11 Ayın Sultanı Ramazan yarın başlıyor. Gündemin yoğunluğu ya da başka meşguliyetler sebebiyle olacak, birilerinin Ramazan'la ilgili değişik algı faaliyetleri eskisi kadar yoğun değil...
Dinimizle alakalı bilgi düzeyleri Kur'andaki hadisler ya da Peygamber Efendimiz'in ayetleri diyebilecek kadar cehalet kokanlar, en azından 'oruç nasıl tutulmaz' muhabbetlerine çoktan başlamış olurlardı eskiden.
Çeşitli sebeplerle oruç tutamayacak olanlarla ilgili sınırları alabildiğine genişletmekle başlayıp, oruç tutandan çok tutmayana saygı talep eden türde yayınlar, yakın dönemin gözde konularındandı.
Ramazan süresince benzer yayınlarla karşılaşma ihtimalimiz yine de mevcut. Oruç tutanlar sebebiyle oruç tutmayanların ciddi şekilde rahatsız oldukları ve benzeri yorumlar içeren yayınlarla her an karşılaşabiliriz mesela. Kendileri oruç tutmuyor olsalar da, başkalarının oruç tutması sebebiyle canları sıkılan rahatsız tipler hiç eksik olmazlar çünkü.
Vaktiyle daha yoğun gayrimüslim nüfusun olduğu ülkemizde, oruç tutmayanların oruç tutanlara duydukları saygıyı temel alan ilgi çekici hikayeleri hepimiz dinlemişizdir. Sayıları azalmış olsa bile bu vatandaşlarımızın aynı geleneği sürdürdükleri bilinir.
70'li yılların başında lise birinci sınıf talebesi iken, oruç tutmayan birçok kişi yanında, oruçlu olduğunu düşündüğüm bir arkadaşın Ermeni olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdığımı hatırlarım. Ailesinden aldığı terbiyenin bir gereği olarak, etrafında oruç tutmayanlar olsa bile, açıktan yiyip içmiyordu o arkadaş...
Geçtiğimiz gün gazetelerde yer alan bir haber dikkat çekiciydi. Haberin konusu, İncirlik'deki ABD üssünün internet sitesinde ABD'li askerlere yönelik olarak yayınlanan Ramazan mesajıydı.
'İslam'ın oruç ayı Ramazan'ın bu yıl 16 Mayıs'ta başladığı' hatırlatılan mesajda şunlara yer verilmiş: "Bu, Müslümanların Kur'an-ı Kerim'in inişini kutladıkları aydır. Ramazan, '11 Ayın Sultanı' kabul edilir. Bu, tüm dünyadaki Müslümanların özlemle beklediği, maddi ve manevi nimetlerin ayıdır."
İNANÇLARA SAYGI...
Ramazan'la ilgili genel bilgiyi şu satırlar takip ediyor: "Çocuklar, hamile kadınlar, hastalar, seyahat edenler ve savaştaki askerler oruçtan muaf tutulur. Oruç, gün doğumundan yaklaşık bir saat önce başlar, gün batımının hemen ardından biter. Gün içinde kişi yemek yemez, su içmez ve karı koca arasında mahrem münasebet kurulmaz..."
Orucun yalnızca aç kalmak olmadığı konusu da mesajda şöyle yer almış: "Ramazan orucu, yalnızca boğaz orucu değildir, manevi faydaları olan, kişiyi fiziksel, ruhsal ve akli olarak kuşatan bir oruçtur. Oruç tutan Müslümanlar ayrıca yiyecek bir şey bulamayan ihtiyaç sahiplerinin halini daha iyi anlarlar."
ABD'li asker ve personelin, Türkiye'de misafir olarak bulunduğunun hatırlatıldığı mesajın en çarpıcı bölümü ise şöyle:
"Burada misafir olarak bulunan bizler, ev sahiplerimizin inançlarına saygının gereği olarak, kutsal ramazan ayında, oruç saatleri içinde kamuya açık alanlarda ve caddelerde, bir şey yiyip içmemeye dikkat etmeliyiz."
İncirlik Üssündeki ABD'li askerleri bilgilendirmek için yazılan bu satırlar, bu ülkede yaşamakla beraber insanımızın inanç değerleri ile kavgalı olan kesimlere de verilmiş bir mesaj aslında.
İnsanımızın inancıyla kavgayı varlık sebebi bilen ve bilgi sahibi olmadan esip savuranlar, Ramazan ve Oruç konusunda en azından İncirlik Üssü yönetimi gibi yaklaşabilseler ne iyi olurdu...
'Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş' olan mübarek Ramazan Ayınızı tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum...
