Adam Hristiyan... Teksas'ta kiliseye giriyor, önüne geleni tarayıp tam 27 kişiyi öldürüyor.
Kimse nedense "Hristiyancı terörist" demiyor. Başkan Trump "Yahu bizim memlekette amma akli dengesi bozuk var" deyip olayı kapatıyor. Pakistan'da, Afganistan'da, Somali'de bombalar patlıyor, artık 200'lerin üzerinde ölü rakamları sıradanlaştırılıyor. Lübnan'da Başbakan istifa ediyor, ülke barut fıçısı haline geliyor. Mynmar'da silahlar Müslümanlar'a ölüm kusuyor. Suriye ve Irak'ta cesetler üzerinde çıkar tepişmeleri doruğa çıkıyor, milyonlarca ölü yetmiyor, mobilize terör orduları tepiştiriliyor.
Yemen'de Suudi ve İran savaşı tüm hızıyla sürüyor. Yemen'den Arabistan'a artık füzeler gönderilmeye başlıyor.
Barzani ile Bağdat yönetimi arasındaki gerilimde hala silahlar susmak bilmiyor, Kerkük'te peşpeşe canlı bombalar patlıyor. S.Arabistan terör tehdidi ve Yemen'de İran ile savaş nedeniyle üç haneli milyar dolarlık silah satın alıyor.
Kuzey Kore Güney Kore ve Japonya üzerinden bir füze geçiriyor, Amerika hemen "Savaş çığlıkları" atıyor. G.Kore ve Japonya Amerika'ya hemen 500 milyar dolarlık silah siparişi veriyor. Kuzey Kore'den her fırlatılan füze Washington'a milyarlarca dolar olarak yağıyor.
14,5 TRİLYON DOLAR
New York Times 2008'de harita yayınlıyor. Bölünüp parçalanacak Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin haritasını çiziyor. "Haritanın kaynağı sağlam... Pentagon'dan" diye de dip not düşmeyi ihmal etmiyor. Aradan seneler geçiyor, geçtiğimiz hafta o haritayı tekrar gündeme getiriyor. Dış politika analisti Robin Wright'ın haritalı analizine göre, parçalanma potansiyeli taşıyan devletler Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Yemen ve Libya. Robin çok iddialı; "5 ülkeden tam 14 yeni devlet çıkacak. Mezhep savaşı nedeniyle bölünecekler. Şimdi Arabistan'daki prens operasyonu, mezhep savaşını körükleyecek. Bu da ritmi hızlanan bir savaşı önümüze getirecek." Arabistan aşiretlerin birleşmesiyle kurulan krallıkla yönetiliyor. Bu yüzden ülkede 800 prens ve aşiretlerin iktidar savaşı var. Bir aşiret, karşı darbeyi önlemek için rakiplerinin helikopterlerini bile düşürerek tasfiye ediyor. El Kaide kurucusu Usame Bin Ladin'in kardeşleri Arabistan'ın en büyük inşaat şirketi sahibi zenginlerinden.
İktidarda olan aşiretin liderleri Ekim ayı sonunda ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ile görüştü. Ardından "Ilımlı İslam'a döneceğiz" dediler ve darbeye karşı darbeyi başlattılar. Trump tebrik etti. Tutuklananlar arasında "Ladin şirketi"ni yöneten Usame Bin Ladin'in kardeşi de var. Dünyaya "Biz ılımlı oluyoruz" mesajı veriyorlar. Çünkü yüzlerce milyar dolarlık silah aldıkları Washington böyle bir projeyi önlerine koydu. Suudi Arabistan'da darbeyi organize ettiler ardından darbecileri ihbar edip tutuklattılar. Şimdi Arabistan'da kaybeden aşiretler burnundan soluyor.
New York Times da "Bu prensler savaşı Suudi Arabistan'ı kesinlikle beşe bölecek" diye taa Amerika'dan bağırıyor. Avustralya merkezli düşünce kuruluşu Ekonomi ve Barış Enstitüsü de bir rapor hazırladı. Dünyanın birçok bölgesindeki savaş veya savaş eğilimlerinin oluşturduğu sektörün yıllık
14.3 TRİLYON DOLAR'lık ciroyu aştığını açıkladı. Terör örgütlerinin arkasındaki güç, kesinlikle silah üreticileriyle ortak çalışıyor. Birbirleriyle savaşan terör örgütlerinin kullandıkları silahların çoğu Amerikan malı... Hatta seri numaralarında birkaç farklılık var.
Terör örgütlerine bedava verilen silahlarla başlatılan savaşların getirdiği ekonomik güç ayrıca saha kazandırıyor. Örneğin ABD; terör örgütleri sayesinde son 10 yılda 40 ülkede askeri üs kurdu.
Dünyada savaş sloganlarının Amerikan ekonomisine desteği yüzde 25 civarında.
Bir ülke düşünün. Eğer o ülkeyi tehdit eden yoksa neler olur? O ülke güçlenir ve ekonomik anlamda bağımsızlığına kavuşur. O ülke artık tam bağımsızlık ister. Tam bağımsızlıkla ülkede refah yükselir, barış olur ve kutuplaşma biter.
ABD'nin böyle bir ülkeye tahammülü yoktur. Onun içindir ki dünyada Radikal Hrıstiyancı-Siyonist "NEOCON" terör var aslında. Akli dengesi "PARA" ile bozulmuş bir ittifak bu!