Tarihi 19 Haziran 2023

Osmanlı tokadı

ZDEKİ Batı hayranı ittihatçı kafalar, Osmanlı Cihan İmparatorluğu'nun yıkılışına yol açan bir numaralı nedendir.
Bu kafaların Batı aşkına içeriden çalışarak yıkılışı getirmeleri sadece bu topraklar üzerinde etki oluşturmamıştır. Tüm dünyada, Osmanlı'nın ulaşamadığı İslam ve Türk coğrafyasında, Afrika'da da milyonlarca kişiyi etkilemiştir. Tabii bu etkileşim uzak coğrafyalardaki insanların zulüm görmesine, milyonlarca insanın katledilmesine de yol açmıştır. Zira Osmanlı dönemin süper gücüydü. Dahası, zalim Batı ile Asya ve Afrika halkları arasında bir tampon ve kalkandı.
İttihatçı kafalar ne zamanki Batı aşkına Osmanlı'yı içeriden yıkmaya, zaafiyete uğratmaya başladı, işte o zaman Batı'nın çakalların bahsettiğimiz coğrafyada at koşturduğu görüldü.
Hollanda ile Endonezya arası 11 bin 329 kilometredir. Osmanlı içerideki hainlerle boğuşurken Hollanda bu 11 bin 329 kilometreyi aşıp Endonezya'ya girdi.
Burada yüzbinlerce Müslümanı kurşuna dizerek katletti. Yıllarca sömürerek, topraktan fışkıran her türlü ürünü bedava Avrupa'ya taşıyarak zenginliğe ulaştı. Daha iyi sömürebilmek, isyanları önleyebilmek için kiliseler kurdu. Ayine gelecek her Endonezyalıya yarım kap pirinç vaad edecek kadar alçaklaştı. Tarım ürünlerinden morfin tarlalarına geçerek karını daha da artırdı. Onlar çıktığında İngilizler giriyordu Endonezya'ya.
Ardından Japonları gördük.
Çok ilginçtir, Hollanda daha düne kadar Endonezya'nın bağımsızlığını tanımayan ülkelerden biriydi. 2023'e geldiğimizde daha henüz 5 gün önce Hollanda hükümeti resmi açıklama yapabildi. Endonezya'nın 1945'teki bağımsızlık ilanını kayıtsız şartsız tanıdığını 2023'te ancak kabul etti. Çünkü bugüne kadar hala Endonezya ile ilgili sömürme hayalleri vardı. "Ya tutarsa" mantığıyla katliamlara boğdukları, soyup soğana çevirdikleri Endonezya'yı ancak beş gün önce tanımak zorunda kaldılar. Bunu yaparken de "Bu tanımanın, siyasi sonuçlarından sorumlu değiliz" dediler. Bunun da açılımı "Endonezya'da yaptığımız katliamların, gırtlağını sıkarak mezara gönderdiklerimizin, kanlı çuvallarla bu ülkeden kaçırdıklarımızın sorumlusu biz değiliz" demekti.
Bizdeki ittihatçı kafaların hayran olduğu Batı medeniyeti ve refahı tamamında bu kanlı çuvallarla ve milyonlarca insanın öldürülmesi ile kurulmuştur.
Bizde Batı'dan aferin almak için kendini yırtanlar, "Ah Paris, ah Amsterdam, ah Londra" diye konuya girip Batı aşkını kalemlerinden akıtan entel, dantel bilumum zevat bu kanlı sayfaları asla görmez. Bilirler ama hatırlatmazlar.
Asla gündeme getirmezler. Onların tek dertleri vardır, o da kayıtsız şartsız Batı'ya bağlanmamızdır. O nedenle kanlı para üzerinde oturan sömürgeci Batı'ya karşı dik duran, mücadele eden kim varsa ona savaş açarlar. Nefret edip hakaret ve küfür yağdırırlar. Sosyal medyadan, köşelerinden adeta linç ederler. 13 seçimde kaybedeni, yenilmiş de yenilmiş olan diktatörü desteklerler, sandıktan halkın hür iradesi ile çıkıp seçimi bileğinin hakkıyla kazananı diktatör ilan ederler.
Bunlar kanlı Batı aşığı azgın azınlıktır.
Unutmayın İngilizler, Fransızlar, Hollandalılar, Batı'nın tamamı girdikleri, sömürmeyi planladıkları her ülkede azınlıkta olanları desteklemiştir. Azınlıkta olanları eğitip, devlet koridorlarına sokarak, kullanarak sömürgeleri soyup soğana çevirmişlerdir.
Azgın azınlıklar kanlı refah üzerinde oturan Batı'nın bir numaralı silahı ve kullanışlı elemanıdır.
Rusya Devlet Başkanı Putin önceki gün "Yeni dünya düzeni" mesajı verdi ve "Uluslararası ilişkilerin çirkin neokolonyalizmi sona erdi. Çok kutuplu küresel sistem artık güç kazandı" dedi. Neokolonyalizm yani yeni sömürgecilik, askeri veya siyasi güç kullanarak bir ülkeyi sömürme anlamına geliyor. Batı hayranı azgın azınlığı iktidara getirerek bu ülkeyi sömürmeyi ve kanatları altına aldığı üç kıtadaki coğrafyada durdurmayı hayal edenlere bu millet son seçimde muazzam bir "Osmanlı tokadı" atmıştır. Çok kutuplu yeni dünya düzeninde güçlü duruşuna devam demiştir. Hepsinden Allah razı olsun.