Tarihi 24 Şubat 2023

2052 vizyonu

DEVLET seferberlik başlattı. Meydanlara gitti. "Deprem gelmeden kentsel dönüşüm için yardımcı olun. Bu işin esası gönüllüktür." diye adeta yalvardı.
Hatta evleri yeniden yapılandırmaya girecek olan İstanbul'daki bir semtte, Başkan Erdoğan vatandaşların karşısına çıktı. "Bakın deprem olursa beni suçlayacaksınız. Gelin şu kentsel dönüşümü başlatalım" diye ricacı oldu.
Eski binalar milyonları buluyordu. Türkiye deprem kuşağının tam üzerinde oturuyordu.
Kentsel dönüşüm bu ülkenin halletmesi gereken birinci ve hayati ihtiyacıydı. Çünkü bu bir ulusal güvenlik sorunuydu.
Devlet bunu gördü. Kolları sıvadı. Kapı kapı gezdi, rica etti. Mitinglerde, ekranlarda durumun vehametini anlattı. Ancak bu ülkede muhalefet ayağa kalktı. "Bunlar sadece inşaattan anlar" dedi. "Betoncu bunlar betoncu" diye nara attı. Kentsel dönüşüme girecek tüm ilçelerde mahkemelere ve ev sahiplerine koştu. O muhalefet "Yaptırmayın yeni evleri. Dava açın" diye yalvardı. Hatta kendisi mahkeme kapılarını aşındırdı. Defalarca kentsel dönüşüm projelerini iptal ettirdi.
"Direnin" diye çağrı yaptılar 50-70- 100 yıllık ev sahiplerine… "Yuvalarınızı bu iktidar başınıza yıkıyor" diye bağırdılar.
"Kentsel dönüşüm projeleri zulümdür" dediler.
"Yürüyün, eylem" yapın diye kışkırttılar.
"Arkanızdayız, isyan edin" diye çığlık attılar. "Direnişiniz saat kaçta" diye sordular. "Milletvekillerimizi gönderelim, direnişin en başına… Dokunulmazlıkları var." diyerek polisin bir şey yapamayacağını ima ettiler.
Hatta "Bireysel hareket etmeyin" çağrısı yaptılar. Direnişte toplu hareket istediler, "Organize olun" diye proje bile yaptılar.
Gittiler kentsel dönüşüme girecek ilçelerde liderleriyle masa kurdurdular.
"Engelledik kentsel dönüşümü. Biz durdurduk" diye hava attılar.
Muhalefetin arka bahçesi TMMOB her durdurmayı şova dönüştürdü.
Sayfalarında bakın nasıl çığlık attı;
"2011 yılında Van Erçiş ve 2011 yılında Van merkezde yaşanan, 650 yurttaşımızın yaşamını yitirmesine ve binlerce konutun yıkılması veya ağır hasar görmesine neden olan Van Depremlerinden sonra meslek örgütlerinin, sendikaların, sivil toplum kuruluşları ile muhalefet partilerinin mutabakatı aranmadan 'Ben yaptım oldu' mantalitesi ile çıkarılan ve Anayasa`ya da aykırı olan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun, Uygulama Yönetmeliği'nin bazı maddelerine karşı Odamızın açtığı dava sonucu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca yürütmeyi durdurma kararı verildi." Depremlerden sonra bile mahkemelere koşup, depremzedelerin yeni evlerini bile durdurmak için çırpınan bir zihniyetten bahsediyoruz.
Bu ülkede en sağlam ve ucuz evleri yapan TOKİ'ye bile saldırdılar acımasızca.
"Vatandaşın hayalleriyle oynuyor" dediler. İtibarsızlaştırmak için aylarca kampanya yaptılar. Her saldırıda kendilerinden geçtiler. Büyük haz aldılar.
Depremde yerle bir olan mahallelerde bile kentsel dönüşümde yürütmeyi durdurma kararı aldırdı bu kafalar. Şimdi dimdik ayakta kalan TOKİ evlerini seyrediyorlar.
Ana muhalefetin sitesinde kentsel dönüşümde yaşanabilir konutlar yapılmadığı iddia ediliyordu. "İktidarın uygulamaları yaşanabilir konut anlayışına o kadar uzakta ki, yurttaşlarımız belediyelerimizin uygulamaları olana kadar kentsel dönüşüme korkuyla yaklaşmaktaydı. Çünkü iktidarın uygulamaları kentsel dönüşümü zorla, anlaşmadan evinden çıkarılmak, uzaklara taşınmak anlamına getirmişti. Yıllarca süren çalışmalara rağmen evine kavuşamamak, kavuştuğu zaman da yaşanabilir olmaktan uzak ev ve çevreyle karşılaşmak, yurttaşlarımızı korkar hale getirdi." diyordu. Bu açıklama hala sitede duruyor.
Başkan Erdoğan'ın da vatandaşlara "Deprem gelmeden ne olur kentsel dönüşüme yardımcı ve gönüllü olun" diyen halka yaptığı konuşmanın videosu da her yerde yayında.
Kentsel dönüşümü engellemek için her türlü yolu deneyenler şimdi devleti suçluyor. İşte bu kahredici kafalar iktidara gelirse ne olacağını da siz düşünün.
İBB Başkanı da ekranda konuşuyor.
Deprem olur olmaz ekibine talimat vermiş İstanbul'daki binalarla ve yapılacaklarla ilgili.
İstanbul'un deprem planları hazırlığına da "2052 vizyonu" adını koymuş. 30 yıl orada kalır mı, yaşar mıyız?... Deprem 30 yıl onun hatırına kendini erteler mi bilmiyorum.
Ancak adam, 30 yıl sonraya randevu veriyor, "2052" diyor. İyi mi?