Mehmet Çetingüleç

MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

Tarihi 15 Şubat 2011

'Devrim' mi, 'Darbe' mi?

Yüzbinlerce insan, 18 gün boyunca Tahrir Meydanında eylem yaptı.
Eylemcilerden 300'ü "devrim" uğruna can verdi.
Binlerce yaralı var.
Ama sonuçta ne oldu?
***

Mübarek gitti, ordu geldi.
Faturayı eylemciler ödedi, iktidarı ordu ele geçirdi.
Hem de ustaca.
Dışarıdan kurgulanmış gibi.
Olaylar sırasında eylemcilerin yanında göründüler.
Tahrir Meydanına konuşlandırdıkları tankların üzerinde Mübarek'in posterlerini yırttılar.
Ama yönetimi ele geçirince...
Tahrir Meydanı'nda "temizliğe" başladılar.
Şimdi ekranlara eylemcileri hırpalayan asker görüntüleri yansıyor...
***

Muhalefetin talepleri henüz karşılanmadı.
Ama İsrail'in beklentisi karşılandı.
İsrail, 1979'da Mısır'la imzalanan Barış Anlaşmasının iptal edilebileceği endişesi içindeydi.
Mısır Yüksek Askeri Konseyi Başkanı Hüseyin Tantavi "Bölgesel ve uluslar arası tüm anlaşmalara sadık kalacağız" dedi.
İsim verilmeden yapılan bu tek cümlelik açıklama İsrail'i rahatlatmaya yetti.
Çünkü Mısır'daki gelişmeler üzerine İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Arap-İsrail savaşlarından sonra imzalanan barış anlaşmalarının kalıcı olmayabileceğini söylemiş ve "savaş alarmı" vermişti.
İsrail Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi'nin sözleri ise daha büyük bir kaygıyı yansıtıyordu: "İsrail birkaç cephede savaşa hazırlıklı olmalıdır..."
***

İsrail yeni Mısır yönetiminden memnun, ama yönetim değişikliği eylemcilere bir şey kazandırmadı.
30 yıldır devam eden olağanüstü hal kaldırılmadı.
Siyasi tutuklular serbest bırakılmadı.
Askerler Eylül ayında yapılacak seçimlere kadar görevde. "Geçiş hükümetinde" muhaliflere yer verilip-verilmeyeceği belli değil.
***

Oysa Mısır'da yaşananların "devrim" olabilmesi için, muhaliflerin şimdiden yönetime girmeleri gerekiyor.
Çünkü "değişim"i onlar gerçekleştirdi.
Ama iktidarda yoklar.
Askerlerin, eylül ayına kadar "siyasi soğutma" işlemi yapıp, Eylül'de yine kendi kontrollerinde yeni bir Hükümeti dayatmayacakları ne malum?
Rusların ünlü oyuncağı matruşka gibi; Mübarek'i çıkarıp atıyorsun, içinden yardımcısı Ömer Süleyman çıkıyor. Onu değiştiriyorsun, Hüseyin Tantavi geliyor.
Seçimde de bir başkası dayatılacaktır topluma.
Farklı isimler.
Ama hepsi aynı matruşkanın parçaları.
Böyle devrim olur mu?