Seçim Hükümeti'nin HDP kökenli AB Bakanı Ali Haydar Konca, basınla tanışma toplantısında, ilgi çekici laflar etmiş. Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları ile alakalı olarak söyledikleri şöyle mesela: "Bir katliam yapıldığı çok açık ve nettir. Bunu herkes kabul ediyor... Asıl olan onun tanımlanması noktasındadır.
Onu da partimizle tartışıp konuşup ve birlikte vereceğimiz karar doğrultusunda görüşümüzü netleştireceğiz." 'Dakika bir gol bir!' diye buna derler herhalde.
AB Bakanı'nın ayağının tozuyla söyledikleri, birçok açıdan sakat: 'Katliam yapıldığı çok açık ve net'miş; 'çünkü bunu herkes kabul ediyor'muş... Tanımlama konusunda da 'partisiyle konuşup görüşlerini netleştirecekler'miş. 'Herkes'ten kasıt, kendileri gibi düşünen ve böyle düşünülmesini isteyenler anlaşılan. Türkiye'nin konuya bakışı ise açık: 1915'te yaşanan bazı şeyler vardır. Ancak bunlar, birilerinin ısrarlı bir şekilde iddia ettikleri gibi bir soykırım ve katliam değildir. Olaylar, karşılıklı olarak iki kesimin de acı çektiği bir süreç olarak gerçekleşmiştir.
Konu, tarihçilere bırakılmalı ve onların objektif araştırmalarına göre karar verilmelidir...
Türkiye'nin bir bakanı, tam aksini düşünüyor olsa da; birilerinin ülkemiz aleyhine kullandığı tezlere de atıfta bulunan ama esas olarak ülkenin resmi görüşlerini dile getiren açıklamalar yapmalıydı.
Çünkü bulunduğu yer, kendisine ayrılmış bir krallık değil; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin bir bakanlığı... Kaldı ki, bu bir Seçim Hükümeti; HDP hükümeti filan değil! Bir bakanın bu konuda söyleyebileceği şey de, partisiyle de görüşebileceği ama esas olarak Bakanlar Kurulu'nda oluşacak görüşe göre hareket edeceklerini söylemek olabilirdi ancak.
Sivrilik yapıp, ülkenin ve hatta kendilerin menfaatlerine aykırı beyanlarda bulunanve bundan sonra da aynı çizgiyi takip edeceği anlaşılan bu kişiye karşı 'görevden alma mekanizması' işletilir ya da işletilmez, bilmeyiz.
Gol, ama kendi kalelerine!..
Önemli konu da, Tezkere meselesi.
HDP'li bakanlar Ali Haydar Konca ve Müslüm Doğan, 2 Ekim'de süresi dolacak Tezkere'nin uzatılması oylamasında "Hayır" diyeceklerini açıklamışlar.
Tezkere'ye hayır demek, mesuliyetle zerre kadar alakasız olan duruşları açısından uygun. Ama ya tezkere geçmez de, bu arada mesela DAEŞ tekrar Kobani'ye saldıracak olursa ne yapacaklar?..
Kobani'ye yapılan ilk saldırı sırasında burunlarından kıl aldırmayan bu yapının feryadı gökleri doldurmuştu malum. O zaman, HDP 'hayır' oyu kullanmış olsa da TBMM 'den geçmiş tezkere gereği, Türkiye Kuzey Irak'tan gelen Peşmergelere geçiş izni vermiş ve Kobani işgalden kurtulabilmişti.
Tezkere meselesi, aslında birçok meseleye örnek olarak gösterilebilecek bir tavır. HDP'lilerin bütün politikaları, tutarsızlıklarla malul. Ancak, böyle davranmalarından hoşlanan bazı dış ve iç mihraklarca desteklendikleri için de, doğru yaptıklarını zannediyorlar.
Kabinenin HDP'li bakanlarının Ermeni iddiaları ve Tezkere meselesinde takındıkları tavır, 'dakika bir, gol bir!' denilebilecek türden, tamam. Ama HDP'liler kendi kalelerine gol atıyorlar aslında...