Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 12 Haziran 2018

Dosta kaygı, düşmana ümit…

24 Haziran'dan sonra işbaşına gelirlerse bazı kuruluşları kapatacaklarını, birtakım şeyleri satacaklarını, yatırımları durduracaklarını, Kanal İstanbul'u iptal edeceklerini, Yerli Otomobili gereksiz gördüklerini… söyleyenler; ülkemizin geleceği ile ilgili pek te hayrımıza denemeyecek hesaplar yapanları ümitlendiriyordur muhakkak…

81 milyon nüfusa sahip gelişmiş bir ülkeye, Külliye'nin ışıklarını söndürerek sağlayacağını iddia ettiği tasarruf(!) üzerinden vaatlerde bulunabilecek kadar zavallılaşan adaylara sahip Erdoğan Karşıtı Cephe, Türkiye düşmanları açısından bir ümit…

Bu cephenin netice olarak bir şey beceremeyeceği, açık-seçik ortada. Ancak, eskiden olduğu gibi ülkemizin zenginliklerini kasalarına aktarabilecekleri günlerin hayalini kuranların işbirliği yapabilmek için bulabildikleri de bunlar...

Türkiye'yi etliye sütlüye karışmayan, sistemin emirlerini tartışmasız uygulamaya hazır bir ülke haline getirme heveslisi kadro ve isimler, dış destekçilerini kızdırmamak için olsa gerek Türkiye'yi bulunduğu yerden bir adım ötesine taşıma konusunda ağızlarını bile açamıyorlar…

Her gün, takipçilerine 'büyüklere masallar' tadında hikayeler anlatan bu cephe mensupları, bir şeyler yapmaktan değil, bazı şeyleri yıkmaktan bahsedebiliyorlar sadece.

Seçim meydanlarında söyledikleri arasında, ülkenin orta ve uzun vadedeki geleceğine yönelik ümit verebilecek tek bir vaatleri bile olmayan Erdoğan Karşıtı Cephe'nin, başarılı olabilme ihtimalleri bir yana, varlıkları bile Türkiye dostları için bir üzüntü kaynağı…

Bölgemizde yaşamakta olan mazlumlardan başlayıp Afrika'nın ve Asya'nın derinliklerine, hatta Latin Amerika'ya kadar sirayet eden bir ümit dalgasının kırılabilme ihtimali bile, ülkemizin dostlarını üzmeye yetiyor…

Erdoğan karşıtı İttifak dostlarımıza kaygı düşmanlarımıza ümit kaynağı, anlayacağınız…

Boşuna ümit!..

Türkiye sadece Türkiye'den ibaret değil. Bunun çok iyi farkında olan dış mihraklar, sömürmediği gibi sömürüye karşı açıkça destek olan Türkiye'den rahatsızlar.

Birileri pek farkında olmasa da, temas kurulan hemen her ülkeye gerekirse balık vermekle başlayıp, sonrasında mutlaka balık tutmayı öğreten bir ülkeyiz. Mazlum ülkelere, 'buradan ne gibi faydalar sağlayabiliriz' nazarıyla değil, 'buraya ne gibi katkılarda bulunabiliriz' nazarı ile bakıyoruz yani…

Sömürgeci zihniyet sahiplerinin, bölgemizde ve dünya çapında kendilerine ciddi engeller çıkaran Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve kadrosuna kızmalarını anlamak, mümkün.

Ancak, nasıl bir Türkiye'de yaşadıkları konusuna alabildiğine yabancı Erdoğan Karşıtı İttifak mensupları da 'çok olduğumuzu' düşünüyor olmalılar… Bu sebepledir ki, suya sabuna dokunmayan ve arzu edildiği gibi davranan 'Eski Türkiye'yi geri getirme manasına gelebilecekler dışında herhangi bir vaatte bulunmamaya azami dikkat sarf ediyorlar…

Ülkemizin kendi ayakları üzerinde durma kararlılığının bir gün kendilerine de yansıyacağını ümit ettikleri için, Yeni Türkiye'nin dünya çapında heyecanlandırdığı kitlenin ülkemizin nüfusunun çok ama çok üzerinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz…

Geride bıraktığımız Kadir Gecesi'nde semaya açılan eller arasında, Yeni Türkiye'nin başarılı olması için dua eden mazlumların sayısının hiç te az olmadığı, açık bir gerçek…

Bu, Erdoğan Karşıtı Cephe için herhangi bir şey ifade etmiyor olabilir... Ama mazlumların dualarının mutlaka hedefine ulaştığını ve kabul edildiğini biliyoruz…

Mazlumlara karşı zalimlerle işbirliği yapanlar boşuna ümitlenmesinler!..