Yıllarca Türk ordusunda görev yapan bir generalle buluştuk dün. Müthiş bir sohbete daldık. Saatlerin nasıl geçtiğini anlayamadım. Türkiye üzerinde oynanan oyunları anlattı.
İçimizdeki Türk görünümlü Türkiye düşmanlarını ve icraatlarını sıralarken gözleri yaşardı.
Bu ülkede nasıl YAPI'lar kurduklarını, bizi bize nasıl düşürdüklerini, Türkiye'deki mozaiği parçalamak için nasıl kirli ittifaklar yaptığını aktarırken zaman zaman dehşete katıldım.
Akdeniz'deki şirin illerimizden birinde iki sene önce görev görev yaparken emir subayına görev veriyor. "Ramazan ayındayız, git bu şehrin en fakir insanını bul" diyor. Ertesi gün emir subayı geliyor; "Buldum paşam, şu mahallede oturan 75 yaşında bir teyzemiz var.
Tek başına hayatla mücadele ediyor" diyor.
General, erzak paketi hazırlayıp o yaşlı teyzenin kapısını çalıyor. İftara yarım saat var. Hemen gelen erzaklarla sofra kuruluyor.
İftar'da General yemeğe başlıyor.
Ev sahibi yaşlı teyze sofraya oturuyor ama yemeklere dokunmuyor.
Paşa "Haydi teyze sen de orucunu aç" diyor. "Evladım ben Alevi'yim oruçlu değilim, siz devam edin" cevabı geliyor.
Buraya kadar anlattıklarından sonra General'in söyledikleri çok çarpıcıydı; "Ben bu şehrin en fakirine Ramazan'da iftar açacak diye yardım etmeye niyetlendim. Allah beni bu oruç tutmayan teyzemizin evine gönderdi.
Hiçbir şey tesadüf değildir." Paşa evden ayrılırken yaşlı teyzeye "Bir isteğin var mı" diye soruyor.
Teyze "Daha önce bir apartmanda kapıcı olarak çalışıyordum.
Yaşlandığım için işten çıkarıldım.
Sizden ricam eğer mümkünse işe geri alınmamı sağlayabilir misiniz" diyor.
General "Kaç para maaş alıyordun oradan" sorusunu yöneltiyor.
Sıkı durun, cevap çok ilginç. "Ayda 50 lira maaş alıyordum." Evet sene 2012...
Ve o 50 lira maaş o teyzenin DÜNYASI...
Onun için çok önemli. "DÜNYANIN DEĞERİ 50 LİRA" dedi Paşa.
Ve ekledi; "Neyin kavgasını yapıyoruz? Bu ülke Alevi'siyle Sünni'siyle, Türk'üyle Kürdüyle, Laikle muhafazkarla, sağcısıyla solcusuyla hepimizin. Hepimiz, hepimize lazımız.
Ama bizi bölmek, parçalamak yutmak için dışarıdan akıl almaz DOLAPLAR çeviriyorlar. Bunun için de hep aynı argümanları ve piyonları kullanıyorlar.
Bizi bize boğdurmak istiyorlar. Artık topyekün uyanmalıyız." General dostum yıllar önce askeri ateşe iken bir Avrupa ülkesinde davet alıyor.
Bin yıllık bir şatoya davet ediliyor. Şatoda o ülkenin siyasileri, elitleri, diplomatları ve yabancı misafirler ağırlanıyor.
Davetlilere "Burası 500 yıl önce HAÇLI Ordularının kurmaylarınca ilk toplantı yapılan yerdir" açıklaması yapılıyor. Paşa bu açıklamayı yaptıktan sonra çarpıcı bir cümle daha sarfetti; "Ben yıllarca Güneydoğu'da PKK ile savaşmadım. Esas savaşı Haçlı'lara karşı verdim." Evet her yer Batılı ajanlarla doluydu bölgede. Tek bir amaç vardı, Ortadoğu'ya enerji hatlarına, PARA'ya gitmemizi engellemek. Ve bölgeyle aramıza bir TAMPON ülke kurmak. Hep bölmek ve parçalamak için geldiler, gelmeye devam edecekler. Örgütleri, YAPI'ları kuruyorlar, içeriden insanları birbirine kırdırıyorlar.
Bakın daha üç gün önce İsrail Savunma Bakanlığı açıklama yaptı; "IŞİD bizim için tehlike ve tehdit değil" dedi.
Müslüman görünüp Müslümanların boğazını kesen bir örgüt İsrail için neden tehdit olsun?
Kurarsın, yönetirsin, parçalarsın ve zamanı geldiğinde o örgütle yeni sahibi olduğu ülkesinde masaya bile oturursun.
Çünkü "Bizim için tehdit değil" diye ilan ettiğin sözlerin diplomatik arenadaki açılımı "Yani ben bu örgütle masaya da otururum" demektir.
Ve oturuyorlar. Bizi ise BİZDEN görünenler vasıtasıyla da ŞAP'a oturtmak istiyorlar. Önemli olan bizim ne yapacağımız?
50 LİRALIK DÜNYA için ülkemizi mi satacağız?