisiydi muhtemelen.

Mısır'daki askeri darbeyi desteklemek için bahane arayan ve laik birtakım gerekçeler bulmak isteyenler, Mursi'nin zaten İslami kurallara göre yönetilen ülkeye Şeriatı getirmek istediği için devrildiği tezini işlerler.

Mursi'nin hakim çevreleri rahatsız eden adımlarından birisi de, ülkedeki yargı mekanizmasına hakim kılınan kast sistemini ortadan kaldırma gayretiydi.

Hakim ve savcıların oluşturduğu yargıdaki kast sistemi, aile ve yakınlar dışındakileri yargı sistemine kabul etmemek şeklinde işliyordu. Komşu ülkelere dava turnelerine de çıkan yargıçların gelirleri oldukça yerindeydi ve ortak da istemiyorlardı…

'Tüm Mısırlıların Cumhurbaşkanı' olarak, fakirlik ve sefaletle boğuşan 90 küsur milyonluk ülkeyi refaha kavuşturmak için çalışan Mursi'nin, mevcut yapının kara deliklerini kapatabilmek için atmaya başladığı adımlar kendisi için sonun başlangıcı oldu.

İşbaşına geldiğinde Genelkurmay Başkanlığına getirip, Savunma Bakanı da yaptığı Sisi tarafından devrilen Mursi, Tüm Mısırlılar için atmaya çalıştığı adımlardan rahatsız olan ve dış güçlerle koordineli çalışan bazı Mısırlılar tarafından cezalandırıldı aslında.

Mübarek'i deviren Mısırlıların, ülkeyi onun döneminden bile daha geriye götürenlerle ilgili ne düşündüklerini de yakında görürüz herhalde…