Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 21 Kasım 2018

Devletin sağı solu belli olmaz!..

Birilerine göre her şey eksik, kusurlu ve yanlış... Ülkeyi kendileri yönetmedikleri gibi karışmalarına da imkan verilmiyor çünkü.

Milletimizin desteğini alarak işbaşına gelebilmelerinin muhal olduğunu iyi biliyor bu kesim. Bunun için de yönetimin kendileri gibi düşünenlerin eline geçebilmesini sağlayabileceğini düşündükleri her türlü girişime destek veriyorlar.

Demokrasi ile uzaktan yakından alakası olmayan bu girişimlerin ülke açısından büyük kayıplar manasına gelebilme ihtimali, umurlarında bile değil…

Ülkeye yönelik saldırılara açıktan destek olanların yanında, bu desteğini çeşitli şekillerde kamufle ederek sürdürenler de var aralarında. Ancak açık destek verenler de, kamufle edenler de yapıp ettiklerini bir tür hak olarak kabul ediyor ve herkes tarafından öyle kabul edilmesini bekliyorlar.

'Biz ortalığı karıştırmak için elimizden geldiği kadar çalışırız. Başarırsak ne ala, ancak başaramaz isek, yaptıklarımızdan dolayı kimse bizi suçlamamalı', bütün yapıp ettiklerinin ana fikrini oluşturuyor.

Her nasılsa kendilerini daha imtiyazlı bir kesim olarak görüyor ve kamu düzenini alt üst etmek dahil bütün melanetlerinin de zararsız yaramazlıklar olarak kabul edilmesini bekliyorlar…

Ülkesine ihanet ettiği artık mahkeme kararıyla kesinleşen Can Dündar'ın yaptıklarını kesinlikle doğru bu kesime göre. Başka devletler için söz konusu olduğuna inansalar bile, 'devlet sırrı' kavramının Türkiye için geçerli olmaması gerektiğine inanıyorlar.

Bu kesimin ana gündemini Osman Kavala meşgul ediyor bu günlerde. Bu kişiye izafe edilen eylemlerin suç teşkil etmediği ve masum olduğu için derhal serbest bırakılması gerektiği, başlıca talepleri.

Beka söz konusu ise…

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bu kişinin, en hafifinden kamu düzenini bozmaya yönelik eylemler için içeriden ve dışarıdan bazı mihraklarla temaslar kurduğu ve işbirliği yaptığı, iddialar arasında.

Varlıklı birisi olan ve Gezi Olayları sırasında devletin husumetini çekmekten imtina etmeyen sermaye sahipleriyle beraber davranan Osman Kavala'ya yönelik iddialar sadece kamu düzeni ile sınırlı da değil. Ülkenin varlığı ve birliği konusunda ana kitleden farklı düşünen birtakım gruplarla bağlantıları da mercek altında.

Kendisine izafe edilen faaliyetleri yapmadığını söylemek yerine yapılanların suç teşkil etmediğini iddia etmek, Osman Kavala'yı müdafaa etmeye çalışanların temel tezi.

Bu kişi ile ilgili gelişmelerin nasıl seyredeceğini konu mahkemede olduğu için bilmiyoruz. Kavala belki özünde iyi bir insan da olabilir. Ancak özellikle de cansiperane savunanların, Osman Kavala bu tür faaliyetleri başka bir ülkede yapsaydı başına neler gelirdi sorusuna cevap aramalarında fayda var.

Öyle ya, vatandaşı olduğu ülkenin yönetimini zor durumda bırakmak için birtakım eylemler tertip edilmesine ön ayak olup, bu maksatla daha önce başka ülkelerde benzer eylemlerde bulunmuş kişi ve gruplarla işbirliği yapanların, kendilerine 'aman ne güzel yapıyorsunuz, devam!' denmeyeceğini biliyor olmaları gerek…

Gezi tertipçileri ve destekçilerinin, Mesela Stuttgart ve Hamburg'da yaşanan benzer olaylarda ve sonrasında Alman güvenlik güçleri ve yargısının nasıl hareket ettiğini iyi araştırmalarında fayda var.

Kamu düzenini ilgilendiren hususlarda Almanya'nın nasıl hareket ettiğinin Türkiye'ye örnek olup olmayacağı, ayrı bir mesele…

Ancak kamu düzeni, hele de varlık ve birlik kaygısı söz konusu olduğunda devletlerin sağının solunun belli olmayacağını kimsenin unutmaması gerek…