Radisson Blu oteller zinciri... Amerikalı Carlson Ailesi sahipleri... Ancak ortaklar arasında Fransızlar da var. Şirketin iki merkezinden biri ABD'de diğeri Avrupa başkenti Belçika Brüksel'de. Carlson ailesi Fransa'da en büyük yatırımları olan Amerikalı zengin grup. Ve Afrika'da Mali'de açtıkları Radisson Blu oteline dün teröristler girdiler, ilk etapta 170 kişiyi rehin aldılar. 6 Türk hemen serbest bırakıldı.
Otelde otomatik silah sesleri yankılandı.
Fransasever bir Amerikalı, onun Fransız ortakları ve Fransa'nın en çok sömürdüğü kara kıta ülkesi Mali... İlginç bir seçim, ilginç bir buluşma. Geçtiğimiz yıl Mali'deki madenlerin ve yer altı kaynaklarının Fransızlar tarafından nasıl sömürüldüğünü uzun uzun yazmıştım. Önce terör örgütlerini destekliyor, silah yağdırıyorlar. Ardından devlet başkanına gidip "Terörle mücadelede size yardım edelim" diyorlar. Paris'ten kalkan bombardıman uçakları Mali'de Devlet adına, kendi beslediği terör kamplarını vuruyor.
Ardından savaş tazminatı olarak madenleri, petrolden elmasa ne varsa süpürüyor. Ülkeyi ele geçiriyor ve ardından istediği Generali darbe yapıp telefonla Devlet başkanlığına getiriyor. Fransa 54 Afrika ülkesinden 24'ünü hala sömürgesi olarak cebinde tutuyor. Bu ülkelerde Fransızca konuşuluyor, Fransızca rüya görülüyor. Mali, Fransa'nın Afrika sömürge devletler topluluğunun başkenti gibi.
Geçtiğimiz hafta ahaber'de Yazboz'da harita üzerinde Mali ve diğer ülke madenlerinin Fransızlar tarafından nasıl sömürüldüğünü uzun uzun anlatmıştık. Hatta yayına yıllarca Mali'de yaşayan ve burada hücrelere kadar işleyen Fransız sömürgeciliği konusunda uzman olan gazeteci dostumuz Engin Şenol'u da yayına almıştık. Bize Paris'in sömürdüğü Mali'yi uzun uzun anlatmıştı. Bir hafta sonra Fransız aşığı patronların Mali'deki oteline yapılan baskını El-Kaide üstleniyor. Bu El-Kaide olur, IŞİD olur, Boko haram olur hiç önemli değil. Devletler artık terör örgütlerini kullanıyor. Ve dün silahların konuştuğu Fransız sömürgesi Mali'de Uranyum ve fosfat bolluğu vardı. Toprağın altı gaz ve petrol doluydu. O kadar çok petrol vardı ama nedense bugüne kadar açılan tek kuyu yoktu. 7 Temmuz 2013'te aynen şöyle yazdım bu sütunlarda; "Mali'de Altın fışkırıyordu her yerden ama... Yüzde 90'ı Müslüman olan halk... Altın nedir bilmiyordu." Bir de Amadoular'ın savaşını gündeme getirmiştim. İki tane Amadou vardı Mali'de. Amadou'lardan biri ABD'de eğitim almıştı ve darbeyle Devlet başkanı Fransız yanlısı Amadou'yu devirmişti. Ardından devrilen Fransız yanlısı Amadou, Paris'in desteğiyle, ABD yanlısı Amadou'yu devirmişti. İki yıl önce bu sütunlarda "Siz Amadoular'a takılmayın, Fransa ve ABD Mali'de birbirini yiyor" diye yazmıştım. Aradan iki yıl geçti...
Fransa sömürgesi Mali'de, Fransızların ve Fransa aşıklarının ortak olduğu otele El Kaide daldı. Daha bir hafta önce Yazboz'da "ABD, Fransa'ya Afrika'dan çık diyor. Paris saldırısının anlamı bu" diyorduk.
Bir hafta sonra Fransa'nın Afrika'daki baş ülkesinde silahlar konuştu. "E canım ne alakası var, El Kaide dalan" diyebilirsiniz.... ABD böyle işte, Suriye'de de terörist IŞİD'i kuruyor, ardından terörist PKK ile onu vuruyor. Devir artık, başkalarını sahaya sürme ve öldürtme devri. Dedik ya artık en güzel kullanılabilir orduları dağlarda veya çöllerde terörist bahçeleri oluşturarak kuruyorsun. Fransa Mali'ye terör örgütlerini besleyip devleti korkutarak yerleşti, şimdi aynı yöntemle bölgeden atılmak isteniyor. Ne ekersen onu biçersin. Terörle gelirsen, terörle gidersin... Peki ABD, Fransa'yı oralarda atarsa ne olacak? Amerikan pasaportu da hiç sevilmiyor oralarda... Sahi ne olacak, hangi pasaportla yerleşmek lazım oralara? Gaybı Allah bilir... Benim bildiğim ise 2 yıl öne burada yazdığım satırlardan ibaret. Aynen şunları demişim; "Mali'de sokaktaki insan Türkiye'nin adını duyunca gözyaşı döküyor. Başbakan Erdoğan'ın ismini duyunca düğmelerini ilikliyor. Türk görünce elindeki son ekmeği zorla veriyor. Amerika'sı, İngiliz'i, Fransız'ı, İspanyol'u, kıçı kırık Belçikalı'sı, Portekizli'si yıllarca sömürdü Afrika'yı. Osmanlı yüzlerce yıl bağrına bastı oraları. Sömürgecilerden korudu. Ve orada hala bizleri bekleyen milyonlarca Türk sevdalısı var." Hiç merak etmeyin, içimizdeki, ANADOLU'daki AMADOULARA rağmen gideceğiz ve kucaklaşacağız oralarla. Az kaldı!