Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 20 Mart 2020

Çıkıntılık ve rol kapma…

Yurt dışından gelenlerin ciddi bir şekilde takip edildiğini biliyor olsalar da, özellikle umreden gelenlere kafayı takmış olanlar, 'Böyle izolasyon olmaz' derken, herkese test yapılması gerekirmiş gibi, Türkiye'yi G. Kore ile mukayese edenler bile var.

'Singapur olamadık, İtalya olmayalım' çağrısı da, 'malumu ilam' gibi bir şey. 6 milyon nüfuslu, üstelik vaka açısından oransal olarak bizden yüksek bir ada ülkesi ile Türkiye'yi mukayese etmek, anlamsız.

Coronavirüs riski tedbirlerini açıkça itibarsızlaştırmaya ve aradan sıyrılıp rol kapmaya çalışanların, bir yanıyla gülünç bir yanıyla düşündürücü tavırları, esasında zavallılıklarının göstergesi.

Sadece aile hekimlerinin, seyahat ya da başka sebeplerle Coronavirüs riski taşıyabilecek kişilerle irtibat kurmaları bile, sağlık sistemimizin gurur verici bir noktada olduğunun göstergesi.

Corona salgını riski sebebiyle yapılması gereken her şey yapılıp, alınması gereken bütün tedbirler de alınmış durumda. Türkiye dünyanın en hızlı harekete geçen ülkelerinden olduğu için, kimsenin Sağlık Bakanlığı ve Hükümeti tebrik etmekten başka söyleyebileceği bir şey yok.

Salgın riski sebebiyle alınan tedbirlerin haklılığını ve yerindeliğini anlamak için, bu konuda tedbir almakta geciken ülkelerin haline bakılması da yeterli.

Sadece İtalya ve İspanya'nın durumu, tedbirler konusunda gecikilseydi yaşanabilecekler konusunda açık örnekler. Bu ülkelerdeki vaka ve ölüm oranlarının yüksek olması, tedbirlerde geç kalınması ile ilgili çünkü.

Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumlarca alınan tedbirlere uyum konusunda da, istisnalar hariç, herhangi bir problem yok çok şükür.

Huylu huyundan vazgeçmez!..

Muhalefet edebilmek için mutlaka eleştirebilecek bir şeyler bulmaları gerektiğini düşünenlerin işleri hakikaten zor. Yine de, en azından kendileri gibi düşünenleri tatmin edebilecek bazı şeyler uydurabildiklerini söylemek gerek.

Bu hususta dikkat çeken husus ise, Hükümete yönelik takdirlerini utangaç bir ifadeyle dile getiren bu güruhun, eleştirilerini(!) olabildiğince yüksek bir tonda yapmaya çabalamaları. Yalanları sıklıkla ve yüksek sesle dile getirirlerse, etkisinin daha yaygın olacağını düşünüyorlar muhtemelen…

Muhalefet görevini, bir siyasi partinin şemsiyesi altında değil de medya ve sosyal medya üzerinden yapanların durumu biraz daha farklı. Saatlerce, belki günlerce Coronavirüs tedbirlerini itibarsızlaştırmak için neler yapabileceklerini düşündükleri anlaşılan bu güruh, saçma-sapan birtakım gerekçelerle çıkıntılık yapmaya çalışıyor.

Bazı ülkelerden aktardıkları rakamlar ve oranlar üzerinden algı oluşturmaya çalışan bu kesimdekilerin, bizde yapılanları görmezden gelmeleri işin ibretlik taraflarından.

Oysa, işi başından beri en sıkı tutan ülkelerden birisiyiz ve birilerinin ısrarla eleştirdikleri sağlık alanındaki reformlar sebebiyle de, çok daha kötüsüne bile hazır durumdayız, elhamdülillah.

Damarlarında müzmin muhaliflik virüsü dolaşan siyasetçilerin, virüs riski tamamen geçtiğinde, 'Koronavirüs günlerinde siyaset ne zordu birader' mealinde sözler edeceklerine şüphe yok. Aynı şekilde, isimlerinin önünde akademisyen, gazeteci, aydın gibi unvanlar taşıyanların, 'Koronavirüs günlerinde çıkıntılık yapmanın zorluğu' gibisinden hatıralar kaleme alabilirler.

İşin özeti şu ki, durum ne olursa olsun huylu huyundan vazgeçmiyor ve herkes cibilliyetinin gereğini yerine getirmek için çabalıyor…

Siz siz olun, çıkıntılık ve rol kapma peşindekileri değil, yöneticilerimizi izleyin.