Tarihi 26 Ekim 2022

Kanatlarımızı açtık

VECİHİ Hürkuş'un hikayesini okumaya başladığında gözyaşlarını tutabilecek kimse azdır bu ülkede. Her satırındaki engellemeler, eziklikler, insanı çıldırtacak cinstedir. Türkiye'nin ilk uçağını kendi imkanları ile yaptığı ve uçurduğu için hapis ve para cezası alan Vecihi Hürkuş'tan bahsediyoruz. Yerli ve Milli uçak üretimi için kolları sıvadığında akla hayale gelmedik zulümle karşılaşan Vecihi Ünal ilk uçak mühendislerimizden biri olarak son noktada Van'a sürülmüş bir kahramandır. Kendi hava sahasını Batı'nın baskısıyla Türkler'e kapatan bir ülkenin, dışladığı, horladığı, süründürdüğü, her türlü zulmü yaptığı bir isimdir o. "Ömrümü Milli bağımsızlığa giden tek yolun Milli üretimden geçtiğine olan inancıma vakfettim.
Çünkü başkalarının kanatları ile uçanlar HÜRKUŞ olamaz" diyerek ve kahrından öldüğü saatlerde, Neil Armstrong aya ayak basıyordu. Bu ülkede "Her şeyin en iyisini Batı üretir, her şeyin en iyisini o yapar" şeklinde beyin tutulmasına kapılmış nice insan yaşamıştır. Batı hayranı olan bu kafalara İttihatçı diyoruz. Onlar yüzünden bu topraklarda yıllarca tek çivi çakılmamıştır. Direnenler, üretim yapmaya kalkanlar ya engellenmiş, ya hapislere atılmış veya öldürülmüştür. Batı aşkına 100 yıl geri kalmışlığa mahkum edilen Türkiye'ye bu cezayı kesenler her ne kadar dışardan görünse de, uygulayıcıları içimizdeki İttihatçı kafalar olmuştur. 2. Dünya Savaşı'nda Avrupa yerle bir olmuştur. Londra ve Berlin'de bırakın fabrikayı oturacak ev kalmamıştır. Japonya'da iki şehir atom bombasıyla haritadan silinmiştir. Yerin dibine giren, taşın taş üzerinde kalmadığı Avrupa ve Japonya, savaşları yaşamayan Türkiye'nin çok gerisinde kalmıştır. Ancak bu ülkedeki Batı hayranı İttihatçılar ve Monşerler yüzünden bu topraklara çivi çakmak isteyenler saldırıya uğramış, itibarsızlaştırılmak için her yol denenmiş ve Batı'nın çok gerisinde kalmaya terkedilmiştir.
Bu ülke iktidarı ele geçiren ve bürokratik vesayetin mimarı olan bu İttihatçı kafalar yüzünden kendi topraklarında petrol arama yasağı getiren kanunlar bile çıkarmıştır.
Yeryüzünde kendi ülkesine petrol arama yasağı bile koyan başka bir ülke yoktur. O yasağı haberleştirdiğim günün ertesinde rahmetli Özal kaldırtmıştır. İktidara geldiği ilk yıllarda Türkiye'nin en büyük tesisi elektronik fabrikasının temelini Koç Holding atıyordu.
Siyah Beyaz televizyon üretecekti Türkiye'nin dünya çapındaki (!) fabrikası. Aynı dönemde Rahmetli Özal renkli televizyona geçirdi Türkiye'yi. Ne günler gördük, ne acılar çektik. Vecihi Hürkuş gibi yerli araba üretme hayaliyle yanıp tutuşan nice gencimiz vardı bu topraklarda. Hiçbirine yol vermedi bu ittihatçı kafalar. Yola çıkmaya kalkanlara deli muamelesi yaptılar. Rezil etmek için her yolu deneyerek engellediler. Aynı ezik kafalar, yıllarca bu ülke insanlarını, keçilerin kemirerek yiyebildiği teneke arabalara mahkum ettiler. Bizim neslin gençliği Avrupa'ya gittiğinde yollardaki arabaları izlediğinde "Ah" çekerdi. İmrenerek bakardı.
Sonra ülkesine döndüğünde komünist ülkelerde ve Afrika'da görülen, gitmeyen, çürük, direksiyonun çevirmekte zorlandığınız hurdalara binmek zorunda kalırdı. Çünkü otomobil üretenler sadece montajcıydı.
Avrupa'nın tedavülden kaldırdığı arabalar için anlaşma yapar, onların sanayisini buraya transfer edip keçilerin rahatlıkla kemirebildiği tabut arabaların montajını yaparak satardı. Modern arabaları üretme ve halkını bindirme yasağını örtülü olarak, İttihatçı ve vesayetçi kafalar yoluyla uygulayan günlerin nesli olduk bizler. Şimdi TOGG geliyor. İlk yerli ve Milli arabamızın fabrika açılışı var Cumhuriyetin 100.
Yıldönümü'nde. O keçilerin musallat olduğu teneke arabaları üretenler "İntihar olur" diye ayağa kalksa da, tüm itibarsızlaştırma operasyonları yapılsa da Allah'a şükür bu günlere geldik. Tedavülden kalkmış modellerle değil, son sistem teknolojisi ile günün şartlarına uygun elektrikli modern arabalarımız geliyor artık. Çünkü vesayetçi, ezik, her şeyi Batı'dan bekleyen vesayetçi bürokrasiyi kaldırıp, ittihatçı kafaların her türlü saldırısına direnen ve "Önce Türkiye" diyenler yönetiyor artık bu ülkeyi.
Yerli ve Milli arabamızın çıkacağı yollara, köprülere, tünellere bile şiddetle karşı çıkan bu eziklerin desteklediği ana muhalefetin en önemli isimlerinden biri kamera karşısında "Yapılan her projeye karşı çıkacağız tabi. Bu bizim görevimiz" diyordu.
Bu ülke Batı aşkına bu topraklara tek çivi çakmayan ve çaktırmayanlarla, Batı'nın tüm saldırı ve operasyonlarına rağmen "Kendi kanatlarımla uçacağım" diyenlerin mücadelesine sahne oluyor. Biz bu sahnenin neresinde olacağız? Karar sizin!